Allah'a abd olana her şey müsahhardır

Ahmet.1

Well-known member
Şu esasata dikkat lâzımdır:

1- Allah'a abd olana her şey müsahhardır. Olmayana her şey düşmandır.

2- Her şey kader ile takdir edilmiştir. Kısmetine razı ol ki, rahat edesin.

3- Mülk Allah'ındır. Sende emaneten duruyor. O emaneti ibka edip senin için muhafaza edecek. Sende kalırsa, meccanen zâil olur gider.

4- Devam olmayan bir şeyde lezzet yoktur. Sen zâilsin. Dünya da zâildir. Halkın dünyası da zâildir. Kâinatın şu şekl-i hazırı da zâildir. Bunlar sâniye ve dakika ve saat ve gün gibi birbirini takiben zevale gidiyorlar.

5- Âhirette seni kurtaracak bir eserin olmadığı takdirde, fâni dünyada bıraktığın eserlere de kıymet verme.


Said Nursi


Esasat: Esaslar, temeller.
Abd: Kul.
Müsahhar: Emir ve isteğe bağlı, emir dinler, emir altına alınmış, isteneni yapmaya hazır.
Kader: Herşeyin Allah’ın(cc) sonsuz ilmiyle belirlenmesi, bütün varlıkların ve olayların bütün ayrıntılarıyla Allah’ın(cc) sonsuz ilmiyle önceden belirlemesi.
Takdir: Kıymet verme, değer verme. *Bütün özellikleriyle belirleme.
Razı: Hoşnut.
Mülk: Mal. Yer. Sahip olunan herşey.
Emaneten: Emanet olarak.
İbka: Bakileştirme, süreklileştirme, devamlı olmasını sağlama.
Meccanen: Karşılıksız.
Zâil: Geçen, geçici, tükenen, sürekli olmayan.
Kâinat: Yaratılan bütün varlıklar, evren.
Şekl-i hazır: Hazır şekil, Şimdiki şekil, şu anki biçim.
Takiben: Takip ederek, izleyerek.
Zeval: Sona erme, son bulma, göçüp gitme.
Âhiret: Ölümsüz olan öbür dünya.
Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.
Kıymet: Değer.
 

Ahmet.1

Well-known member
Bakara, 25. Ayet: İman edip salih ameller işleyenlere, kendileri için; içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele. Cennetlerin meyvelerinden kendilerine her rızık verilişinde, "Bu (tıpkı) daha önce (dünyada iken) bize verilen rızık!" diyecekler. Hâlbuki bu rızık onlara (dünyadakine) benzer olarak verilmiştir. Onlar için orada tertemiz eşler de vardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
 

Ahmet.1

Well-known member
Allah hesabiyle vermeli ve almalı. ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükunet bulmalı. kusur etse istiğfar etmeli: ya rab, kusurumuzu affet. bizi kendine kul kabul et. emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. amin! demeli ve ona yalvarmalı. Sözler
 
Üst