Şu perişan dünyada, âvâre nev'-i beşer içinde, semeresiz bir hayatta; sahibsiz, hâmîsiz bir surette; âciz, miskin bir insan, bütün dünyanın sultanı da olsa kaç para eder. İşte bu âvâre nev'-i beşer içinde, bu perişan fâni dünyada; insan, sahibini tanımazsa, mâlikini bulmazsa, ne kadar bîçare sergerdan olduğunu herkes anlar.
Âvâre: Başıboş, boş gezen, işsiz güçsüz.
Nev'-i beşer: İnsan türü, insan cinsi, insanlar.
Semere: Netice, sonuç.
Hâmî: Koruyucu, koruyan.
Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.
Mâlik: Sahip, mal sahibi.
Bîçare: Çaresiz.
Sergerdan: Başı dönmüş, şaşkın.
Said Nursi
Âvâre: Başıboş, boş gezen, işsiz güçsüz.
Nev'-i beşer: İnsan türü, insan cinsi, insanlar.
Semere: Netice, sonuç.
Hâmî: Koruyucu, koruyan.
Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.
Mâlik: Sahip, mal sahibi.
Bîçare: Çaresiz.
Sergerdan: Başı dönmüş, şaşkın.