Defalarca işlenen bir Konu!..
Evet sıkça sözedilen bu konunun geçtigi bir yerde dördüncü şuada var:
Nasıl ki işlenmiş bir eserin güzelliği, işlemesinin güzelliğine;
ve işlemek güzelliği, ustalığın o san'attan gelen ünvanın güzelliğine;
ve ustadaki san'atkârlık ünvanının güzelliği, o san'atkârın o san'ata ait sıfatının güzelliğine;
ve sıfatının güzelliği, kabiliyet ve istidadının güzelliğine;
ve kabiliyetinin güzelliği, zâtının ve hakikatinin güzelliğine
derece-i bedahette gayet katî bir sûrette delâlet ettiği gibi, aynen öyle de, bu kâinatın baştan başa bütün güzel mahlûklarında ve yapılışları güzel umum masnularındaki hüsün ve cemâl dahi,
San'atkâr-ı Zülcelâldeki fiillerinin hüsün ve cemâline katî şehadet; ve ef'âlindeki hüsün ve cemâl ise, o fiillere bakan ünvanların, yani isimlerin hüsün ve cemâline şüphesiz delâlet; ve isimlerin hüsün ve cemâli ise, isimlerin menşei olan kudsî sıfatların hüsün ve cemâline katî şehadet; ve sıfatların hüsün ve cemâli ise, sıfatların mebdei olan şuûnât-ı zâtiyenin hüsün ve cemâline katî şehadet; ve şuûnât-ı zâtiyenin hüsün ve cemâli ise, fâil ve müsemmâ ve mevsuf olan zâtının hüsün ve cemâline ve mâhiyetinin kudsî kemâline ve hakikatının mukaddes güzelliğine bedahet derecede katî bir sûrette şehadet eder.