Demek ki,

durmuþ göktekin

Active member


DEMEK Kİ,

Nerdesin yoluna kurban olduğum anlayış? Hele ki sen geldin de yıllardır dalgalanan gönlümüz duruldu. İnsanın iyiliği olmasa ne işe yarar? Eti yenmez derisi giyilmez! İnsan, insandan doğar, insan içinde büyür insanlarla birlikte yaşar. İnsanın yaratılışı böyledir. Mademki toplum halinde yaşayacağız, mutlu ve huzurlu yaşamak zorundayız. Bu temel şartın ilk basamağı; anlayış ve hoşgörüdür.

Her insanın düşünce ve davranışları farklıdır. Sesimiz, huyumuz, yüzümüz, karakterimiz, parmak izlerimiz gibi pek çok taraflarımız ayrıdır. Ama dilimiz, dinimiz, vatanımız, bayrağımız ve kültürümüz gibi bizi birbirimize yapıştıran, kaynaştıran harcımız aynıdır.

Huzurlu ve mutlu yaşayabilmek için birbirimize karşı anlayış ve hoşgörülü davranmamız gerekiyor. Bu yapılabildiği zaman aşılamayacak hiçbir engel kalmıyor. Birbirimize karşı anlayış göstermemiz sevgi, saygı ve güven duygularımızı güçlendiriyor. Bu da huzur ve mutluluk sağlıyor. Bizi birbirimize yaklaştıran selam ve hoşgörüdür. Aramızda selamı yaymak bir Peygamber (SAV) buyruğudur. İki insanı birbirine yaklaştıran ilk söz selamdır. Öyleyse selamı yaymalıyız!

Hoşgörüyü kendilerine ilke edinen atalarımız; yaratılanı, yaratandan ötürü hoş görmüşlerdir. Bunu büyük bir incelik ve erdemlilik kabul etmişlerdir. İşi daha da ileri götürüp; sövene dilsiz, dövene elsiz deyimiyle anlayış ve hoşgörüyü pekiştirmişlerdir. Toplumun seven ve sevilen insanları bu evrensel anlayışı benimsemiş, güzel ahlak sahibi insanlarıdır. İnsanları tasnif etmeden, menfaat ve çıkar gözetmeden sevmek ibadet hükmünde görülmüştür.

Mevlana bir gün bir papazla karşılaşır. Tokalaştıklarında hürmet için biraz eğilir. Papaz aynı şekilde mukabele eder. Mevlana biraz daha eğilir. Papaz yine karşılık verir. Bu defa Mevlana papazın önünde yere yatar. Papaz, Mevlana’nın elinden tutar kaldırır. Ayağa kalkan Mevlana; “çok şükür, hoşgörü ve tevazu yarışında bir papazı yendim” der. Mevlana’nın yaptığı bu hoşgörü ve tevazu yarışını yapacak insanların olmasını kim istemez?

Ama üzülmeyin Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşında yazdığı gibi; “doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın/Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın”

Hoşgörü ve anlayışın temeli; mazluma destek, zalime köstek olmak, kendi hoşlanmadığını başkalarına reva görmemektir. El ve dil ile başkalarını incitmemektir. Toplumun mal, can, namus, emniyet ve huzurunun ihlaline göz yummak, müdahale etmemek hoşgörü ve anlayış değildir.

Zenginlerdeki merhametsizlik, fakirlerdeki kıskançlık, çekememezlik hoşgörü ve anlayışa engeldir. Onun için yardımlaşma ve zekât verme işlemleri çok önemlidir. Çiçekler sevgi ister, bakım ister, su ister. Fazla su zarar verebilir. Hasta ilaç alır, dozu uygunsa şifa bulur.

Hoşgörü, er kişilerin gösterebileceği yüce bir haldir. Bu yüce hali bugün gördük elhamdülillah. Yıllardır birbirleriyle didişen insanlar, büyük bir anlayış ve hoşgörü içinde bir araya geldiler tebrikleştiler, birlik, beraberlik gösterdiler. 23 Nisan 2012 yılının TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in verdiği resepsiyonda huzur ve mutluluk coşkusu yaşandı. Türkiye’ de ne değişti, hangi kurumun temeli mi sarsıldı? Hayır, hiçbir şey olmadı! Yalnız bir şey oldu! O da huzur ve mutluluk!. Mecliste kıyameti koparanların ruhları haberdar olmuştur İnşallah! Güçlü bir Türkiye Cumhuriyeti portresi tarih sayfalarında yerini alırken millet de sevindi.

Dünküler de bugünküler gibi rütbe, makam ve mevki itibariyle aynıydılar. Dilleri, dinleri, vatanları, bayrakları birdi. Tek ayrılıkları anlayış ve hoşgörüleriymiş demek ki!..23 Nisan dün oldu geçti. Dün olanlar bugün de, yarında olabilir! Yeter ki biz ona layık olalım.
24. 04. 2012
Durmuş Göktekin
 

teblið

Vefasýz
Hoşgörü, er kişilerin gösterebileceği yüce bir haldir

Sanırım bu güzel yazınızın ana fikri şu cümleyle bile anlatıyor..Sizi tebrik ederim hocam..Hakikaten çok güzel ve nasihat dolu yazılarınız var..Rabbim kaleminize kuvvet versin inşl..

Hatta bu yazınız ünüversitelerde ders konusu olarak ta işlense ne güzel olur..Hoş görü meziyetini kaybetmiş köşe bucak arayan asrın insanlarına ne güzel ders olurdu demi ama!!

Allah (c.c.) razı olsun hocam ..Teffekküre sevk ettiniz bizi...
 
Üst