Bahsettiğim kavramları iyice detaylandırmışsınız. Belli ki bana göre çok üst düzeyde bir eğitim seviyeniz var. Saygılarımı sunuyorum.
Bu bahsettiğim üç kavram olan ''Görme'', ''duyma'' ve ''hissetme'' insanın bir maddeyi algılayabilmesi için yeterlidir. Artı olarak mutluluk, üzüntü, acı çekme gibi birçok duyguyu da hissederiz. Bunları algılayabilmemiz insan olmanın bir özelliğidir. İnsan gözü her türlü varlığı göremeyebilir, her türlü sesi duyamayabilir ama ben zaten önceki mesajımda insanın kendisinin algıladığı kadarından bahsettim. Yani bahsettiğim şeylerin bir sınırı vardır. O sınırlar içinde bulabileceğimiz ve delil diye ortaya süreceğimiz argümanlara bence gerek yoktur dedim. Çünkü bana göre Tanrı varlığı bu tür delillerle en fazla teorik olarak ispatlanabilir, ki bu da birçok inanmayanı pek ikna etmeye yetmez zannımca.
Aslında anlatmak istediğim tüm bunların dışında olan birşeydir. İstediğiniz bütün doğa olaylarını, dünyadaki eko sistemi veya daha birçok şeyi delil olarak ortaya koysanız bile inanmayanı pek etkileyemezsiniz. Eminimki sizlerde o sunduğunuz delillerden dolayı Tanrıyı kabul ediyorum diyemiyorsunuzdur. İnanmak tamamen insanın içinden gelen bir durumdur. Burada yapılacak tartışma, üzerinde durulması gereken husus da, inanmayan ve inanan insanların üzerine olmalıdır.
Bilgi ise bilen ile bilinen arasındaki ilişkidir, ben bu tanımı kabul ederim. Benim Tanrı anlayışım ise aslında birçok insanınkinden farklı değildir. Tanrı benim için, yaşadığımız ve içinde bulunduumuz tüm ortamı bize sağlayan güçtür. Kısacası böyle...