Halık
Bir çiğnemlik et halindeyken ana rahminde biçimlendirdiğin kulunu; kimsenin tanımadığı, yüzüne bakamadığı bir haldeyken, yüzüne bakılır bir hale getirdiğin, kimse tanımazken önemseyerek insan kıldığın kardeşimi; yüzüne bakılır haldeyken, adı sanı anılıyorken yok saydım, gıybetini ederek bir çiğnemlik et gibi ağzımda çiğnedim. Özür diliyorum ey Halık.
Bari
Yokluktan çıkarıp, belirsizlikten kurtardığın kulunu; simasına sevimli ve tanıdık eylediğin kardeşimi, yokluğunu fırsat bilerek, hiç yokmuş gibi, gıybetimle ezdim. Başkalarını gözünde çirkinleştirdim, güzel yüzüne sevimsiz sıfatlar yapıştırdım. Kulunu hiç örneksiz ve hiç modelsiz, hiçlikten çıkarıp var etmendeki hikmeti ciddiye almadım ey Bari. Affedileceğimi umuyorum.
Musavvir
Dostlarıma tanıdık ve sevimli kıldığım sesimi, bana her an taze verdiğin nefesimi, yüzleri güzelleştiren, gülleri tebessüm ettiren tasvirine rağmen çirkin bir işte kullandım, pisliğe bulaştırdım. Yüzünü karanlıklardan çıkardığın, çirkinliklerden çıkarıp aldığın kardeşimin yüzüne kara çaldım. Güzelce tasvirine aykırı işler yaptım. Beni bağışlar mısın ey Musavvir?
Kahhar
Hata eden her kulunu hemen kahrınla helak edeceğin halde, acele etmeyip de tövbe etmesini beklemende gizli lutfunu göremedim. Haddimi aşıp hatalı kulunu ben kahretmeye kalktım. Kahrının, kulunun günahlarını bir anda yok edeceğine inandığım halde, ben günahlarını değil, kulunu kahretmeyi tercih ettim. Haddimi bilemedim. Gıybetle ettiğim, ettirdiğim günahları da yok eder misin ey Kahhar? Tekrarlayarak zihinlere kazıdığım kusurları da siler misin ey Kahhar?
Vehhab
Yokluğumda bile beni var sayıp insan eylediğin halde, adımın anılmadığı o zamanlardan beni alıp adımı anılır kıldığın halde, ben kardeşimin yokluğunda onu öldürdüm. İsmini önemsediğin, önemsettiğin, cismini el üstünde tuttuğun kardeşimi rezil ettim, aşağıladım, ismini kötüler arasında andım. Hoş göremedim eksikllerini, sabrımdan ikramda bulunamadım. Sevaplarımı kendi ellerimle yaktım. Müflisim. Sevapça fakirim. Bana kerem eyle ey Vehhab!