insanFakiri
Well-known member
Cenâb-ı Hak bir âyet-i kerîmede şöyle buyuruyor
“Onlar cehennemde «Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar da dünyada iken yaptıklarımızdan baaşka ameller işleyelim çokça sâlih ameller yapalım» diye feryâd ederler. (Onlara şöyle denilir)
«Sizi düşünüp öğüt alabilecek bir kişinin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı! Çünkü zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur.” (Fâtır 37)
* * *
Rasûlullah -sallALLAHu aleyhi ve sellem-bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“Pişmanlığın en kötüsü kıyâmet gününde duyulandır.” (Vâkıdî III 1016-1017; Kudâî Müsnedü’ş-şihâb no: 1337)
* * *
Hasan Basrî Hazretleri bir cenazeye katılmıştı. Defin işlemleri bittikten sonra yanındaki bir zâta sordu:
“–Bu vefât eden zât acaba şu anda dünyaya geri dönüp sâlih amellerini zikirlerini artırmayı ve günahlarına daha fazla istiğfar etmeyi düşünüyor mudur?” diye sordu. O zât da:
“–Evet tabiî ki düşünüyordur” dedi. Bunun üzerine Hasan Basrî Hazretleri şöyle buyurdu:
“–O hâlde bize ne oluyor ki bu vefât eden kişi gibi düşünmüyoruz?”
(İbnü’l-Cevzî el-Hasenü’l-Basrî)
“Onlar cehennemde «Ey Rabbimiz! Bizi buradan çıkar da dünyada iken yaptıklarımızdan baaşka ameller işleyelim çokça sâlih ameller yapalım» diye feryâd ederler. (Onlara şöyle denilir)
«Sizi düşünüp öğüt alabilecek bir kişinin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmişti. Öyle ise tadın azabı! Çünkü zâlimlerin hiçbir yardımcısı yoktur.” (Fâtır 37)
* * *
Rasûlullah -sallALLAHu aleyhi ve sellem-bir hadîs-i şeriflerinde şöyle buyururlar:
“Pişmanlığın en kötüsü kıyâmet gününde duyulandır.” (Vâkıdî III 1016-1017; Kudâî Müsnedü’ş-şihâb no: 1337)
* * *
Hasan Basrî Hazretleri bir cenazeye katılmıştı. Defin işlemleri bittikten sonra yanındaki bir zâta sordu:
“–Bu vefât eden zât acaba şu anda dünyaya geri dönüp sâlih amellerini zikirlerini artırmayı ve günahlarına daha fazla istiğfar etmeyi düşünüyor mudur?” diye sordu. O zât da:
“–Evet tabiî ki düşünüyordur” dedi. Bunun üzerine Hasan Basrî Hazretleri şöyle buyurdu:
“–O hâlde bize ne oluyor ki bu vefât eden kişi gibi düşünmüyoruz?”
(İbnü’l-Cevzî el-Hasenü’l-Basrî)