• İnsan kalben ne düşünürse, kendisi odur.
• Bir mücâdelede mağlup düşmek, bir ahd ve gayrette muvaffakiyetsizliğe uğramak, mücâhede ve gayretin icaplarındandır. Gayeye erişmek ve yükselmek isteyenlerin “beklemeye mecbur oldukları” faydalı bir imtihandır.
• Zihinleri müspet düşüncelerle dolu iken, insanların hakikî hâlinin, kuvvetinin yüzde elliye yakın bir nispette ziyadeleştiği, tecrübelerle sabittir. Maneviyatı kırık kimselerin de normal kuvvetlerinin üçte birinden aşağı bir derecede kuvvetsiz bulundukları görülmüştür.
• Senin ne bedeninde, ne zihninde hiç bir arıza yok. Seni yıldıran, karşılaştığın haller değil, o haller hakkında düşündüklerindir. O haller başına gelmeden onları olmuş gibi düşünmek akılsızlıktır.
• Meseleyi düşünmeli, fakat üzülüp gam ve keder içinde kalmamalı.
• Düşünmekle -muhakeme ve muhasebe etmekle- üzülmek, birbirinden farklı olan hallerdir.
• Düşünmek demek, meselenin neden ibaret olduğunu tespit ettikten sonra lâzım gelen tedbirleri sükûnetle almak demektir.
• Dehâ dikkati değil, dikkat dehâyı verir.
• Bir insan meş’ûr ve sebatkâr bir şekilde çalışmasını ve nizamlı yaşamasını bilmezse, kabiliyetlerini inkişaf ettiremez.
• Kişi, çalışmak, sadâkat ve sebat etmek suretiyle kendisini yetiştirmek iradesine sâhip değilse, kabiliyetlerini geliştirmekte muvaffak olamaz.