Konuya cevap cer

Cevap: Allahu Tealanın Varlığını İspatlıyoruz... İnanmayanlara ve akılların


ALLAH ( CC) BİLİMİN BİZZAT KURAMCISIDIR ! 


26.6.2000 tarihi gerçekten yeni çağın miladi olmaya adaydır.Bilgi teknolojisi ve onun ön ayak olduğu genetik biliminde kat edilen akıl almaz mesafe ,sonuçlarını ne zaman ve hangi alanlarda verecek;şu an için bu öngörüler spekülasyona tabidir ama artık dünyanın eski dünya olmayacağı da bir gerçektir. Son iki yıldır “genetik devrim” geliyor diye elime geçirdiğim her fırsatta haykıran birisi olarak, bu son gelişmeden bir haz almam imkansız.İnsan genomunun haritasının çıkarılmış olması muhakkak ki, zaman içinde sağlık ve ömür süresi üzerinde inanılmaz etkiler yapacak.Bu olası gelişmeleri medya enin boyuna irdeliyor. Ben ise yeni çağın insan ve özelikle Türk insanının “zihin yapısı” üzerinde yaratacağı olası değişiklikleri irdelemek istiyorum.Maalesef ,din ve bilim birbirini dışlayan öğeler olduğu varsayımı aşmamış bir ülkede yaşıyoruz.Fark etmek istemiyoruz ki; aralarındaki esas fark kullandıkları metodolojilerdedir.Benim genetik bilimdeki gelişmede duyduğum heyecan ise ,iki ayrı parkurda seyahat eden bu iki düşünce çığırının kullandıkları metodoloji itibarıyla değil ama Ulaşacakları mesafe açısından bir yol ağzında kesişmeleri ihtimaldir.Nitekim bu gelişme Dünyaya ilan edilmeden evvel 17 Haziran 2000 tarihinde yazdığım ”Acaba Tanrı=Bilim olabilir mi?” Başlıklı yazımı ;


“ Zihninizi şimdiden hazırlayın ;Tanrı bizzat bilimin kurmacısı olabilir “ sözleriyle bitirmiştim . Başkan Clinton da yeni keşfi ilan ederken Tanrı’nın yaratığı hayatı çözmekten bahsediyor. Bilimsel çalışmaların amacını çok dikkatli anlayalım.Bilimde hedef olmayanı yoktan yaratmak değil ,var olanı algılamak ve yönlendirmek.Varlığa “ol” emrini kim tarafından ve nasıl verildiği sorusunun cevabını aramak “deney ve gözlemi” kullanan bilimsel metodolojinin amacı değildir. Bu sorunun çeşitli cevapları ;amacı gerçeği bulmak değildir; amacı gerçeği bulmak değil gerçeği aramak


Olan felsefenin, dolayısıyla dinlerin işlevidir.Şimdi ulaşabildiğimiz yol ağzında iki çığırın (bilim ve din) görev tarifleri daha net yapılabilir. Bilimi yeni din haline getirenler, bilimin sonsuz keşif idraki kadar limitini de daha rahat görebilir; dini hurafe haline getirenler de Kuran’da çeşitli defalar geçen “aklınl kullan” emrinin manası artık kavrayabilir.



Ne mutlu ki “İslam’ın altın çağı “veya “Cumhuriyetin 1930 ruhu” diye haykırarak başlarını kuma gömenler de bu fırtınadan kaçamayacaklar ,onlar gereken dersi alacaklar.Dünyayı ,bir büyüğün kocaman bir bahçenin çeşitli yerlerine sakladığı oyuncakları bulmak için gayret sarf eden çocukların, neşe içinde bul_kaç oynamaları olarak algılamak,bana büyük keyif veriyor.Heyhat! Bir yerlere saklanmış oyuncakları buldukça ne kadar çok seviniyoruz.


Hz. İbrahim ,Allah’a sormuş:


_Ölüleri nasıl canlandırıyorsun?


_ Allah cevap vermiş;


_ Sen bana inanmıyor musun? İnanıyorum ama aklıma yer et ki gönlüme yer edesin!”15 nisan 2000tarihli “21.yüzyıl Hz..İbrahim’e Hazır mı ? başlıklı yazımdan. ( 29.6.2000 C. ÜLSEVER : Hürriyet )


İNSAN var edildiği günden bugüne dek şu üç sorunun cevabını Arıyor:


1)Ben kimim 


2)Nereden geldim ,nereye gidiyorum? 


