Duâmızın kabûl olmasını istiyorsak

İlim-irfan

Well-known member
Duâ, Allahü teâlâya yalvararak murâdını, dileğini istemek demektir. Allahü teâlâ, duâ eden kulunu çok sever, duâ etmeyene de gadab eder. Duâ mü’minin silâhı, dînin temel direklerinden biridir ve yerleri, gökleri aydınlatan nûrdur. Duâ, gelmiş olan dertleri, belâları giderir, gelmemiş olanların da gelmelerine mâni olur. Âyet-i kerîmede meâlen;
(Bana hâlis kalb ile duâ ediniz! Böyle duâları kabûl ederim) buyurulmaktadır.
Allahü teâlâ, her şeyi sebep ile yaratmakta, ni’metlerini sebeplerin arkasından göndermektedir. Zararları, dertleri gidermek için ve faydalı şeyleri vermek için de, duâ etmeyi sebep yapmıştır. Bütün Peygamberler, duâ ettikleri gibi ümmetlerine de duâ etmelerini emretmişlerdi.
Duânın kabûlü için önce, günâhlara pişmân olup, tövbe etmeli, istiğfâr okumalı, sadaka vermeli, îmânını Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiklerine uygun olarak düzeltmeli, kabûl olacağına inanmalı, güvenmeli, iki dizi üzerine kıbleye karşı oturup, önce hamd ve salevât okumalıdır. Böyle yapılan duâ, kabûl olmazsa da, sevâb hâsıl olur. Duânın kabûl olması için, helâl yemeli, helâlden giymelidir. Harâm lokma yiyenin duâsı kırk gün kabûl olmaz.

KALB UYANIK OLMALIDIR
nokta.gif
.
Duâ ederken, kalb uyanık olmalıdır. Söylediğinden haberi olmayan gâfilin duâsı kabûl olmaz. Duânın kabûlü için acele etmemeli, duâya devâm etmeli, usanmamalıdır. Allahü teâlâ, duâ etmeyi ve duâ edeni sever. Kabûl ettiği hâlde, istenileni vermeyi geciktirerek, duânın ve sevâbının çok olmasını ister. Duâyı, hiç olmazsa, yedi kerre tekrâr etmelidir. Râhat ve huzûr zamânlarında çok duâ edenin, dert ve belâ zamânlarındaki duâları çabuk kabûl olur.
Vaktiyle Mısır’da kıtlık olmuş, yağmurlar da yağmamış. Herkes yağmur yağması için çare aramış, duâ etmiş ama bir türlü yağmur yağmıyormuş. Mübârek bir zât, bir gün camide cemâatin arasında;
-Ben bunun çaresini, yağmur nasıl yağdırılacağını biliyorum. Herkes sadaka versin, sonra duâ kabul olur demiş ve benim bu cübbemden başka bir şeyim yok, ben cübbemi veriyorum deyip cübbesini çıkarmış koymuş.
Bunun üzerine herkes nesi varsa vermişler ve bunları fakirlere dağıtmışlar. Sonra da duâ için ellerini açmışlar ve;
“Yâ Rabbî senin kullarını sevindirdikten sonra yapılan duâyı kabûl edeceğini buyuruyorsun, biz senin fakir kullarını sevindirdik yâ Rabbî” derken masmavi gökyüzü simsiyah bulutlarla dolmuş ve hemen yağmur başlamış.
Sebeplere yapışmadan yapılan duâya, faydasız temennî denir. Ümîd edilmeyen şeyi istemeye temennî denir. Ümîd edilen şeyi istemeye recâ denir. İstenilen şeyin sebeplerine kavuşturmasını dilemelidir. Hadîs-i şerîfte;
(Çalışmadan duâ eden, silâhsız harbe giden gibidir) buyuruldu.
İlâç almak, âyet-i kerîme okumak, duâ etmek, insanın ömrünü uzatmaz, ölüme mâni olmaz, eceli geciktirmez. Ancak ömrü olanın dertlerini, ağrılarını giderip, sıhhatli, râhat ve neşeli yaşamasına sebep olurlar. Kalb nakli gibi ameliyâtlar, aşılar, serûmlar, ölüme mâni olmaz, ömrü olanlara faydalı olur. Eceli gelen çok kimsenin ameliyât esnâsında öldüklerini bilmeyen yoktur.

SEBEPLERE YAPIŞMAK LAZIM
nokta.gif
.

Duânın kabûl olması için, istenilen şeyin sebebine yapışmak lâzımdır. Allahü teâlâ, her şeyi sebep ile yaratmıştır. Tedbîr almak, sebebi aramak lâzımdır. Duâ edince, Allahü teâlâ sebebe kavuşturur ve sebepte te’sîr, kuvvet yaratır. Namâzlardan sonra, Peygamber efendimizin ve evliyânın kabirleri yanında, onları vesîle ederek yapılan duâlar çabuk kabûl olunur.
Netice olarak, eğer duâlarımızın kabul olmasını istiyorsak, şartlarına uymamız, birinin duâsını almamız, birini sevindirmemiz lâzımdır. Bir mübârek zâta gelip;
-Efendim çocuğumuz çok hasta, şifâ bulması için duâ eder misiniz demişler. O zât da;
-Şurada fakir biri var, evvela onu sevindirin, sonra gelin buyurmuş. Fakir sevindirildikten sonra yapılan duâ ile çocuk sıhhatine kavuşmuş. Allahü teâlânın duâmızı kabûl etmesi, bizi sevmesi için, duânın şartlarına uymamız ve Onun kullarını sevindirmemiz lâzımdır.



Gönül Pınarı
Osman Ünlü - Türkiye Gazetesi
01/03/2010
 
Üst