Allah, her bir ağaca meyveleri adedince hikmetler, çiçekleri adedince vazifeler takmıştır. Cümlesinin manası nedir ?
Allah, her bir ağaca meyveleri adedince hikmetler, çiçekleri adedince vazifeler
Bunu üstadımız, kainat ve içindeki her şeyin yaradılış gayelerini nazara vermek için misallendirmiştir. Demek ki her bir mahlukun;
a) Hikmet cepheleri
b) Vazifeleri vardır.
Burada hikmete misali meyve olarak, vazifeye de çiçek olarak veriyor.
a) Çünkü alemin Allah’a (yani zatına, sıfatına, esmasına ve şuunatına) bakan vazifeleri var. (yaradılış gayeleri)
b) İnsanın gayesine, maksadına, istifadesine ve tefekkürüne bakan hikmet ciheti vardır.
Tefekkür edecek insanlar için ağaçta bir meyve ön plana çıkar. Çünkü ağacın hayatı, faaliyeti boyunca insanı ilgilendiren noktası, meyvesi ve ona bağlı faidelerdir. İnsanlar meyvelere bakmakla hikmet cephesini kavrar. Diğerlerine mikyas kabul ederek anlayamadıkları, izah edemedikleri faaliyet ve hadiseleri de menfi yorumlamazlar. Cenabı hakkın hikmetine havale ederler. Alemin vazife cephesi ise Cenab-ı Hakkın onlara taktığı ve sergilemek istediği Cemalinin ve kemalinin bir nevi tezahürüdür. Bunlara insanın ufku ve idraki yetişmez. Çünkü bir ağacın çekirdekten ta meyvelerine kadar bütün hayati faaliyetleri vazifeleri olarak Cenab-ı Hakkın cemalini ve kemalini göstermekle kıymet ifade ederler.
Fakat insanlar için hikmet cephesi ön plana çıkar, meyve verdikten sonra kıymet ifade etmeye başlar. Bu sebepten dolayı insanlar eşyanın hikmet cephesine aşina olduğu için meyveler hikmete misal verilmiş. Eşyanın yaradılış vazifesi ancak sanii tarafından hakiki olarak bilineceğinden dolayı böyle isimlendirilmiştir.
Çiçekler ise vazifelerle misallendirilmiştir. Yani bizler, meyveler deyince aklımıza bir şeyler gelir de; çiçekler deyince o kadar incelikleri kavrayamayız. Yani tefekkürde suhulet ve kolaylaştırmaktır. Ağaç gibi bütün mahlukatın da milyonlarca hikmetleri; bizlerin her tarafıyla kavrıyamıyacağı milyonlarca vazifeleri vardır. Üstadımız mahlükatın üç yüzünden bahsediyor.
1-Kendine ve zişuura bakan veçhesi
2-Ahirete bakan yüzü
3-Cenab-ı hakkın sıfat ve esmasına bakan vechesi
Biz ancak tefekkürü birinci yüzde ciddi manada yapabiliriz. Diğer yüzlerde fikrimiz ve düşüncemiz, çok nakıs ve eksik kalır. Allah’ın da alemi esas yaratma sebebi kendi cemal ve kemalinin tezahürüdür. Bu ise, uluhiyeti ilgilendiren sırlardır
Allah, her bir ağaca meyveleri adedince hikmetler, çiçekleri adedince vazifeler
Bunu üstadımız, kainat ve içindeki her şeyin yaradılış gayelerini nazara vermek için misallendirmiştir. Demek ki her bir mahlukun;
a) Hikmet cepheleri
b) Vazifeleri vardır.
Burada hikmete misali meyve olarak, vazifeye de çiçek olarak veriyor.
a) Çünkü alemin Allah’a (yani zatına, sıfatına, esmasına ve şuunatına) bakan vazifeleri var. (yaradılış gayeleri)
b) İnsanın gayesine, maksadına, istifadesine ve tefekkürüne bakan hikmet ciheti vardır.
Tefekkür edecek insanlar için ağaçta bir meyve ön plana çıkar. Çünkü ağacın hayatı, faaliyeti boyunca insanı ilgilendiren noktası, meyvesi ve ona bağlı faidelerdir. İnsanlar meyvelere bakmakla hikmet cephesini kavrar. Diğerlerine mikyas kabul ederek anlayamadıkları, izah edemedikleri faaliyet ve hadiseleri de menfi yorumlamazlar. Cenabı hakkın hikmetine havale ederler. Alemin vazife cephesi ise Cenab-ı Hakkın onlara taktığı ve sergilemek istediği Cemalinin ve kemalinin bir nevi tezahürüdür. Bunlara insanın ufku ve idraki yetişmez. Çünkü bir ağacın çekirdekten ta meyvelerine kadar bütün hayati faaliyetleri vazifeleri olarak Cenab-ı Hakkın cemalini ve kemalini göstermekle kıymet ifade ederler.
Fakat insanlar için hikmet cephesi ön plana çıkar, meyve verdikten sonra kıymet ifade etmeye başlar. Bu sebepten dolayı insanlar eşyanın hikmet cephesine aşina olduğu için meyveler hikmete misal verilmiş. Eşyanın yaradılış vazifesi ancak sanii tarafından hakiki olarak bilineceğinden dolayı böyle isimlendirilmiştir.
Çiçekler ise vazifelerle misallendirilmiştir. Yani bizler, meyveler deyince aklımıza bir şeyler gelir de; çiçekler deyince o kadar incelikleri kavrayamayız. Yani tefekkürde suhulet ve kolaylaştırmaktır. Ağaç gibi bütün mahlukatın da milyonlarca hikmetleri; bizlerin her tarafıyla kavrıyamıyacağı milyonlarca vazifeleri vardır. Üstadımız mahlükatın üç yüzünden bahsediyor.
1-Kendine ve zişuura bakan veçhesi
2-Ahirete bakan yüzü
3-Cenab-ı hakkın sıfat ve esmasına bakan vechesi
Biz ancak tefekkürü birinci yüzde ciddi manada yapabiliriz. Diğer yüzlerde fikrimiz ve düşüncemiz, çok nakıs ve eksik kalır. Allah’ın da alemi esas yaratma sebebi kendi cemal ve kemalinin tezahürüdür. Bu ise, uluhiyeti ilgilendiren sırlardır