ABDULLAH4
Forum Yöneticisi
AŞK İle Yanan Çıra olalım efendim......
Bu gün sobayı tutuşturmak için kömürlerin üzerine odun parçaları koymuştuk,koymuştukta değerli olan kömürleri tutuşturupta ısı versin faydalı olsun çevresine diye.
Fakat gazete parçaları ile bu kalın odunları tutuşturmak zaman alıyor ,yani çok gazete tüketmek gerekiyor anlıyacagınız.
Bizde çıra ile tutuşturmasını keşfettik.2 adet küçüçük ve ince odun parçası kocaman odunları nasıl yaktığını ve sonrada yanan odunların o değerli kömür madenlerini tutuşturduğunu gördük,neyse 1 tane çırayı tutuşturup odunların arasına koyuverdik diğerinide yanına bıraktı ki yanan çıra kuvvetli olsun ,odunlar kalın ve sert ya yardımı olsun birbirine diye ,öyle bir yandı ki insan ,pardon çıralar 2 vücut iken tek oldular yanarken ,hem yandılar..
AŞK ile hemde değersiz olan odunları yaktılar,odunlarda bir tutuştu ki değerli olan kalb'i , pardon madeni,başladılar çevrelerine ısı dağıtmaya.
Hem hanemiz eşimiz çocuklarımız ,pardon yaaa ,soba diyecektik gene yanlış oldu..Hemde sobanın üzerindeki çaydanlık kaynamaya başladı ,bizde kalktık yerimizden ağır,ağır çayımızı demledik .
Güzelce hanemiz ile (ailemiz ile) afiyetle içtik muhabbet ile.Evet arkadaşlar bu hal bu gün zevk ile sevgi ile oldu.
Bakın arkadaşlar bizlerin içinde bu odunlardan çok vardır,gereksiz olan bilgiler,sağdan soldan alınan ilimlerle doluyuz ağzına kadar,gazete dediğimiz çabuk alınan ve unutulan yaşamımıza geçiremediğimiz geçirsekte çabuk bıktığımız ilimler bizi yakmaz tutuşturamaz ,faydamız kendimize dokunamadan başkalarına hiç faydalı olamayız .
Ama çıra olup yanmaya başlarsak hem gereksiz olan bilgilerden hemde bizde ki odun tabiri yapılan yüklerden kurtuluruz.Yandıkça yanar 2 lik olanın tekliğe geçmesi rahat olur sıkıntı çekilmez bizide bu yüklerden kurtarmak için kesmezler.
Bir örnek daha verelim hadi aklımıza gelen bizden değildir sözününe uyalım bari...Oduncunun biri yağmurlu havada odun kesmeye gitmiş ormana,ihtiyacı olanı kesmiş ,bakmış ki odunlar gözüne az gelmiş biraz daha derken epey bi odun kesivermiş yağmurun etkisi ilede,sarmış odunları eşeğine düşmüş kasabanın yoluna az kaldı,tamam geldim derken eşek saplanmış çamura sırtındaki ağır yüküyle ,sahibi sağ çekmiş olmamış ,sola çekmiş eşeği gene çıkaramamış çamurdan her hareket ettiğinde bakmış ki eşek biraz daha batar çamura.
Hemen yüklerini azaltmaya başlamış eşeğinin,aldıkça odunları eşek bir adım atmış,çıkardık ça odunları sırtından bir adım derken ,eşek bir tarafa odunlar bir tarafta kalmış.Anlamış ki sırtına yüklenen odunların ağırlığı eşeği çamura saplamış .İşte o gün bu gün oduncular eşeklerine fazla odun yüklemezlermiş.
Ne diyem odun cu milleti ders alacak tabi yaptığı işlerinden...Selametle efendim....
Bu gün sobayı tutuşturmak için kömürlerin üzerine odun parçaları koymuştuk,koymuştukta değerli olan kömürleri tutuşturupta ısı versin faydalı olsun çevresine diye.
Fakat gazete parçaları ile bu kalın odunları tutuşturmak zaman alıyor ,yani çok gazete tüketmek gerekiyor anlıyacagınız.
Bizde çıra ile tutuşturmasını keşfettik.2 adet küçüçük ve ince odun parçası kocaman odunları nasıl yaktığını ve sonrada yanan odunların o değerli kömür madenlerini tutuşturduğunu gördük,neyse 1 tane çırayı tutuşturup odunların arasına koyuverdik diğerinide yanına bıraktı ki yanan çıra kuvvetli olsun ,odunlar kalın ve sert ya yardımı olsun birbirine diye ,öyle bir yandı ki insan ,pardon çıralar 2 vücut iken tek oldular yanarken ,hem yandılar..
AŞK ile hemde değersiz olan odunları yaktılar,odunlarda bir tutuştu ki değerli olan kalb'i , pardon madeni,başladılar çevrelerine ısı dağıtmaya.
Hem hanemiz eşimiz çocuklarımız ,pardon yaaa ,soba diyecektik gene yanlış oldu..Hemde sobanın üzerindeki çaydanlık kaynamaya başladı ,bizde kalktık yerimizden ağır,ağır çayımızı demledik .
Güzelce hanemiz ile (ailemiz ile) afiyetle içtik muhabbet ile.Evet arkadaşlar bu hal bu gün zevk ile sevgi ile oldu.
Bakın arkadaşlar bizlerin içinde bu odunlardan çok vardır,gereksiz olan bilgiler,sağdan soldan alınan ilimlerle doluyuz ağzına kadar,gazete dediğimiz çabuk alınan ve unutulan yaşamımıza geçiremediğimiz geçirsekte çabuk bıktığımız ilimler bizi yakmaz tutuşturamaz ,faydamız kendimize dokunamadan başkalarına hiç faydalı olamayız .
Ama çıra olup yanmaya başlarsak hem gereksiz olan bilgilerden hemde bizde ki odun tabiri yapılan yüklerden kurtuluruz.Yandıkça yanar 2 lik olanın tekliğe geçmesi rahat olur sıkıntı çekilmez bizide bu yüklerden kurtarmak için kesmezler.
Bir örnek daha verelim hadi aklımıza gelen bizden değildir sözününe uyalım bari...Oduncunun biri yağmurlu havada odun kesmeye gitmiş ormana,ihtiyacı olanı kesmiş ,bakmış ki odunlar gözüne az gelmiş biraz daha derken epey bi odun kesivermiş yağmurun etkisi ilede,sarmış odunları eşeğine düşmüş kasabanın yoluna az kaldı,tamam geldim derken eşek saplanmış çamura sırtındaki ağır yüküyle ,sahibi sağ çekmiş olmamış ,sola çekmiş eşeği gene çıkaramamış çamurdan her hareket ettiğinde bakmış ki eşek biraz daha batar çamura.
Hemen yüklerini azaltmaya başlamış eşeğinin,aldıkça odunları eşek bir adım atmış,çıkardık ça odunları sırtından bir adım derken ,eşek bir tarafa odunlar bir tarafta kalmış.Anlamış ki sırtına yüklenen odunların ağırlığı eşeği çamura saplamış .İşte o gün bu gün oduncular eşeklerine fazla odun yüklemezlermiş.
Ne diyem odun cu milleti ders alacak tabi yaptığı işlerinden...Selametle efendim....