Devlet Nurcuları ezmeye çalıştı
21 Ekim 2010 / 11:35
Milliyet yazarı Metin Münir, devletin tarihin akışı içinde Nurcuları ezmeye çalıştığını söyledi
Risale Haber-Haber Merkezi
Milliyet yazarı Metin Münir, devletin tarihin akışı içinde Nurcuları ezmeye çalıştığını söyledi.
Televizyonda Fethullah Gülen’in bir videosunu izlediğini belirten Münir, buradan hareketle tarikatların serbest olmasının daha iyi olacağını vurguladı.
Tekke ve zaviyeler ile türbelerin 1925’te kapatıldığını ifade eden Münir, "Bir sosyologun anlatımı ile, beraberliğin yerini yalnızlık aldı. Ama tarikatlar ortadan kalkmadı. Bir bilenin sözleri ile: “Tarikatlar devlet himayesine pek de ihtiyaç hissetmeyen, hatta zaman zaman devletle çatışmayı da göze alan kurumlardı. Bir tekke, zaviye, asitane gibi yer olursa ne âlâ ama olmasa da çok dert değildi.” “Siyasiler, resmi olarak tarikatların, şeyhlerin varlığını inkâr ettiler ama öte yandan onların nüfuzlarından istifade ile kitlelerin oylarını almaya gayret ettiler.” Ve ediyorlar. Konuyu daha da karmaşık yapan bir olgu, devletin, tarihin akışı içinde, bazı tarikatlara dokunmazken (Nakşibendi) diğerlerini (Nurcu) ezmeye çalışmasıdır" dedi.
Tarikatlar ile ilgili ilginç bir öneri de öne süren Münir, Tarikatların "yasa içi" yapılarak denetlenebileceğini açıkladı. Münir, yazısını şöyle sürdürdü:
"Tarikatlar nasıl yasa dışı yapıldılarsa yasa içi de yapılabilirler. Nasıl bankacılığı veya sermaye piyasasını denetleyen kurumlar varsa tarikatları denetlemek için de bir kurum kurulabilir. Tarikatları Düzenleme ve Denetleme Kurumu, örneğin. Tarikatlar yasal, sorumlu ve hesap verebilir olurlar. Uymaları zorunlu kurallar olur. Denetlenmeleri, hesaplarını açıklamaları, vergi vermeleri (veya vergiden muaf olmaları) sağlanır.
Karanlıktan ışığa çıkarlar. Kime ve ne olduklarını görürüz.
Herkes rahat eder."
21 Ekim 2010 / 11:35
Milliyet yazarı Metin Münir, devletin tarihin akışı içinde Nurcuları ezmeye çalıştığını söyledi
Risale Haber-Haber Merkezi
Milliyet yazarı Metin Münir, devletin tarihin akışı içinde Nurcuları ezmeye çalıştığını söyledi.
Televizyonda Fethullah Gülen’in bir videosunu izlediğini belirten Münir, buradan hareketle tarikatların serbest olmasının daha iyi olacağını vurguladı.
Tekke ve zaviyeler ile türbelerin 1925’te kapatıldığını ifade eden Münir, "Bir sosyologun anlatımı ile, beraberliğin yerini yalnızlık aldı. Ama tarikatlar ortadan kalkmadı. Bir bilenin sözleri ile: “Tarikatlar devlet himayesine pek de ihtiyaç hissetmeyen, hatta zaman zaman devletle çatışmayı da göze alan kurumlardı. Bir tekke, zaviye, asitane gibi yer olursa ne âlâ ama olmasa da çok dert değildi.” “Siyasiler, resmi olarak tarikatların, şeyhlerin varlığını inkâr ettiler ama öte yandan onların nüfuzlarından istifade ile kitlelerin oylarını almaya gayret ettiler.” Ve ediyorlar. Konuyu daha da karmaşık yapan bir olgu, devletin, tarihin akışı içinde, bazı tarikatlara dokunmazken (Nakşibendi) diğerlerini (Nurcu) ezmeye çalışmasıdır" dedi.
Tarikatlar ile ilgili ilginç bir öneri de öne süren Münir, Tarikatların "yasa içi" yapılarak denetlenebileceğini açıkladı. Münir, yazısını şöyle sürdürdü:
"Tarikatlar nasıl yasa dışı yapıldılarsa yasa içi de yapılabilirler. Nasıl bankacılığı veya sermaye piyasasını denetleyen kurumlar varsa tarikatları denetlemek için de bir kurum kurulabilir. Tarikatları Düzenleme ve Denetleme Kurumu, örneğin. Tarikatlar yasal, sorumlu ve hesap verebilir olurlar. Uymaları zorunlu kurallar olur. Denetlenmeleri, hesaplarını açıklamaları, vergi vermeleri (veya vergiden muaf olmaları) sağlanır.
Karanlıktan ışığa çıkarlar. Kime ve ne olduklarını görürüz.
Herkes rahat eder."