Livza
Well-known member
ALLAH indinde en kıymetli amel, sevdiklerini sırf ALLAH rızası için sevmek, düşmanlık ettiklerine de sırf ALLAHrızası için düşmanlık etmektir. ALLAH dostlarını sevmenin ve düşmanlarına buğzetmenin önemi büyüktür. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Üç şey imanın lezzetini artırır: ALLAH ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen müslümanı ALLAH rızası için sevmek ve ALLAH’ın düşmanlarını sevmemek.) [Taberani(Kişi, dünyada kimi severse, ahirette onun yanında olur.)
(Üç şey imanın lezzetini artırır: ALLAH ve Resulünü her şeyden çok sevmek, kendisini sevmeyen müslümanı ALLAH rızası için sevmek ve ALLAH’ın düşmanlarını sevmemek.) [Taberani(Kişi, dünyada kimi severse, ahirette onun yanında olur.)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyurdu ki:
Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, aşıkların elinde ve iradesinde değildir. Seviyorum diyen bir kimse, sevgilisinin düşmanlarından uzaklaşmadıkça sözünün eri sayılmaz. Buna yalancı denir. Sevgi, sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Büyükler, (Sevdiğin zatı inciten kimseye gücenmez isen, köpek senden daha iyidir) demişlerdir. ALLAHü teâlânın düşmanlarını sevmek, insanı ALLAHü teâlâdan uzaklaştırır. Onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz.
Sevgi, sevgilinin dostlarını sevmeyi, düşmanlarına düşmanlık etmeyi gerektirir. Bu sevgi ve düşmanlık, aşıkların elinde ve iradesinde değildir. Seviyorum diyen bir kimse, sevgilisinin düşmanlarından uzaklaşmadıkça sözünün eri sayılmaz. Buna yalancı denir. Sevgi, sevgilinin her şeyini sevmeyi gerektirir. Büyükler, (Sevdiğin zatı inciten kimseye gücenmez isen, köpek senden daha iyidir) demişlerdir. ALLAHü teâlânın düşmanlarını sevmek, insanı ALLAHü teâlâdan uzaklaştırır. Onun düşmanlarından uzaklaşmadıkça, sevgiliye dost olunmaz.
Muhammed aleyhisselama uymak için, Onu tam ve kusursuz sevmek gerekir. Tam ve olgun sevginin alameti de, onun düşmanlarını düşman bilip sevmemektir. Sevgiye gevşeklik sığmaz. İki zıt şeyin sevgisi bir kalbde, bir arada yerleşemez. Cem-i zıddeyn muhaldir. Yani iki zıddan birini sevmek, diğerine düşmanlığı gerektirir. (m. 165)
Doğru imanın alameti, kâfirleri düşman bilip, onlara mahsus olan ve kâfirlik alameti olan şeyleri yapmamaktır. Çünkü İslam ile küfür, birbirinin aksidir. Bunlardan birisine kıymet vermek, diğerine hakaret ve kötülemek olur. ALLAHü teâlâ, habibi olan Muhammed aleyhisselama, İslam düşmanları ile savaşmayı ve onlara sertlik göstermeyi emrediyor. ALLAHü teâlâ, kâfirlerin, kendi düşmanı ve Peygamberinin düşmanı olduklarını bildiriyor. ALLAH’ın düşmanlarını sevmek ve onlarla kaynaşmak, insanı ALLAH’a düşman olmaya sürükler. Bir kimse, kendini müslüman zanneder. Kelime-i tevhidi söyleyip, inanıyorum der. Namaz kılar ve ibadet yapar. Halbuki, bilmez ki, böyle, [ ALLAH’ın dostlarını sevmemek veya ALLAH’ın düşmanlarını “şu iyilikleri de var” diye sevmek] gibi çirkin hareketleri, onun imanını temelinden götürür. (m. 163)
Alıntıdır..