"Türkiye'de irtica tehlikesi var"
Evren: Başörtülılar tamam ama ya çarşaflılar ve mayolular da gelirse
Başörtüsüne "Başörtü" adının verildiği bu yıllar, Turgut Özal'ın başbakanlığının ilk yıllarıdır. Özal yasağa karşı çeşitli girişimlerde bulunur ve 1984 yılında YÖK'ten Başörtüa izin çıkar. Aynı yıl Başörtü yüzünden okuldan uzaklaştırılan bir kız öğrencinin itirazını reddeden Danıştay'ın kararı, tartışmaları alevlendirir. Cumhurbaşkanı Kenan Evren'in "Türkiye'de irtica tehlikesi var" demesi üzerine YÖK, Danıştay kararına da uyarak 1987 yılında Başörtüı tekrar yasaklar.
Önce kabul eder sonra mahkemeye götürür
Turgut Özal 1987 genel seçiminden hemen sonra Meclis'te, Başörtüı serbest bırakmak için yasa tasarısı hazırlığı başlatır. ANAP Malatya Milletvekili Bülent Çaparoğlu'nun öncülük ettiği çalışma sonucunda yasa çıkar ama Cumhurbaşkanı Kenan Evren "Başörtülılar tamam ama çarşaflı ve mayolular da gelirse ne olacak" diyerek yasayı veto eder.
Bunun üzerine Turgut Özal ve Avni Akyol, YÖK Başkanı İhsan Doğramacı ve Cumhurbaşkanı Kenan Evren'le konuşup mutabık kaldıktan sonra YÖK Disiplin Yönetmeliği'nde değişiklik yapılır ve Başörtüa özgürlük sağlayan yeni yasa Aralık 1988'de Meclis'ten geçirilir. Evren yasayı bu defa veto etmez, önce imzalar, sonra da Anayasa Mahkemesi'ne götürür. Mahkeme 26 Mart 1989 yerel seçimlerinden hemen önce Başörtü yasasını iptal eder. Bunun üzerine İstanbul başta olmak üzere ülkenin pek çok şehrinde geniş katılımlı protesto mitingleri düzenlenir.
İkinci kes serbest edilir başörtüsü
ANAP mahkemenin iptal gerekçesini dikkate alarak 25 Ekim 1990'da yükseköğretim kurumlarında başörtüye serbesti getiren üçüncü kanunu çıkarır. Bu defa SHP iptal talebiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurur, talep reddedilir. 2547'nin ek 17. maddesi uyarınca üniversitelerde her türlü kılık ve kıyafet serbest olur ve 1997'de Kemal Gürüz'ün YÖK Başkanı seçilmesine kadar 7 yıl boyunca 81 üniversitede 150'ye yakın rektör ve 2 YÖK başkanı tarafından uygulanır.