Bana Yardım Ediniz

Huseyni

Müdavim

b635.gif

Azîz, sıddîk kardeşlerim,



Bu dünyada, husûsan bu zamanda, husûsan musîbete düşünlere ve bilhassa Nur Şâkirtlerinde dehşetli sıkıntılara ve me'yusiyetlere karşı en tesirli çâre, birbirine tesellî ve ferah vermek ve kuvve-i mâueviyesini takviye etmek ve fedâkâr, hakîki kardeş gibi birbirinin gam ve hüzün ve sıkıntılarına merhem sürmek ve tam şefkatle kederli kalbini okşamaktır.

Mâbeynimizdeki hakîki ve uhrevî uhuvvet, gücenmek ve-tarafgirlik kaldırmaz.
Mâdem ben size bütün kuvvetimle îtimat edip, bel bağlamışım ve sizin için, değil yalnız istirahatimi ve haysiyetimi ve şerefimi, belki sevinçle rûhumu da fedâ etmeye karar verdiğimi bilirsiniz, belki de görüyorsunuz.

Hattâ kasemle temin ederim ki, sekiz gündür, Nurun iki rüknü-zâhirî-birbirine nazlanmak ve tesellî yerine, hüzün vermek olan ehemmiyetsiz hâdise, bu sırada benim kalbime verdiği azap cihetiyle, "Eyvah! Eyvah! El-aman! El-aman! Yâ Erhamürrâhimîn, medet! Bizi muhâfaza eyle. Bizi cin ve insî şeytanların şerrinden kurtar. Kardeşlerimin kalblerini birbirine tam sadâkat ve muhabbet ve uhuvvet ve şefkatle doldur" diye, hem rûhum, hem kalbim, hem aklım feryad edip ağladılar.

Ey demir gibi sarsılmaz kardeşlerim!

Bana yardım ediniz. Meselemiz çok nâziktir. Ben, sizlere çok güveniyordum ki, bütün vazifelerimi şahs-ı mânevinize bırakmıştım. Siz de, bütün kuvvetinizle benim imdâdıma koşmanız lâzım geliyor.

Gerçi hâdiseniz pek cüz'î ve geçici ve küçük idi; fakat, saatimizin zenbereğine ve gözümüzün hadekasına gelen bir sıbah, bir zerrecik dahi incitir. Ve bu noktada ehemmiyetlidir ki, maddî üç patlak ve mânevî üç müşâhedeler, tam tamına haber verdiler.

Said Nursî

 
Üst