Konuya cevap cer

Cevap: Bediüzzaman Said Nursi’ye Göre Kur’ân'ın Mucizeliğini Açıklama Metod


Sekizinci vecih: Gaybi ihbarları 


                        Kur’ân’ın ihtiva ettiği ihbarat-ı gaybiye üç çeşittir.  (el-Mektûbât’ın 143 sayfasında belirttiği gibi dört çeşit değildir): Maziye ait  ihbarat-ı gaybiye: Kur’ân, Hz. Adem’den tâ en hayırlı asır olan Asr-ı Saadete  kadar pek çok haberleri nakletmiştir. İstikbale ait ihbarat-ı gaybiye: Hz.  Muhammed’in korunacağına, düşmanlarının hezimete uğratılacağına, Rumların  Sasanîlere galib geleceklerine, Müslümanların Mekke’yi fethedip Mescid-i  Haram’a gireceğine dair ihbarlar bu nev’e girer. Hakaik-ı İlahiyeye, hakaik-ı  kevniyeye ve umûr-u uhreviyeye dair ihbarat-ı gaybiyesidir.



                        Bediüzzaman, Fetih Sûresinin ihtiva ettiği gaybî haberleri  zikrederken şu değerlendirmeyi yapar: “İşte Kur’ân’ın enva-ı i’câzından olan  ihbar-ı gayb nev‘inin lemeat-ı i’câziyesi ayat-ı Kur’âniyede o kadar çoktur ki,  hasra gelmez. Ehl-i zahirin kırk elli âyete hasretmeleri, nazır-ı zahirî iledir.  Hakikatte ise binden geçer. Bazen bir âyette dört beş vecihle ihbar-ı gaybî  bulunur.”



                        Kur’ân’ın i’câzını isbat eden ihbarat-ı gaybiyenin diğer bir  çeşidini de Bediüzzaman nazım sûretindeki Lemeat risalesinde şöyle açıklar:  “Nakil ve hikâyatında, ihbar-ı sadıkada hazır müşahid gibi bir üslûb-u bedi-i  pür meanî naklederek, beşeri onunla ikaz eder. Menkulatı şunlardır: İhbar-ı  evvelîni, ahval-i ahirîni, esrar-ı cehennem ve cinanı. Hakaik-ı gaybiye, hem  esrar-ı şehadet, serair-i İlâhî, revabıt-ı kevniye dair hikayatıdır, hikayet-i  iyânî ki ne vaki’ reddeylemiş, ne mantık tekzib etmiş. Mantık kabul etmezse redd  de bile edemez. Semâvî kitabların ki matmah-ı cihânî. İttifakî noktalarda  museddikane nakleder. İhtilâfî yerlerinde musahhihane bahseder.”


Bu açıklamaların önceki vecihle de münasebeti bulunmaktadır.


Şu kadar var ki: Ben, Bediüzzaman’ın: “Ulemâ-i batın için Kur’ân  baştan başa ihbarat-ı gaybiye nev’indendir” derken kendisine katılmıyorum.  Çünkü, “Ulema-i batın” tabiri, âlimler nezdinde mazbut değildir. Ayrıca bu gibi  ikiliklerden uzak durmak gerekir. Çünkü bu ümmeti yanlış anlamaya sevkeden  hususlardandır. Bundan dolayı biz Müslümanlarda şu gibi ikilikler ortaya çıkmış:  Ulemâ-i zahir-Ulemâ-i batın, dünya-ahiret, ilim-din...


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst