Hem mâdem bu arz, kesret-i mahlûkat cihetiyle ve mütemâdiyen değişen yüz binler çeşit çeşit envâ-ı zevi'l-hayat ve zevi'l-ervâhın meskeni, menşei, fabrikası, meşheri, mahşeri olması haysiyetiyle, bu kâinatın kalbi, merkezi, hulâsası, neticesi, sebeb-i hilkati olarak, gayet büyük öyle bir ehemmiyeti var ki, küçüklüğü ile beraber koca semâvâta karşı denk tutulmuş. Semâvî fermanlarda dâimâ, "Rabbüs Semavati Vel Ard" deniliyor.
Risale-i nurlarda kainat,sonra dünya hep ibadet içinde gösterilir.Dua bir ibadettir,ve kainat ve hususen dünya duadan ibarettir sanki.Mahlukatın dillerince dualar vardır.İnsanın en kabiliyetli oldugu fakat en çok başıboş bıraktıgı ubudiyet görevini nebatat,hayvanat gibi mahlukat fıtraten yaparlar,bihakkın yerine getirirler.
İşte dunyamız maddeten küçüktür ama mahlukatça yapılan fıtri ibadetlerin,tesbihatların ve tahiyyatların çoklukla tecelli ettigi yer olmasından ve insanların içindende salihlerin (onların ibadetlerini -fıtratlarının camiiyetiyle- kendilerinede katarak) Allah a ibadet etmeleri dünyayı zengin kılar.Küçüklügüne ragmen onu azim gösterir.Tıpki insanında küçük olup Allah ın onu kendisine muhatap kılması gibi.
Tesbih,hamd ve takdis Allah içindir.Hayat bunlar içindir.Hamd,tesbih ve takdis de en güzel ve en çok küre-i arzımızda yapılır.Fıtraten yapan mevcudat artı cuzi iradesi olan Allah ın emrine itaat eden kulları tarafından.
Batıl yolda gidenler de çokturlar.Ama onların çoklugu alemlerdeki çoklugun yanında kuçuk kalır.Onlar Allah ı tanımamakta,sevmemekte iseler de Allah her an tesbih edilmektedir,Ona hamd edilmektedir.
Allah ın ihtiyacı yoktur.Yalnız hakikatte olan budur.
Risale-i nurlarda kainat,sonra dünya hep ibadet içinde gösterilir.Dua bir ibadettir,ve kainat ve hususen dünya duadan ibarettir sanki.Mahlukatın dillerince dualar vardır.İnsanın en kabiliyetli oldugu fakat en çok başıboş bıraktıgı ubudiyet görevini nebatat,hayvanat gibi mahlukat fıtraten yaparlar,bihakkın yerine getirirler.
İşte dunyamız maddeten küçüktür ama mahlukatça yapılan fıtri ibadetlerin,tesbihatların ve tahiyyatların çoklukla tecelli ettigi yer olmasından ve insanların içindende salihlerin (onların ibadetlerini -fıtratlarının camiiyetiyle- kendilerinede katarak) Allah a ibadet etmeleri dünyayı zengin kılar.Küçüklügüne ragmen onu azim gösterir.Tıpki insanında küçük olup Allah ın onu kendisine muhatap kılması gibi.
Tesbih,hamd ve takdis Allah içindir.Hayat bunlar içindir.Hamd,tesbih ve takdis de en güzel ve en çok küre-i arzımızda yapılır.Fıtraten yapan mevcudat artı cuzi iradesi olan Allah ın emrine itaat eden kulları tarafından.
Batıl yolda gidenler de çokturlar.Ama onların çoklugu alemlerdeki çoklugun yanında kuçuk kalır.Onlar Allah ı tanımamakta,sevmemekte iseler de Allah her an tesbih edilmektedir,Ona hamd edilmektedir.
Allah ın ihtiyacı yoktur.Yalnız hakikatte olan budur.