İlim-irfan
Well-known member
Tıbbî araştırmalar; haricî darbeler hariç; kanser dahil birçok maddî hastalığın kaynağının vehmî, psikolojik olduğunu; insanların yüzde 70’inin kafalarındaki olumsuz düşüncelerle hasta olduklarını ortaya koymuş. Aşırı, yersiz heyecan, öfke, korku, üzüntü, evham, yerinde kullanılmayan sevgi; fâni şeylere, maddeye bağımlılık; olumsuz duygular kalb ve damar hastalıklarında önemli bir faktör. Bunun ilmî izâhı şöyle yapılır:
Aşırı uyarılma, vücûdumuzda zehir üretmekte, bu zehir bir sürü bozukluğa yol açmaktadır.
Dr. Stanley Cobb, eklem iltihabı hastalığına, maddî sıkıntı, hayal kırıklığı, gerginlik, endişe, yalnızlık, acı, keder, uzun süren hastalık korkusu ve üzüntünün sebep olduğunu söyler. Uzman bir doktor, “Gelen hastaların birçoğuna bakıyorum vücutlarında hiçbir hastalık yok, fakat kafalarındaki olumsuz düşünceler kendilerini hasta hissetmelerine sebep oluyor”1 der. Maurice Messegue, La Rochefoucauld’in hastalıklarımızdan kötü duyguları sorumlu tuttuğunu nakleder: “Hırs, insanın ateşini yükseltir
. Heyecan, sarılık ve uykusuzluk sebebi olur. Tembellik felç, çöküntü, göbek yapar. Hiddet, nefes darlığı ve kan basıncının artmasına yol açar. Korku yürek çarpıntısı ve baygınlık getirir. Boş gurur, insanı delirtir. Cimrilik, kellik ve uyuza yol açar. Üzüntü, skorbüt ve böbreklerde taş yapar. İftira ve gammazlık, kızıl, kızamık ve çiçek hastalığına sebep olur. Kıskançlık ise, kangren, veba ve kuduz getirir.” 2
Pensilvanya Üniversitesinden Dr. L. J. Saul, yaptığı bir araştırmada, moral bozukluğunun soğuk algınlıklarına, hattâ nezleye bile yol açtığını tesbit etmiş: “Duygu bozuklukları asıl olarak burun ve boğazdaki kan dolaşımını etkiler. Burun ve boğazdaki mukozanın (yumuşak tabakanın) soğuk algınlığı mikroplarını öldürme kabiliyeti azalır. Bu mikroplar da vücudumuza girerek bizi hasta eder. Kalb damarlarının daralması, kalbe gelen kan miktarını azaltır. Bu azalma, kalb dokusunun gıdasız kalmasına yol açar. Daralma, daha ziyade damar sertliğinin neticesidir. Damar sertlikleri veya damar cidarlarının tıkanması da, kalb atışlarının düzeninin bozulmasındandır. Kalbin herhangi organik bir bozukluğu olmadığında da, asabiyetten kaynaklanan kalb nevrozu hastalıkları vardır. Ruh sağlığı bozulduğunda kalbe tesir eder ve çalışma sistemini bozar. Ağrı ve çarpıntılar meydana gelir.” 3
Circulation dergisinin haberine göre, sekiz yıl boyunca 13 bin kişi üzerinde yapılan araştırmalar, öfkeli, fevri insanların kalp krizi geçirme riskinin, diğerlerine oranla 2,69 kat yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmayı yürüten Janine Williams; elde edilen sonuçların, “öfke, sıkıntı ve depresyonun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini” ispatladığını belirtti.4 Hattâ, depresyon, stres, iş hayatındaki monotonluk veya işten memnûniyetsizlik gibi psikososyal faktörlerle bel ağrıları arasında ilişki var.5
Modern tıp ilminin ortaya koyduğu bu verilere Bediüzzaman, onlarca sene önce şöyle işaret eder: “Vehmî (aslında olmayıp, var zannedilen olumsuz düşünceler) hastalık, çok devam etse gerçek hastalığa döner. Maddî hastalık, meraka dayanır; devam eder. Özellikle evhamla bir dirhem maddî hastalık, bâzân merak vasıtasıyla on dirhem büyür.” 6
Şu halde; imân, tevekkül ile rûhunu/duygularını güçlendiren, maddî hastalıklara kolay kolay yakalanır mı?
Dipnotlar:
1- Dr. Norman Vicent Peale, Olumlu Düşünmenin Gücü, Sistem Yay., İst., 2001, s. 80, 135, 24.
