Konuya cevap cer

ÇOCUKLUĞUMUN RAMAZANLARI 

EKREM KILIÇ

25.08.2011



“El-vedâ” nidâları



 

Câmilerde terâvih namazı sırasında okunan ilâhiler, Ramazan’ın on beşine  kadar “merhabâ”; onbeşinden sonra ise “el-vedâ” nidâları ile dolu  olurdu. Büyükler, işin kolaylaştığını ifâde mânâsında: “Artık yokuş  aşağı inmeye başladı.” derlerdi. Gerçekten de yarıdan sonra Ramazan ayı  çok hızlı geçerdi. Bu hızda, bayram hazırlıklarının heyecânı büyük rol  oynardı.


Bir âilenin bütün giyecekleri, takım elbise ve kundura  dışında, hep evde hanımlar tarafından üretilirdi. İç çamaşırları,  pijama, kış için iki bez arasına pamuk döşenmiş “içlik”, patiskadan veyâ  Amerikan bezi denilen ve daha ucuz olan bir çeşit bezden yapılırdı. Kız  ve erkek çocukların her türlü giyeceği gibi önlük, yakalık, gömlek de  ev işi idi. Yünden veya pamuktan örülmüş çorap, kollu ve kolsuz kazak,  yelek, hırka elde örülürdü. Kadınların giyeceği entâri, şalvar ve diğer  kıyâfetler bu işlere mahsus basma, pâzen, saten, ipekli ismi verilen  muhtelif cinslerde kumaşlardan hep evlerde dikilirdi. Bayanlar evden  çıktıkları zaman, yakın bir yer ve mahalle içi gezmelerde siyah-beyaz  kareli bir bezden; sâir zamanlarda siyah ipekli kumaştan mâmûl çarşaf  giyerlerdi. Bu kıyâfetin mahallî adı “bürük” idi. Hanımlar ve yetişkin  kızlar tülbent ve yazma denen başörtülerini devamlı takarlardı.


Hazır  satılan kundura, ceket ve pantolonlar köylüler ve alt gelir grubu  kimseler tarafından alınır; varlıklı kimseler bunları beğenmezlerdi.  Erkek elbiseleri terzilerde ölçü, prova, son prova gibi merâsimlerle  neredeyse bir ayı bulan bir sürede tamamlanırdı. Ayakkabı için yine  kunduracıda ölçü vermek, uygun kalıp varsa, hayli vakit beklemek  gerekirdi. Yaşlılar mesh ve lastik ayakkabı giyerlerdi. Yazın bile  ayağında meshle dolaşanlar görülürdü. Bu, en kolay temin edilen bir  ayakkabı çeşidi idi. Lastik ayakkabıların iyisi “cizlavet” marka idi.  Çocuklar kışın lastik çizme, yazın pek de sağlam olmayan hazır pabuç  giyerlerdi.


Yetişkin veya çocuk, erkeklerin yılın herhangi bir  mevsiminde ayakkabı ve elbise alması âdet değildi. Ya Ramazan ya Kurban  bayramlarına denk getirilerek temin edilen giyecekler, birkaç yıl  giyilirdi. Elbiseler eskiyince ya fakîr tanıdıklara hediye edilir veyâ  kumaşı iyi ise terzide tersine çevirilerek küçükler için yeniden  dikilirdi ki bu işleme “tornistan” adı verilirdi. Tornistan bir elbise,  ancak küçük cebin soldan sağa geçmiş olması sebebiyle anlaşılabilirdi.  Ortaokul seviyesinden başlayıp bütün öğrenciler ve bütün erkeklerin  başlarına şapka giymeleri bir mecbûriyet olup başı açık gezen kimseye de  pek iyi gözle bakılmazdı. 


Çocuklar için bayramlar dâima yeni bir  elbise ve ayakkabı demekti. Hâli vakti yerinde olanlar daha Ramazan  başında terzi ve kunduracılara siparişlerini verirlerdi. Parayı son  zamanlarda temîn edenlerle veresiye iş gördürenler, ekseriyetle bayrama  yakın vakitleri seçerlerdi. Ama, bu durumda ısmarlanan kıyafetin bayrama  yetiştirilememesi tehlikesi de yok değildi.


Çoğunlukla yeni  giyecekler bayram sabahı, namazı müteâkip sâhiplerine teslim  edilebilirdi. Bu süre içinde yetişti – yetişmedi endîşesi hem sipâriş  sâhibinde, hem esnafta noksan olmazdı.


Çocukların bayrama birkaç gün  kala aldıkları yeni kıyafetlerini yatarken başuclarında, hattâ  kunduralarını koyunlarında sakladıkları az görülen, duyulan olaylardan  değildi.



El-vedâ nidâları



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst