Allah'ın Kendi Cemalini ve Kemalini Görmek İstemesi Nasıl Oluyor?

Hasan Güleç

Yeni Üye
Allah’ın zatı için tecelli söz konusu değildir. Tecelli eden Onun esma-i hüsnasıdır. Bu isimlerin tecelli etmesine Allah’ın zatının muhtaç olmadığı da açıktır. Bir örnek vermek gerekirse, Rezzak ismi tecelli etmek ister. Bunun için de rızıkların yaratılması gerekir. Şu var ki, yaratılan bu rızıklara insanlar ve hayvanlar muhtaçtırlar.

Allah’ın rızka muhtaç olduğu düşünülemeyeceği gibi Rezzak ismini tecelliye muhtaç olduğu da düşünülemez. İhtiyaç ancak mahlukat için söz konusudur. Şu var ki, Cenab-ı Hak Rezzak ismini tecelli ettirerek rızka muhtaç mahluklarını rızıklandırmayı ister. Mahlukatını rızıklandırmaktan bir memnuniyet-i mukaddesesi de vardır. Bu memnuniyet bir ihtiyaç değil, bir rahmet ve ihsan tecellisidir. Diğer isimler de aynı şekilde düşünülebilir.

Bir hadis-i kutside, “Rahmetim gadabımı geçti.” buyuran Cenab-ı Hak, İlahi isimlerini tecelli ettirmekle hem o isimleri tecellisiz bırakmamış, hem de bu tecelli ile mahlukatına rahmet etmiştir.

sorularlarisaleinur.com
 

Sirac

Well-known member
Bir zaman bir sultan varmış.

Servetçe onun pek çok hazîneleri vardı.

Hem o hazînelerde her çeşit cevâhir, elmas ve zümrüt bulunuyormuş.

Hem, gizli pek acâib defîneleri varmış.

Hem, kemâlâtça sanâyi-i garîbede pek çok mahareti varmış.

Hem, hesabsız fünûn-u acîbeye mârifeti, ihâtası varmış.

Hem, nihayetsiz ulûm-u bedîaya ilim ve ıttılâı varmış.



Her
cemâl ve kemâl sahibi, kendi cemâl ve kemâlini görmek ve göstermek istemesi sırrınca,

o sultan-ı zîşan dahi istedi ki, bir meşher açsın, içinde sergiler dizsin;

nâsın enzârında

  • saltanatının haşmetini,

  • hem servetinin şâşaasını,

  • hem kendi san'atının hârikalarını,

  • hem kendi mârifetinin garîbelerini izhâr edip, göstersin.

Tâ, cemâl ve kemâl-i mânevîsini iki vecihle müşâhede etsin:

Bir vechi, bizzat nazar-ı dekâik âşinâsıyla görsün; diğeri, gayrın nazarıyla baksın.

11. Söz
 
Üst