3)çevrem ne? Bu sorulara verilen cevaplar değişse de bu soruların kendirli binlerce yıldır değişmiyor.İlginçtir, insanoğlu bu evrensel 3soruya cevap üretirken bilim ve inancı da adeta iki ekol olarak algılıyor.Tarihsel olarak bu iki ekol ,birbirleriyle sürtüşüyorlarmış gibi kabul ediliyor.Hatta .bilimin kat ettiği akıl almaz gelişmeler, inancın gerilemesi olarak telakki ediyor .Sanki ,iki rakipten birisi diğerinin alanını daraltma pahasına gelişiyor. 




Ancak ,ortada birde tarihsel paradoks var. Acaba esasında inanç ile bilim aynı şeyler olabilir mi?İnsanoğlu ,bilimin gerçeği arama mücadelesinde özde tanrıyı ,var edeni arıyor olabilir mi ? Bana öyle geliyor ki ,bu ikilemin cevabını ararken tarihsel bir kavşağa çok yaklaştık. İkilemin sırrı yakında çözülecek! 21.yüzyıla girdiğimiz şu dönemde bilgi teknolojisinde kat edilen olağan üstü gelişme bir başka olağanüstü gelişmeyle taçlanmak üzere. Galiba oldukça yakın bir süre içinde birde genetik bilimde ulaşacağımız mesafe , bize ‘tanrımı, bilim mı? ’ikileminde epey ışık tutacak. Zannıma göre, birinin zaten ötekinden doğduğunu keşfedeceğiz! IBM bilgisayarları genetik çalışmaları hızlandırma aşamasına gelmiş (3Haziran 2000-Washington Post).Önümüzdeki beş yılda IBM ‘da Görevli bilim adamları,dünyanın en hızlı çalışan Bilgisayarlarını geliştirmeye soyunmuşlar. Bu bilgisayar şu anda var olan en hızlı bilgisayardan 500 misli daha hızlı hareket edecekmiş. Bilgisayarın görevi de insanı var eden proteinlerin gelişme yapısını çözmek için model oluşturmak olacakmış. Proteinlerin biyolojik nitelikleri çözülecekmiş. 



Bu başarılırsa insan bilincinin nasıl çalıştığı, cinsiyetin nasıl şekillendiği,hastalıkların nasıl geliştiği gibi şu an için birer muamma olan bir sürü soruya cevap bulacakmış Proteinler, insan vücudunun moleküller yaratıcıları olduğu için, bilim adamları her bir Proteinin kimyasal çalışma kurallarını çözmeye niyetlenmişler. Mavi gen adı verilen yeni bilgisayar en hızlı 40 bilgisayarın 40 misli hızla çalışacak ve sadece bir Proteinin nasıl çalıştığını ancak bir yılda çözecekmiş.Alınacak sonuçlar,bilim ve sanayinin çalışma ve algılama yöntemlerini alt üst edebilirmiş. Esas gaye,tüm fonksiyonlarıyla İnsan denen varlığın karışımını oluşturan maddelerin çözülmesi imiş. Açıkçası insanoğlu artık kendisini çözmeye soyunmuş! 20. yüzyılın en önemli biyolojik keşfi olarak, genetik taşıyıcılar DNA’ların varlığının 1953’te ortaya atılmasından sonra şimdi sıra protein,gen,DNA üçlemesinde, adına ‘can’dediğimiz varlığın nasıl oluştuğunu çözmeye gelmiş.’’Tabiat (Tanrı)bu canlandırma işleminin milyonlarca yıldan beri her an her saniye saniye tekrar ediyor. Şimdi sıra bunun nasıl ve neden olduğunu anlamaya geldi’’ Diyor bir bilim adamı. IBM’in amacı bir protein çevresinde tüm proteinlerin nasıl çalıştığını çözme mücadelesi olarak kabul ediliyor. Şüpheci bilim adamları ise parçaların çözülmesinin bütününün nasıl çalıştığını belirleyemeyeceğini iddia ediyorlar. Birisi diyor ki,(parçaları çözmek sadece bir başlangıçtır ben size bir Boeing777 uçağını var eden 10.000parçanın listesini versem,bu liste uçağın nasıl uçtuğu hakkında hiçbir bilgi vermez.) diyor. İyimserler ise nasıl ve neden sorularına cevap vermesek dahi bu çalışma sonunda bir sürü hastalığın nasıl iyileştirileceği hakkında bilgi sahibi oluruz, diyorlar. Zihninizi şimdiden hazırlayın:Tanrı, bilimin olası bulgularının bizzat kuramcısı olabilir.C.Ülsever :17.06.2000


NOT: Clington : Tanrının yaşamı yarattığı dili bugün öğreniyoruz. Tanrının en kutsal armağanını ne kadar harika, güzel ve karmaşık olduğunu daha yakından anlıyoruz.Elin Baş gavuru bunu anladı ama yerli maymuncular hala dedelerini Şempaze ilan etme derdinde...!




Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst