Dert, derman ve sabır..mesneviden

hakka_yolcu

Well-known member
DERT, DERMAN VE SABIR


Dert, daima insanı olgunlaştırır.
Her türlü dert, sahibine aczini idrâk ettirerek onu kulluğa meylettirir. Bundan dolayıdır ki, nimetler ekseriyâ nefsânî arzuları azgınlaştırırken, musîbet ve iptilâlar da âcizliği tattırarak nefsin ıslahına vesile olur.
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı.
Yemek, nasıl ki yakıcı ateşin üzerinde pişer ve lezzet kazanırsa, insan da hayatın çile ve dert ateşlerine tahammül ve sabır ile olgunluk ve gönül güzelliği kazanır. Tıpkı gülün dikenlere sabrederek bahçelerde çiçekler şâhı olması gibi… Gül ki, dikene tahammül ettikçe bütün dikenlerin üstünde bir saltanat tahtına oturdu. Asıl marifet, kâinattaki böylesi ilâhî kudret akışlarını ve tecellîlerini okuyup yaşayabilmektir.
İlaç, âlemde dertten başka bir şey aramaz.
Sâlih bir mü’min de ilâç gibidir. En bâriz husûsiyeti de; gerek maddî gerekse mânevî bakımdan bütün hasta, garip, yalnız ve mâtemin ortasında inleyen gönüllerin dert ortağı olmasıdır.

Belâlardan çoğu peygamberlere gelir. Çünkü ham adamları yola getirmek, zaten belâdır.
Belâlar çeşit çeşittir. En ağırı da ham adamları yola getirmek için katlanılan bitmez çilelerdir. Böyle ağır bir yük, herkesten önce peygamberlerin mecburi vazifesi olduğu için onların başlarındaki belâlar, diğer insanlardan daha çok olmuştur. Bu belâlalara katlananların halkasında peygamberlerden sonra sâlih kullar gelir, sonra ulemâ, sonra diğerleri…
 

memluk

Hatim Sorumlusu
Yemek, nasıl ki yakıcı ateşin üzerinde pişer ve lezzet kazanırsa, insan da hayatın çile ve dert ateşlerine tahammül ve sabır ile olgunluk ve gönül güzelliği kazanır.

çok güzel bir yazı Allah razı olsun...
 
Üst