Başörtü ve kanun 25 Ekim 2010 Pazartesi 05:39 Başörtüsü tartışmaları son h

harp

Well-known member
Başörtü ve kanun
25 Ekim 2010 Pazartesi 05:39
Başörtüsü tartışmaları son hız devam ediyor. Referandum sonrası oluşan makul ortam, yasağın kaldırılmasında yöneticilere büyük cesaret verdi. YÖK'ün başlattığı uygulama ile bir çok üniversitede başörtülü öğrenci derslere girmeye başladı. Bir kısım üniversitede ise hala yasakçı tutum inadına devam ediyor.
Tartışmalar arasında yasağın hiç bir kanuna dayanmadığı, "kanunsuz yasak" olduğu sıkça ifade ediliyor. Başörtüsüne olumlu bakanlarca sık sık dile geitirilen bu söz de aslında kendi içinde problem barındırıyor. Başörtüsü yasağı için kanun olsa ne yazar ki? Böyle saçma sapan bir kanun -velev olsaydı bile- bir an önce değiştirilecekti.
Yasağın kaldırılması için kanun yapmaya bile gerek yok. YÖK'ün üniversitelere göndereceği genelgeler yasağı bitirir. Ve nitekim son yaşanan olumlu gelimeler İstanbul Üniversitesine gönderilen bir yazı ile başladı. Siyasiler de başörtü etrafından devam eden gereksiz polemiklerden kaçınsa her şey daha kolay ve daha güzel olacak.
Dönemin YÖK başkanına uygulatılan başörtü yasağı yine YÖK başkanının inisiyatifi ile bir bir ortadan kaldırılıyor. Elbette bir anda yok olmuyor. Ancak zaman içinde bunlar da bitecek. Milletimiz büyük bir olgunluk ve sessiz bir dirençle bunun da üstesinden gelecek. Bunun için herkes; öğrenci, veli, yazar, esnaf, memur, öğretim üyesi, dekan, rektör vs. kendi makamında, elinden geldiğince gayret göstermeli.
Bu gayret sadece kendi problemi için sınırlı kalmamalı. Toplumun farklı kesimlerinin yaşadığı ve sürekli gündemde olan her türlü hak gasbına karşı yürütülecek demokratik mücadele topyekün sonuç verecektir. Az bir cesaret bir çok balonu patlatacak.
NURCULUĞUN YAKIN TARİH RÖPORTAJLARI
Risale Haber'de yayınlanan özel röportajlar bir hayli ilgi görüyor. Özellikle Nurculuğun yakın tarihi ile ilgili o günleri bizzat yaşamış şahitlerin anlattıkları geçmişi daha net görmeye yardımcı oluyor. Bunların devamı gelecek. Abdurrahman Iraz, o dönemin şahitleriyle görüşmeye devam ediyor.
Bediüzzaman Sempozyumu vesilesiyle Türkiye'de bulunan yabancı temsilciler ile yapılan röportajlar da devam edecek. Farklı din, dil, coğrafya ve ırkan gelen konuklarla yapılan röportajlar da dünya Risale-i Nur okuyucularının penceresinden görünenler yayınlanacak.
YAZI İŞLERİNİN KONUKLARI
Geçtiğimiz hafta yazı işlerimizin misafiri vardı. Risale-i Nur'ları Arap dünyasına kazandıran İhsan Kasım Salihi ile sıcak ve faydalı bir sohbet gerçekleştirdik. Geniş bir vizyona sahip olan Salihi ağabey Risale-i Nur hizmetleriyle ilgili tecrübelerini anlattı, tavsiyelerde bulundu. Haberinin yayınlanmasından sonra İhsan Kasım ağabeyin sözlerinin yayınlanmasıni isteyen çok sayıda mesaj aldık. İnşallah bunu da yayınlayacağız.
Zaman zaman yazıişlerinde konuk ağırlamaya da devam edeceğiz.
 

harputi

New member
Cevap: Başörtü ve kanun 25 Ekim 2010 Pazartesi 05:39 Başörtüsü tartışmalar

AŞAĞIYA İKTİBAS ETTİĞİMİZ AİHM KARARI RESMİDİR. SON GÜNLERDEKİ KIYAFETE DAİR SERBESTİYETİN ALTINDA BU RESMİ KARAR YATMAKTADIR. BU GÜN BU TARİH İTİBARİYLE KIYAFETİNDEN SEBEP MAĞDUR OLAN KARDEŞLERİMİZ AŞAĞIDAKİ DİLEKÇE METNİNİ DELİL GÖSTERİP EN TABİ OLAN BU İNSANİ HAKKINI SAVUNABİLİR VE ELDE EDEBİLİR



Av. Abdullah ÇİFTÇİ
Ilkız Sokak No:24/26 Sıhhiye Ankara
Tel: 0 312 232 23 77 - Cep: 532 252 16 37

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞI’NA

ANKARA


Ekte sunduğum, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) 23.02.2010 tarih ve 41135/98 sayılı (18 sayfa) kararından ve Türkçe çevirisinden (14 sayfa) görüleceği üzere [Yargıtay (www.yargıtay.gov.tr) sitesinde ve Ankara Barosu sitesinde yayınlanmıştır]; sivil bir kişinin inancından dolayı, kamusal alanda dahi sarık ve cübbe giyebileceği öngörülmektedir. Bu kararda kamusal alan olmayan cadde ve sokaklarda da sarık ve cübbe giyilebileceği tabii olarak açıklanmaktadır. Bu husus Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 9.maddesinde, bahsedilen “Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü çerçevesinde; din, dini inançlarını açığa vurma özgürlüğü” gereği görülmüştür. Türkiye Cumhuriyetinin bu karara itiraz ederek AIHM Büyük Dairesine götürme isteği de 4 Ekim 2010 tarihinde, Büyük Daire bünyesinde yer alan kurulca görüşülerek ret edilmiş, böylece söz konusu karar kesinleşmiştir.
Zaten bu AIHM kararının sebebi de, bir davada müvekkillerin duruşmada, sarık ve cübbeleriyle savunma yapmak istemeleri üzerine; savunmalarının alınmayarak kendilerine ceza verilmesi olmuştur(*). İç hukuku tükettikten sonra, bu cezanın haksız olduğunu AİHM’de dava açarak ileri sürdük. Görüleceği üzere, bu uygulamanın AİHS’nin 9.maddesine aykırı olduğuna dair karar verilmiştir.
Bu karar ile, anayasanın 174. Maddesinde yer alan ve “Anayasaya aykırı olduğunu anlaşılamaz ve yorumlanamaz” denilen devrim (inkılâp) kanunlarından olan; 28 Kasım 1925 tarih ve 671 sayılı “Şapka iktisası hakkındaki kanun” ile 3 Aralık 1934 gün ve 2596 sayılı “Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun” hükümlerinin, çağın gerisinde kaldığı ve kaldırılmaları gerektiği anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda “Şapka iktisası hakkındaki kanun” ve “Bazı kisvelerin giyilemeyeceğine dair kanun” hükümlerinin, aynı maddede bahsedilen “Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin laiklik niteliğini koruma” ile bir ilgisinin olmadığı da ortaya çıkmaktadır.
Bilindiği üzere, Anayasanın 90/5 maddesi gereğince, “Temel hak ve özgürlüklere ilişkin” milletlerarası antlaşmalar iç hukuktan üstün sayılmaktadır. AİHM de AİHS gereğince kurulmuş olup bu mahkemelerin kararları iç yargı organlarını bağlayıcı nitelik taşımaktadır.
Bu nedenle, Anayasanın 174. Maddesinde yer alan 671 sayılı “Şapka İktisası Hakkındaki kanun” ve 2594 sayılı “Bazı Kisvelerin Giyilemeyeceğine dair kanun” başlıklı inkılâp kanunlarının kaldırılması için gereğini tensiplerine saygılarım sunarım. 22.10.2010

Ahmet Arslan ve diğerleri Vekili
Av. Abdullah ÇİFTÇİ
İmza


EKİ: AİHM nin 23.02.2010 gün ve 41135/98 nolu asıl kararı
ve Türkçe çevirisi (32 sayfa) ile Büyük Dairenin kararı içeriği

Bilgi için:
Cumhurbaşkanlığı makamı,
Başbakanlık makamı,
Genel Kurmay Başkanlığı,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı,
Parti Genel Başkanlığı,
İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanlığı,
Büyükelçilikler,
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu Başkanlığı.
 
Üst