Konuya cevap cer

Kur'an-ı Kerim'den...                      Ey   iman edenler! Mallarınızı aranızda batıl yollarla yemeyin. Ancak  karşılıklı  rıza ile yapılan ticaretle olursa başka. Kendinizi helâk  etmeyin. Şüphesiz  Allah, size karşı çok merhametlidir. "Nisâ Sûresi 19.  Ayet Meali"

                                    

              Allah Resulünden (asm)...                      Âişe (r.a.) rivayet ediyor:

      Allah'ım, beni iyilik yaptıklarında sevinen, bir günah işlediklerinde ise Allah'tan mağfiret dileyen kimselerden eyle.

 Hadis-i Şerif Meali - Camiü's-sağir - 1462

                 

   

   

   

                Risale-i Nur Külliyatı'ndan...                      Dünyayı  ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle sev; 2 mânâ-yı ismiyle sevme. 3    “Ne kadar güzel yapılmış” de. “Ne kadar güzeldir” deme. Ve kalbin    bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı    kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur.Tamamı

   

       Otuz İkinci Söz | Üçüncü Mevkıf

                 

   

   

   

              Sitemize Yeni Eklenenler...                      Hayatımızın Gayesi


              "Üçüncüsü:  Şu teşhirgâh-ı dünyada, mahlûkat nazarında, esmâ-i  İlâhiyenin sana    taktıkları garip san’atlarını ve lâtif cilvelerini  bilerek hayatınla    teşhir ve izhar etmektir."

        Yer: Sözler, On Birinci Söz

          Açıklayan: Sinan Yılmaz (27-Kasım-2010)

        [Kısa Kısa] Kur'anın Beyanından Sonra Beyan Olamaz


  "YİRMİ BEŞİNCİ SÖZÜN  Birinci Şulesinin Birinci Şuaının Beşinci  Noktasının, makam-ı zem ve    zecrin misallerinden olan birtek âyetin,  mu’cizâne altı tarzda    gıybetten tenfir etmesi, Kur’ân’ın nazarında  gıybet ne kadar şenî    birşey olduğunu tamamıyla gösterdiğinden, başka  beyana ihtiyaç    bırakmamış. Evet, Kur’ân’ın beyanından sonra beyan  olamaz; ihtiyaç da    yoktur."

  Yer: Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime

    Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (29-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Gıybet ettikten sonra ne yapmalı


  "Eğer gıybet etti veyahut isteyerek dinledi; o vakit

  اَللّٰهُمَّ اغْفِرْ لَناَ وَلِمَنِ اغْتَبْنَاهُ1 demeli, sonra gıybet  edilen adama ne vakit rast gelse, “Beni helâl et” demeli."

  Yer: Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime

    Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (28-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Gıybetin Caiz Olduğu Yerler


  "Gıybet, mahsus birkaç maddede caiz olabilir:

 

  Birisi: Şekvâ suretinde bir vazifedar adama der, tâ yardım edip o münkeri, o kabahati ondan izale etsin ve hakkını ondan alsın."

  Yer: Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime

    Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (28-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Gıybetin olduğu yerlerde manevi hayat söner


  "Üçüncüsü:  اَحَدُكُمْ  kelimesiyle der:  Cemaatten hayatını alan hayat-ı içtimaiye    ve medeniyetiniz ne olmuş ki,  böyle hayatınızı zehirleyen bir ameli    kabul eder?"

  Yer: Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime

    Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (28-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Gıybet edenlerin kalpleride bozulmuştur


  "İkincisi: يُحِبُّ lâfzıyla der: Âyâ, sevmek ve nefret etmek mahalli olan kalbiniz bozulmuş mu ki, en menfur bir işi sever?"

  Yer: Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime

    Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (28-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Gıybet edenlerin aklı sönmüştür


  "Malûmdur,    âyetin başındaki hemze, sormak, “âyâ” mânâsındadır. O sormak  mânâsı,    su gibi, âyetin bütün kelimelerine girer. Her kelimede bir  hükm-ü  zımnî   var."

  Yer: Mektubat, Yirmi İkinci Mektup, Hatime

    Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (28-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Gıybet İnsanın Kişiliğini Söndürür


  "Gıybet,    ehl-i adâvet ve haset ve inadın en çok istimal ettikleri alçak  bir    silâhtır. İzzet-i nefis sahibi, bu pis silâha tenezzül edip istimal     etmez."

  Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (25-Aralık-2010)

  [Kısa Kısa] Salih Amelleri Bitirir


 "Yoksa, gıybet, nasıl ateş odunu yer, bitirir; gıybet dahi a’mâl-i salihayı yer, bitirir."

  Açıklayan: Dr. Burhan Sabaz (25-Aralık-2010)                  

   

   

   

              Esma-ül Hüsna                       El-Mübdi':  Kudret ve iradesiyle  varlıklara ilk yaratılışlarında yoktan, hiçten  vücut veren, onlara gerekli olan  şeyleri de hiçten icad edip ellerine  veren.

               El-Muîd: Ölmüş ve dağılmış  sayısız  canlıları her baharda ilk yaratılışlarında olduğu gibi yeniden diriltip   inşâ eden; gönderdiği rızıklarla varlıkların mevcudiyetini her an  tazeleyen;  mahşerde ise bu ismin azamî derecede tecellîsiyle bütün  varlıkları oraya uygun  bir tarzda yeniden yaratan.

                 

   

   

   

              Cevşen-ül Kebir'den...                       Ey yeri beşik yapan,

 Ey dağları direk yapan,

 Ey güneşi kandil kılan,

 Ey ay’ı nur kılan,

 Ey geceyi örtü yapan,

 Ey gündüzü maîşet zamanı yapan,

 Ey uykuyu huzur ve sükûn vasıtası kılan,

 Ey semâyı bina kılan,

 Ey eşyayı çift çift yaratan,

 Ey ateşi gözcü kılan,

   

        Bütün kusurlardan uzaksın. Senden başka ilâh yok!  Affet bizi. Bizi Cehennemden kurtar.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst