Nesl-i Cedid
Well-known member
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Fikriyle, tecessüsüyle, ilmiyle ve irfanıyla Türk münevverleri üzerinde derin tesirler bırakmış bir mütefekkir: Cemil Meriç. Seyahatle değil, ama düşüncesiyle bütün Avrupa’da ve Asya’da devr-i âlem yaptı, sonunda bu topraklarda karar kıldı. Mustafa Armağan’ın ifadesiyle, “Osmanlı doğdu, Osmanlı öldü.” Dünya tefekkür tarihinde önemli rol oynayıp da Cemil Meriç’in zihninde yoğrulmamış ve satırlarından çıkmamış bir düşünce veya düşünür var mıdır acaba? Sanmıyorum. Neler çıkmadı ki bu münzevi aydının satırlarından… Liberalizm, Marksizm, anarşizm, emperyalizm, egzistansiyalizm, nihilizm… “İdrakimize giydirilmiş deli gömlekleri”ni öğrendik bu geniş tecessüsten. Avrupa’nın edebiyatını da edebiyatçısını da öğrendik; Hugo’yu, Zola’yı, Balzac’ı ve daha nicelerini... Haksızlık etmeyelim; Ahmet Mithat’ı, Namık Kemal’i ve Ali Suavi’yi de öğrendik… Herkesi ve her şeyi bulduk bu ummanda, derde devadan gayri. Peki, bu engin tecessüsün havsalasında Bediüzzaman Said Nursî’ye de yer var mıydı? Elbet. “Bir Türk aydınının bu büyük ve ulvî hazineden haberdar olmaması düşünülemez.” [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]70’li yıllardan itibaren yakınlaşmaya başladılar Nur talebeleri Cemil Meriç’le. Külliyatı okudular ve tartıştılar. Cemil Meriç, Said Nursî’yi ve risalelerini tanımadığı yıllarını “bedbahtlık” olarak nitelendiriyordu. [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Cemil Meriç hangi yönünden etkilenmiştir Said Nursi’nin? Tefekkür yönünden mi? Yoksa? Yoksa tavizsiz kişiliğinden mi? Said Nursi’nin mütefekkir yönünden elbette etkilenmiştir Cemil Meriç, ama onu esas cezbeden Said Nursî’deki—hangi zaman ve zeminde olursa olsun—tavizsiz kişiliktir. Bunu şu satırlarından rahatça anlayabiliyoruz: “87 senelik ömründe eserlerine nasıl başlamışsa öyle de bitirmiştir. Hiçbir dünya büyüğüne dalkavukluk yapmamıştır. Bu bizim memlekette büyük bir fazilettir. Cemiyette hemen herkes anadan doğma bir dalkavuk olmuş… Said Nursî bir kavga adamı. Yalçın bir irade, taviz vermeyen bir mizaç… Yakın tarihimiz tek bir mücahid tanımıştır, o da Said Nursi’dir… Ben Müslüman mütefekkir deyince, celâdetiyle, cihadetiyle, onu tanıdım, başka tanımadım. Hepsi pırt deyince kaçan, firar eden insanlar. Bir tane başka görmedim ki… 60 yıl her kahra, her cefaya göğüs gererek mücadele eden biricik dâvâ adamı…” diyerek ona olan saygısını en samîmî duygularla ifade ederken, ondaki mücadeleci kişiliği özellikle ortaya koymak istemiştir. [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Yıllarca gece gündüz okuyan, hemen her platformda fikirlerini açıklamaya çalışan, hangi kesimden olursa olsun bütününe kapılarını ardına kadar açan ve ziyaretçisi hiç eksik olmayan bir mütefekkirdir Cemil Meriç. Cemil Meriç’in isteği; her fikrin her platformda tartışılabilmesi, fikirlerin önündeki engellerin ortadan kaldırılması, düşünene, neyi düşünürse düşünsün saygı gösterilmesi gerektiğini söyler ve şu cümleleri serdeder: “Ben bir fikir adamıyım. Fikir adamı demek fikir için yaşayan adam demektir. Bu itibarla doğru veya yanlış her fikrin mutlak ve kâmil hürriyet içinde kendini ifade etmesi ülkemizin haysiyeti, vak’arı ve şerefidir… Said Nursi bir havaridir. Bir mücahiddir. Bir dünya görüşünün yayıcısıdır. Bu dünya görüşüne katılsın katılmasın, her namuslu insanın vazifesi; bu toprağın bağrından fışkıran, selabet, metanet, ciddiyet ve samimiyetini asırların imtihanından geçerek ispat etmiş bulunan İslâmî düşünceleri tamim ve neşr etmektir. Kanaatlerinden emin olanlar, başka kanaatlerden nasıl endişe edebilirler? Hıristiyanları aslanlara parçalatmak, Roma’nın ne işine yaradı? Zulüm, her samîmîdüşünceyi kanatlandırır.” [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Burada şu hakikati söylemeden geçemeyeceğiz. Gerek Bediüzzaman gerekse talebeleri, fikirleri münasebetiyle yıllarca dâvâlarla ve kovuşturmalarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]70’li yıllardan itibaren yakınlaşmaya başladılar Nur talebeleri Cemil Meriç’le. Külliyatı okudular ve tartıştılar. Cemil Meriç, Said Nursî’yi ve risalelerini tanımadığı yıllarını “bedbahtlık” olarak nitelendiriyordu. [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Cemil Meriç hangi yönünden etkilenmiştir Said Nursi’nin? Tefekkür yönünden mi? Yoksa? Yoksa tavizsiz kişiliğinden mi? Said Nursi’nin mütefekkir yönünden elbette etkilenmiştir Cemil Meriç, ama onu esas cezbeden Said Nursî’deki—hangi zaman ve zeminde olursa olsun—tavizsiz kişiliktir. Bunu şu satırlarından rahatça anlayabiliyoruz: “87 senelik ömründe eserlerine nasıl başlamışsa öyle de bitirmiştir. Hiçbir dünya büyüğüne dalkavukluk yapmamıştır. Bu bizim memlekette büyük bir fazilettir. Cemiyette hemen herkes anadan doğma bir dalkavuk olmuş… Said Nursî bir kavga adamı. Yalçın bir irade, taviz vermeyen bir mizaç… Yakın tarihimiz tek bir mücahid tanımıştır, o da Said Nursi’dir… Ben Müslüman mütefekkir deyince, celâdetiyle, cihadetiyle, onu tanıdım, başka tanımadım. Hepsi pırt deyince kaçan, firar eden insanlar. Bir tane başka görmedim ki… 60 yıl her kahra, her cefaya göğüs gererek mücadele eden biricik dâvâ adamı…” diyerek ona olan saygısını en samîmî duygularla ifade ederken, ondaki mücadeleci kişiliği özellikle ortaya koymak istemiştir. [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Yıllarca gece gündüz okuyan, hemen her platformda fikirlerini açıklamaya çalışan, hangi kesimden olursa olsun bütününe kapılarını ardına kadar açan ve ziyaretçisi hiç eksik olmayan bir mütefekkirdir Cemil Meriç. Cemil Meriç’in isteği; her fikrin her platformda tartışılabilmesi, fikirlerin önündeki engellerin ortadan kaldırılması, düşünene, neyi düşünürse düşünsün saygı gösterilmesi gerektiğini söyler ve şu cümleleri serdeder: “Ben bir fikir adamıyım. Fikir adamı demek fikir için yaşayan adam demektir. Bu itibarla doğru veya yanlış her fikrin mutlak ve kâmil hürriyet içinde kendini ifade etmesi ülkemizin haysiyeti, vak’arı ve şerefidir… Said Nursi bir havaridir. Bir mücahiddir. Bir dünya görüşünün yayıcısıdır. Bu dünya görüşüne katılsın katılmasın, her namuslu insanın vazifesi; bu toprağın bağrından fışkıran, selabet, metanet, ciddiyet ve samimiyetini asırların imtihanından geçerek ispat etmiş bulunan İslâmî düşünceleri tamim ve neşr etmektir. Kanaatlerinden emin olanlar, başka kanaatlerden nasıl endişe edebilirler? Hıristiyanları aslanlara parçalatmak, Roma’nın ne işine yaradı? Zulüm, her samîmîdüşünceyi kanatlandırır.” [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif] [/FONT]
[FONT=Times New Roman, Times, serif]Burada şu hakikati söylemeden geçemeyeceğiz. Gerek Bediüzzaman gerekse talebeleri, fikirleri münasebetiyle yıllarca dâvâlarla ve kovuşturmalarla mücadele etmek zorunda kalmışlardır. [/FONT]