2- Tabiat Haklıdır, s. 338.
3- Dr. Nevzat Emiroğlu, Kan ve Dolaşım, YAY., İst., 1982, s. 61-63.
4- Bizim Âile/Dağarcık, Eylül 2000, s. 2.
5- Dr. Pınar Çelik Menkü, Fizik Tedâvi ve Rehabilitasyon Uzmanı/Yeni Asya/7.1.2003.
6- Lem’alar, s. 219, 211.
Ali Ferşadoğlu - Yeni Asya
12/01/2010
Aşırı uyarılma, vücûdumuzda zehir üretmekte, bu zehir bir sürü bozukluğa yol açmaktadır.
Dr. Stanley Cobb, eklem iltihabı hastalığına, maddî sıkıntı, hayal kırıklığı, gerginlik, endişe, yalnızlık, acı, keder, uzun süren hastalık korkusu ve üzüntünün sebep olduğunu söyler. Uzman bir doktor, “Gelen hastaların birçoğuna bakıyorum vücutlarında hiçbir hastalık yok, fakat kafalarındaki olumsuz düşünceler kendilerini hasta hissetmelerine sebep oluyor”1 der. Maurice Messegue, La Rochefoucauld’in hastalıklarımızdan kötü duyguları sorumlu tuttuğunu nakleder: “Hırs, insanın ateşini yükseltir
Pensilvanya Üniversitesinden Dr. L. J. Saul, yaptığı bir araştırmada, moral bozukluğunun soğuk algınlıklarına, hattâ nezleye bile yol açtığını tesbit etmiş: “Duygu bozuklukları asıl olarak burun ve boğazdaki kan dolaşımını etkiler. Burun ve boğazdaki mukozanın (yumuşak tabakanın) soğuk algınlığı mikroplarını öldürme kabiliyeti azalır. Bu mikroplar da vücudumuza girerek bizi hasta eder. Kalb damarlarının daralması, kalbe gelen kan miktarını azaltır. Bu azalma, kalb dokusunun gıdasız kalmasına yol açar. Daralma, daha ziyade damar sertliğinin neticesidir. Damar sertlikleri veya damar cidarlarının tıkanması da, kalb atışlarının düzeninin bozulmasındandır. Kalbin herhangi organik bir bozukluğu olmadığında da, asabiyetten kaynaklanan kalb nevrozu hastalıkları vardır. Ruh sağlığı bozulduğunda kalbe tesir eder ve çalışma sistemini bozar. Ağrı ve çarpıntılar meydana gelir.” 3
Circulation dergisinin haberine göre, sekiz yıl boyunca 13 bin kişi üzerinde yapılan araştırmalar, öfkeli, fevri insanların kalp krizi geçirme riskinin, diğerlerine oranla 2,69 kat yüksek olduğunu ortaya koydu. Araştırmayı yürüten Janine Williams; elde edilen sonuçların, “öfke, sıkıntı ve depresyonun insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerini” ispatladığını belirtti.4 Hattâ, depresyon, stres, iş hayatındaki monotonluk veya işten memnûniyetsizlik gibi psikososyal faktörlerle bel ağrıları arasında ilişki var.5
Modern tıp ilminin ortaya koyduğu bu verilere Bediüzzaman, onlarca sene önce şöyle işaret eder: “Vehmî (aslında olmayıp, var zannedilen olumsuz düşünceler) hastalık, çok devam etse gerçek hastalığa döner. Maddî hastalık, meraka dayanır; devam eder. Özellikle evhamla bir dirhem maddî hastalık, bâzân merak vasıtasıyla on dirhem büyür.” 6
Şu halde; imân, tevekkül ile rûhunu/duygularını güçlendiren, maddî hastalıklara kolay kolay yakalanır mı?
Dipnotlar:
1- Dr. Norman Vicent Peale, Olumlu Düşünmenin Gücü, Sistem Yay., İst., 2001, s. 80, 135, 24.
2- Tabiat Haklıdır, s. 338.
3- Dr. Nevzat Emiroğlu, Kan ve Dolaşım, YAY., İst., 1982, s. 61-63.
4- Bizim Âile/Dağarcık, Eylül 2000, s. 2.
5- Dr. Pınar Çelik Menkü, Fizik Tedâvi ve Rehabilitasyon Uzmanı/Yeni Asya/7.1.2003.
6- Lem’alar, s. 219, 211.
Ali Ferşadoğlu - Yeni Asya
12/01/2010