Şu dünya hayatında en bahtiyar insan, dünyayı askerî bir misafirhane kabul edip bunu teslimiyetle inanan ve öyle hareket edendir. O inanç ile en büyük mertebe olan Allah'ın rızasını çabuk elde edebilir. Kırılacak şişeye bâki bir elmasın fiyatını vermez, hayatını istikamet ve lezzet içinde geçirir.
Evet, dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Ahirete ait bâki işler ise çok sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın yaradılışındaki şiddetli merak, hararetli sevgi, dehşetli hırs, inatlı talep ve bunun gibi kuvvetli hisler, ona ahireti kazanması için verilmiştir. O hisleri şiddetli bir şekilde fâni dünya işlerine yöneltmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatı vermek demektir. Bu münasebetle bir nokta hatırıma geldi. Şöyle ki:
Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni sevgililere yöneldiği zaman ya sahibini sonsuz bir azapta ve elemde bırakır ya da o mecazî sevgili, o şiddetli muhabbete değmediği için bâki bir sevgiliyi aratır; mecazî aşk, hakiki aşka döner.
İste insanda binlerce his var. Her birinin aşk gibi iki mertebesi bulunur; biri mecazî, biri hakiki.
.Mesela gelecek endişesi herkeste vardır. İnsan gelecekten şiddetli bir şekilde endişe ettiği vakit bakar ki, endişe duyduğu o geleceğe yetişmek için elinde senet yok, hem rızık yönünden bir taahhüt altında ve kısa olan o gelecek şu şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüz çevirip kabirden sonra başlayacak hakiki, uzun ve gafiller için taahhüt altında olmayan bir geleceğe yönelir.
.Hem mesela insan mala, makam ve mevkiye şiddetli bir hırs gösterir. Bakar ki, geçici olarak onun nezaretine verilmiş o fâni mal, afetli şöhret, tehlikeli ve riyaya sebep olan makam sevgisi şu şiddetli hırsa değmiyor. Ondan, gelecek makam olan manevî mertebelere, Allah'a yakınlık derecelerine, ahiret azığı ve hakiki mal olan salih amellere yönelir. Fena bir haslet olan mecazî hırsı, yüce bir haslet olan hakiki hırsa döner.
Kaynak: Kısmen kelimelerin tercüme edildiği Mektubat kitabından alınmıştır.
Evet, dünyaya ait işler, kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Ahirete ait bâki işler ise çok sağlam elmaslar kıymetindedir. İnsanın yaradılışındaki şiddetli merak, hararetli sevgi, dehşetli hırs, inatlı talep ve bunun gibi kuvvetli hisler, ona ahireti kazanması için verilmiştir. O hisleri şiddetli bir şekilde fâni dünya işlerine yöneltmek, fâni ve kırılacak şişelere bâki elmas fiyatı vermek demektir. Bu münasebetle bir nokta hatırıma geldi. Şöyle ki:
Aşk, şiddetli bir muhabbettir. Fâni sevgililere yöneldiği zaman ya sahibini sonsuz bir azapta ve elemde bırakır ya da o mecazî sevgili, o şiddetli muhabbete değmediği için bâki bir sevgiliyi aratır; mecazî aşk, hakiki aşka döner.
İste insanda binlerce his var. Her birinin aşk gibi iki mertebesi bulunur; biri mecazî, biri hakiki.
.Mesela gelecek endişesi herkeste vardır. İnsan gelecekten şiddetli bir şekilde endişe ettiği vakit bakar ki, endişe duyduğu o geleceğe yetişmek için elinde senet yok, hem rızık yönünden bir taahhüt altında ve kısa olan o gelecek şu şiddetli endişeye değmiyor. Ondan yüz çevirip kabirden sonra başlayacak hakiki, uzun ve gafiller için taahhüt altında olmayan bir geleceğe yönelir.
.Hem mesela insan mala, makam ve mevkiye şiddetli bir hırs gösterir. Bakar ki, geçici olarak onun nezaretine verilmiş o fâni mal, afetli şöhret, tehlikeli ve riyaya sebep olan makam sevgisi şu şiddetli hırsa değmiyor. Ondan, gelecek makam olan manevî mertebelere, Allah'a yakınlık derecelerine, ahiret azığı ve hakiki mal olan salih amellere yönelir. Fena bir haslet olan mecazî hırsı, yüce bir haslet olan hakiki hırsa döner.
Kaynak: Kısmen kelimelerin tercüme edildiği Mektubat kitabından alınmıştır.
Son düzenleme: