Tâbiîn devri evliyâsından. İsmi Abdullah bin Dînar, künyesi Ebû Abdurrahmân'dır. Doğum yeri ve târihi bilinmektedir. 744 (H.127) senesinde vefât etti.
Abdullah bin Dînar, Abdullah ibni Ömer'in âzâdlı kölesi idi. İlim ve edeb üzere yetişti. Hadîs-i şerîf ilminde üstün bir dereceye yükselmiş olup müksirûndan yâni, çok hadîs-i şerîf rivâyet edenlerdendir. Eshâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Ömer, Enes bin Mâlik'den (radıyallahü anhümâ), ayrıcaSüleymân bin Yesâr ve Ebû Sâlih bin Selmân'dan ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet etti. İmâm-ı Nesâî onu müksirûndan kabûl eder. Kendisinden, Mûsâ bin Ukbe, Mâlik oğlu Abdurrahmân, Nâfi el-Kureyşî, Süfyân bin Uyeyne, Muhammed bin Sûka gibi âlimler hadîs rivâyet ettiler. Hadîs âlimleri onu sika, güvenilir saydılar. Rivâyetleri meşhûr hadîs kitapları olan Kütüb-i Sitte'de bulunmaktadır. Nasîhatleri ile yol göstermiş ve insanların kalbinde yer tutmuştur.
Abdullah bin Dînar hazretleri, ahlâkça Tâbiînin en ileri gelenlerinden idi. Ebû Hamza bir gün kendisine; "Allahü teâlâya yaklaşmak nasıl olur?" diyerek nasîhat isteyince;
"İnsanlardan uzak ve yalnız olduğunda kısaca her zaman Allah'tan kork. Beş vakit namazını cemâatle kıl. Yönünü harama çevirme, böylece, Allahü teâlâya yaklaşanlardan ol." buyurmuştur.
Abdullah bin Dînar bir sohbetinde talebelerine ve sevdiklerine buyurdu ki:
"Lokman Hakim oğluna şöyle dedi: "Ey oğul! Ateş gelirken ondan nasıl emin olunur? Dünyadan ayrılmak muhakkak iken, ona nasıl meyledilir? Ölüm nasıl akıldan çıkar? Onun geleceğinden aslâ şüphe edilmez. Uyuduğun gibi öleceksin. Ey oğlum! İnsanın üç şeyi vardır: Rûhunu Azrâil aleyhisselâm alır. Hayır veya şer ne ise; ameli kendisine kalır. Bedenini de kurtlar yer ve toprak çürütür."
1) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s. 125
2) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.5, s. 626
3) Tehzib-ül-Esma, ve'l-Luga; c.1, s. 264
4) Mizan-ül-İtidâl; c.3, s. 417
5) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.5, s. 201
6) El-Menhel-ül Azb-ül Mevrûd; c.2, s. 286
7) Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s. 162
8) İslam Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.93
Abdullah bin Dînar, Abdullah ibni Ömer'in âzâdlı kölesi idi. İlim ve edeb üzere yetişti. Hadîs-i şerîf ilminde üstün bir dereceye yükselmiş olup müksirûndan yâni, çok hadîs-i şerîf rivâyet edenlerdendir. Eshâb-ı kirâmdan Abdullah ibni Ömer, Enes bin Mâlik'den (radıyallahü anhümâ), ayrıcaSüleymân bin Yesâr ve Ebû Sâlih bin Selmân'dan ilim öğrenip hadîs-i şerîf rivâyet etti. İmâm-ı Nesâî onu müksirûndan kabûl eder. Kendisinden, Mûsâ bin Ukbe, Mâlik oğlu Abdurrahmân, Nâfi el-Kureyşî, Süfyân bin Uyeyne, Muhammed bin Sûka gibi âlimler hadîs rivâyet ettiler. Hadîs âlimleri onu sika, güvenilir saydılar. Rivâyetleri meşhûr hadîs kitapları olan Kütüb-i Sitte'de bulunmaktadır. Nasîhatleri ile yol göstermiş ve insanların kalbinde yer tutmuştur.
Abdullah bin Dînar hazretleri, ahlâkça Tâbiînin en ileri gelenlerinden idi. Ebû Hamza bir gün kendisine; "Allahü teâlâya yaklaşmak nasıl olur?" diyerek nasîhat isteyince;
"İnsanlardan uzak ve yalnız olduğunda kısaca her zaman Allah'tan kork. Beş vakit namazını cemâatle kıl. Yönünü harama çevirme, böylece, Allahü teâlâya yaklaşanlardan ol." buyurmuştur.
Abdullah bin Dînar bir sohbetinde talebelerine ve sevdiklerine buyurdu ki:
"Lokman Hakim oğluna şöyle dedi: "Ey oğul! Ateş gelirken ondan nasıl emin olunur? Dünyadan ayrılmak muhakkak iken, ona nasıl meyledilir? Ölüm nasıl akıldan çıkar? Onun geleceğinden aslâ şüphe edilmez. Uyuduğun gibi öleceksin. Ey oğlum! İnsanın üç şeyi vardır: Rûhunu Azrâil aleyhisselâm alır. Hayır veya şer ne ise; ameli kendisine kalır. Bedenini de kurtlar yer ve toprak çürütür."
1) Tezkiret-ül-Huffâz; c.1, s. 125
2) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.5, s. 626
3) Tehzib-ül-Esma, ve'l-Luga; c.1, s. 264
4) Mizan-ül-İtidâl; c.3, s. 417
5) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.5, s. 201
6) El-Menhel-ül Azb-ül Mevrûd; c.2, s. 286
7) Hilyet-ül-Evliyâ; c.10, s. 162
8) İslam Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.93