İnsanlar bir türlü aşırılıklardan kurtulamıyorlar. Hatta, Halife Harun Reşid'in kardeşi olduğu söylenen Behlül Dana'dan şöyle naklederler: Behlül, bir gün sarayın avlusunda uzun ve kalın bir kalasın bir ucuna gitmiş tutup kaldırmış. Sonra öbür ucuna gitmiş yine tutup kaldırmış. Sonra tam ortasından kavrayıp kaldırmak istemiş; ama bir türlü başarılı olamamış. Bütün gayretleri boşa gitmiş. Pencereden olayı seyreden Harun Reşid, Behlül'ü huzuruna çağırmış ve "Sen saatlerce orada ne uğraşıp duruyordun? O koca kalası kaldıramayacağın belli. Ne diye vaktini boş yere harcadın?" diye sormuş. Behlül, "Bu kalasın bir ucu dünya, öbür ucu ahiret olsa, ben teker teker uçlarından kaldırabilir miyim? diye düşündüm. Sonra bakalım, hem dünyayı hem ahireti beraber kaldırabilir miyim, dedim; ama ne yaptımsa hakkından gelemedim." demiş.
Harun Reşid dersini almış ve "Aslında sen beni kastediyorsun, beni irşad ediyorsun. Bilirim sen zaten boş bir şey yapmazsın." demiş. Doğru olmasına doğru; ama insan sahabeler gibi manen çok güçlü olsa her hâlde kaldırır gibi geliyor bana... Birilerinin "Çiroz Abdurrahman, senin böyle bir şeye nereden gücün yetecek?" dediklerini işitiyor gibiyim. Fakat, Gönlün Yar'da (yani gerçek sevgili olan Allah'ta), elin kârda (ticarette, dünya için çalışmada) diye bir dengeden bahsedenler ve "Dünyayı kesben değil, kalben terk etmek lâzımdır." Yani elin dünyada çalışırken, gönlün dünyaya değil Allah'a bağlı olmalıdır. Ben çiroz olsam da bunu gerçekleştirebilecek, yaman pehlivanlar çıkabilir. Neden olmasın?
Abdullah Aymaz “Çitlembik” s:60
Harun Reşid dersini almış ve "Aslında sen beni kastediyorsun, beni irşad ediyorsun. Bilirim sen zaten boş bir şey yapmazsın." demiş. Doğru olmasına doğru; ama insan sahabeler gibi manen çok güçlü olsa her hâlde kaldırır gibi geliyor bana... Birilerinin "Çiroz Abdurrahman, senin böyle bir şeye nereden gücün yetecek?" dediklerini işitiyor gibiyim. Fakat, Gönlün Yar'da (yani gerçek sevgili olan Allah'ta), elin kârda (ticarette, dünya için çalışmada) diye bir dengeden bahsedenler ve "Dünyayı kesben değil, kalben terk etmek lâzımdır." Yani elin dünyada çalışırken, gönlün dünyaya değil Allah'a bağlı olmalıdır. Ben çiroz olsam da bunu gerçekleştirebilecek, yaman pehlivanlar çıkabilir. Neden olmasın?
Abdullah Aymaz “Çitlembik” s:60