Bir balinaya nasıl bir ipin üstünden atlamayı öğretirsiniz?

kayýp_gül

Well-known member
İşte acayip bir soru: Bir balinaya nasıl bir ipin üstünden atlamayı öğretirsiniz? Gerisini okumaya başlamadan önce bir düşünün; isterseniz bir tartışın.
Önce sıradan bir balina bulunur. Balina büyük bir havuzun içine konur. 20 metre derinliğindeki havuzun dipten 3 metre yüksekliğe bir ip gerilir ve balina ipin üstünden geçince balıkla ödüllendirilir. İpin altından geçince bir şey verilmez. Balina ipin üstünden her geçmeyi başarışında ip bir metre daha dipten yukarı yükseltilir. Yüksele yüksele ip sonunda havuzun su seviyesine getirilir. Balina balık yiyebilmek için havuzda ipin üstünden atlamaya başlar.

Genç Pelin, nasıl iyi bir yönetici olabileceğini öğrenmek istiyor. Bu konuda bilgi almak üzere şirketteki yöneticilikteki orijinal yaklaşımı ile ünlü Bilge Bey’den randevu istiyor. Bilge Bey, “Cuma günü saat 09:00-11:00 arası hariç her saat olabilir” diyor. Bilge Bey ile ilk yaptığı görüşmede, Bilge Bey yöneticiliği öğrenmesi için, ona kendisine bağlı yöneticilerle görüşmesini öneriyor.

Hedef Belirleme
Bilge Bey’e Bağlı Mine Hanım, Pelin’e her Cuma Bilge Bey ile toplantı yaptığını ve haftalık hedeflerini sunduğunu açıklıyor. Hedefler 250 kelimeyi ve bir sayfayı geçmiyor. Ve sunduğu sadece hedef, nasıl yapılacağı değil.Hedefleri, Mine Hanım bizzat belirliyor. Ancak şirkete ilk girdiğinde birlikte belirlediklerini anımsıyor.

Övgü
Bilge Bey’e bağlı Cem Bey, Bilge Bey’i şöyle anlatıyor: “Bilge Bey Hedeflere ulaşılma performansını sürekli olarak takip eder. Sürekli olarak doğru bir şey yaparken bizi yakalamaya çalışır. İyi ve doğru yaptığımız şeyi tespit ettiğinde, o işi, o eylemi, o davranışı över. Hemen över. Samimi bir şekilde över. Duygusunu paylaşır.”

Yargılama
Bilge Bey’e bağlı Sezgin Bey, Bilge Bey’in nasıl bir yargılama yaptığını anlatıyor:
“Bir başarısızlık olursa, sadece davranışı yargılar. Kişi hakkında hiçbir şey söylemez.
Bu yargılama uzamaz, çok kısa sürer. Yargılama sırasında doğru davranış biçimini ve yanlış yargılama biçimini açıklar.”
Buradan hareketle yöneticiliğin 3 Basit Kuralı olduğunu söyleyebiliriz: Birincisi: Hedef oluşturmak. Hedefe Ulaşılmasını Talep Etmek ve Sonucu Takip Etmek. İkincisi: İstenilen sonuca ulaşıldıysa, bu sonuca ulaşmaya yol açan davranışı övmek! Üçüncüsü: İstenilen sonuca ulaşılamadıysa, bu sonuca ulaşmaya yol açan davranışı yargılamak ve öneri getirmek.
Balina öyküsüne dönersek, öyküdeki ip atlamak hedef, balık övgü, balık vermeme durumu ise yargılamadır.

Kral ve Vezirin Öyküsü
Bir gün Kral, Vezir’ine demiş ki, bundan sonra ben halkımı kucaklayan, hoşgörülü, onları öven bir tarz izleyeceğim. Sense onlara karşı sert, hoşgörüsüz bir tarz izleyeceksin.
Böylece senden nefret ederken, bana bağlılıkları artacak. Ancak durum tam böyle olmamış.
Vezirden herkes nefret ediyor; ama bir taraftan da çekiniyormuş. Kral’ı ise kimse takmıyormuş. Kral tarzını değiştirmeye karar vermiş. Halkına karşı sertleşmiş. Halkı “Bu adam bunadı galiba, ne kadar iyiydi, şimdiki haline bak” diye düşünmüş. Fakat vezirden de yardım isteyecek halleri yok. Sonunda Kral’ı da Vezir’i de alaşağı edip köylülerden hedef - vizyon çizen birini Kral yapmışlar. Ne övgüyle, ne de yargılamayla başlamamak gerek, başlangıç noktası hedeftir. Övücü, hoşgörülü ya da sert, yargılayıcı olmamak gerek. Bunlar bir tarz değil, belirli durumlarda ortaya çıkan bir davranış olmalıdır. .

Melih Arat
 
Üst