Dünyanın başlangıcında ilk insan topluluğunun masalı bu.
İkizler ülkesi.
Bu ülkede sadece ikizler bulunurdu. Her ailenin mutlaka ikizleri olurdu. Bunlardan biri
iyiydi, içinde biraz kötülük bulunurdu ve diğeri kötüydü, içinde biraz iyilik bulunurdu. Bu
dengenin bozulmamasına dikkat ettikleri için oldukça mutlu, birbirleriyle barışık
yaşarlardı. Ama krallıkta asla iyi kötü kavramları kullanılmazdı.
Ülke barış içindeydi ama yönetim halkın alıştığı gibi ikizler tarafından yönetilmiyordu. Ufak
bir aşk hatası yüzünden ülkeyi yöneten TEK bir kral vardı.
Kralın hikayesi şöyledir:
Ülkeyi iyi kral ve kötü kral yönetirmiş. Aralarında bir anlaşmazlık yokmuş ama evlilikleri
ülke geleneklerine göre oldukça sıra dışı ve sorunluymuş. İyi kralla iyi kraliçe, kötü kralla
kötü kraliçe evliymiş. Bu ülke için imkansız olanı yaratmışlar. Tüm denge bozulmuş. Her iki
ailenin de tek çocuğu olmuş. Biri iyiliğe adını verebilecek kadar iyi, diğeri şeytanı
süründürecek kadar kötüymüş. Bunlar kuzen olmalarına rağmen ikizlermiş.
Yıllarca pek sorun çıkmadan iyi kralın elinde yönetilmiş ülke. Ama kötü kuzen her zaman
tetikte bekliyormuş. Bir gün krallıkta isyan çıkmış. Nedeni: yeni moda bir adetmiş; orijinal
olmak. İkizler günlerce, neden sen benim gibisin? Niye benim giydiklerimi giyiyorsun?
Diye kavga ediyorlarmış. Sonunda kral halkını toplayıp bir konuşma yapmaya karar
vermiş. Toplamış halkını meydana ve tarihi bir hata olan konuşmasını yapmış.
“Sevgili halkım lütfen birbirinize iyi ve hoşgörülü davranın.”
İşte o an kıyamet kopmuş. İyiler; “ iyilik erdemdir. Herkes nasıl iyi olur?” diye, kötülerse;
“bizden nasıl iyi olmamızı beklerler?” diye isyan etmişler. Fırsat bu fırsat kötü kuzen iyi
kralı devirmiş ve tahta geçmiş. İsyanlar devam ederken kötü kral bir icadını çıkarmış
ortaya: “bir ayna”.
Halkını meydana toplamış ve icat ettiği şeyi tanıtmaya başlamış.
- “Sevgili halkım, bu bir aynadır. Cama benzer ama arkası görünmez. Şimdi size sadece
düz beyaz bir cam gibi görünen bu şeyin içi dolunca görüntüler meydana gelecek.”
Demiş.
Halk heyecan içindeymiş. Kötü kral haince bir kahkaha atmış ve ordusuna bütün iyileri
toplayıp aynalara hapsetmesini söylemiş.
İşte o gün bu gündür insanoğlu sonsuz kötülüğe mahkumdur. Aynaya her baktığında iyi
yüzünü ona gülümsüyor bulur.
KUTLU İNSAN / Chuang Tzu
aslinda onemli olan aynaya bakildiginda bize hatalarimizi soylemesi
baktigimizda nefsimizi kabartan aynadan hayir gelmez
birde ayna ile ilgili temel fikrasi iyi gider
Temel bir gün yolda gidiyormuş ve yolda bir ayna görmüş
almış bakmış aynaya ve söyle demiş
afedersiniz ben bunu sahipsiz zannetmiştim deyip yerine bırakmış...
İkizler ülkesi.
Bu ülkede sadece ikizler bulunurdu. Her ailenin mutlaka ikizleri olurdu. Bunlardan biri
iyiydi, içinde biraz kötülük bulunurdu ve diğeri kötüydü, içinde biraz iyilik bulunurdu. Bu
dengenin bozulmamasına dikkat ettikleri için oldukça mutlu, birbirleriyle barışık
yaşarlardı. Ama krallıkta asla iyi kötü kavramları kullanılmazdı.
Ülke barış içindeydi ama yönetim halkın alıştığı gibi ikizler tarafından yönetilmiyordu. Ufak
bir aşk hatası yüzünden ülkeyi yöneten TEK bir kral vardı.
Kralın hikayesi şöyledir:
Ülkeyi iyi kral ve kötü kral yönetirmiş. Aralarında bir anlaşmazlık yokmuş ama evlilikleri
ülke geleneklerine göre oldukça sıra dışı ve sorunluymuş. İyi kralla iyi kraliçe, kötü kralla
kötü kraliçe evliymiş. Bu ülke için imkansız olanı yaratmışlar. Tüm denge bozulmuş. Her iki
ailenin de tek çocuğu olmuş. Biri iyiliğe adını verebilecek kadar iyi, diğeri şeytanı
süründürecek kadar kötüymüş. Bunlar kuzen olmalarına rağmen ikizlermiş.
Yıllarca pek sorun çıkmadan iyi kralın elinde yönetilmiş ülke. Ama kötü kuzen her zaman
tetikte bekliyormuş. Bir gün krallıkta isyan çıkmış. Nedeni: yeni moda bir adetmiş; orijinal
olmak. İkizler günlerce, neden sen benim gibisin? Niye benim giydiklerimi giyiyorsun?
Diye kavga ediyorlarmış. Sonunda kral halkını toplayıp bir konuşma yapmaya karar
vermiş. Toplamış halkını meydana ve tarihi bir hata olan konuşmasını yapmış.
“Sevgili halkım lütfen birbirinize iyi ve hoşgörülü davranın.”
İşte o an kıyamet kopmuş. İyiler; “ iyilik erdemdir. Herkes nasıl iyi olur?” diye, kötülerse;
“bizden nasıl iyi olmamızı beklerler?” diye isyan etmişler. Fırsat bu fırsat kötü kuzen iyi
kralı devirmiş ve tahta geçmiş. İsyanlar devam ederken kötü kral bir icadını çıkarmış
ortaya: “bir ayna”.
Halkını meydana toplamış ve icat ettiği şeyi tanıtmaya başlamış.
- “Sevgili halkım, bu bir aynadır. Cama benzer ama arkası görünmez. Şimdi size sadece
düz beyaz bir cam gibi görünen bu şeyin içi dolunca görüntüler meydana gelecek.”
Demiş.
Halk heyecan içindeymiş. Kötü kral haince bir kahkaha atmış ve ordusuna bütün iyileri
toplayıp aynalara hapsetmesini söylemiş.
İşte o gün bu gündür insanoğlu sonsuz kötülüğe mahkumdur. Aynaya her baktığında iyi
yüzünü ona gülümsüyor bulur.
KUTLU İNSAN / Chuang Tzu
aslinda onemli olan aynaya bakildiginda bize hatalarimizi soylemesi
baktigimizda nefsimizi kabartan aynadan hayir gelmez
birde ayna ile ilgili temel fikrasi iyi gider
Temel bir gün yolda gidiyormuş ve yolda bir ayna görmüş
almış bakmış aynaya ve söyle demiş
afedersiniz ben bunu sahipsiz zannetmiştim deyip yerine bırakmış...