Az Gülmek Çok Ağlamak !

thewords

Member
İbn-i Ömer (r.anhümâ) şöyle anlatıyor:
Resûlüllah (s.a.v.) bir gün, oturup konuşan ve gülüşen bir topluluğa rastladı ve kendilerine selâm vererek, ’Arzuları yeneni çok hatırlayınız!’ buyurdu. Onlar, ’Arzuları yenen nedir?’ diye sorduklarında, ’Ölümdür!’ cevabını aldılar.
Hasanı Basrî (k.s.) hazretleri, devamlı gülüp duran bir delikanlıya rastladı. Ona:
-Evlâdım Sırat köprüsünden geçtin mi? diye sordu. O da:
-Hayır, dedi.
-Cennette mi veya cehennemde mi olacağını biliyor musun? diye sordu. Yine:
-Hayır, cevabını aldı.
-Öyleyse niçin gülüyorsun? diye sordu.
İşte o andan sonra, bu delikanlının bir daha güldüğü görülmedi.
Âlimler, on çeşit ağlamanın olduğunu söylemişlerdir:
1. Sevinçten dolayı ağlamak,
2. Üzüntüden dolayı ağlamak,
3. Merhametten dolayı gözlerinden yaş gelmek,
4. İleride meydana gelecek korkulardan dolayı ağlamak,
5. Yalancıktan ağlamak. Cahiliye devrinde ölüler için tutulan ağıtçı kadınlar gibi. Bunlar, başkalarını ağlamaya teşvik ve tahrik etmek için yalancıktan ağlarlardı.
6. Ağlayanları görünce duygulanıp sebebini bilmeden ağlamak,
7. Sevgi ve hasretten dolayı ağlamak,
8. Katlanamayacağı acı ve elemden dolayı ağlamak,
9. Zayıflık ve güçsüzlükten dolayı ağlamak,
10. Münâfıklıktan dolayı ağlamak. Bu çeşit ağlama kalbin kaskatı olmasına rağmen, yalancıktan gözlerden yaş gelmesidir.
Kendisini ağlamak için zorlamaya gelince; bu da mezmûm ve memdûh olmak üzere iki çeşittir.
Zemmedilen, ayıplanan zoraki ağlama, gösteriş maksadıyla yapılan ağlamadır.
Medhedilen yani övülmeye lâyık olan zoraki ağlama ise, kalpleri yumuşatmak için yapılandır. Bu da ancak gecenin ortasında, Allahtan başka kimsenin görüp duymayacağı hususi bir mahalde olmalıdır.
Netice olarak deriz ki; âhireti isteyen kişi, az gülüp çok ağlamalı. Ölümle mutlaka karşılaşıp hesâba çekileceğini unutmamalıdır. Zira, ’Nice gülüşenler vardır ki, kefenleri kefencinin yanında hazırdır.’
 
Üst