Huseyni
Müdavim
Cehennem
Bir gün Behlül Dânâ, üstü başı toz toprak içinde Harun Reşid’in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:
“Bu ne hâl Behlül? Nereden geliyorsun böyle?”
“Cehennemden geliyorum ey hükümdar!”
“Ne işin vardı Cehennemde?”
“Ateş lâzım oldu da!... Ateş almaya gittim.”
“Peki getirdin mi bâri?”
“Hayır efendim, getiremedim. Cehennemin bekçileri ile görüştüm. Onlar ‘Sanıldığı gibi ateş burada bulunmaz. Ateşi herkes dünyadan kendisi getirir’ dediler!”
Bir gün Behlül Dânâ, üstü başı toz toprak içinde Harun Reşid’in huzuruna çıktı. Harun Reşid sordu:
“Bu ne hâl Behlül? Nereden geliyorsun böyle?”
“Cehennemden geliyorum ey hükümdar!”
“Ne işin vardı Cehennemde?”
“Ateş lâzım oldu da!... Ateş almaya gittim.”
“Peki getirdin mi bâri?”
“Hayır efendim, getiremedim. Cehennemin bekçileri ile görüştüm. Onlar ‘Sanıldığı gibi ateş burada bulunmaz. Ateşi herkes dünyadan kendisi getirir’ dediler!”
hayreddİn ekmen
Ramazan/Yeniasya
Ramazan/Yeniasya