Duru Suyu Bulandırma..!!

ebrar172

Well-known member
Sen, duru bir su gibisin; bu duru suyu, yaptığın kötülüklerle bulandırma, gönlünü örtme! Gönül gözünün önüne günah perdesini çekme; yapma bu işi.Tertemiz kişiler, gönül erleri, gönlünü seyretmek için onun etrafında toplandılar! Bu temiz insanlara karsı sen de utanç içinde kalma; sen de tertemiz ol, gönlünü utandırma!..Bak Sen, duru bir su gibisin; bu duru suyu, yaptığın kötülüklerle bulandırma, gönlünü örtme! Gönül gözünün önüne günah perdesini çekme; yapma bu işi.Tertemiz kişiler, gönül erleri, gönlünü seyretmek için onun etrafında toplandılar! Bu temiz insanlara karsı sen de utanç içinde kalma; sen de tertemiz ol, gönlünü utandırma!..Bak Gönül; “Fanî güzellere âşık olmaktan kendini çek!” diye nara atıyor! [Hz. Pir Mevlana]



gunah.jpg



Ey gönülden günah işlemeye istekli olan, nefsânî arzularını gizlice tazeleyen kişi, sen, imanı tazele, fakat yalnız dilinle söyleyerek değil de kalbinle tazele. Nefsânî istekler, şehvânî arzular tazelendikçe iman tazelenmez, çünkü şehvetin, nefsin dileğine uymak Hakk kapısını kapar, kilitler.

[Hz. Pir Mevlana]

Bu hayat imtihan dünyasıdır, soruları yanlış anladığı aşikar olan canları uyarmak lazım dersiniz…

Bu hayat imtihan dünyasıdır. Altından kendini gözetmek gerek! Zehiri teneke kupa içinde sunmazlar. Günahı da şeytan öyle güzel bir ambalaj içinde takdim eder ki sana, için gider böyle: Bak ne güzel! hadi yap şunu, işle şu günahı! böyle için gider, nefsin kışkırtır içerden; işte imtihan, orda belli olur.


Hal böyle iken insan neden günaha devam eder ki?

Çünkü her günah tatlıdır, zevklidir, hoş gelir nefse… İmam Gazali de, Kimya-yı Saadet’te insanların “günaha yönelme – ondan kopamama” hallerini tahlil etmiştir. Hazretime göre göre canların günahlara müdavim olma sebepleri şunlardır:

- Ahirete hakkiyle inanmıyor veya şüphe ediyordur.
- Şehveti o kadar kuvvetlenmiştir ki, arzularının terkini ona söylemeye gücü yetmiyordur. Lezzet ve zevk, kendini o kadar kaplamıştır ki ahiret işinin tehlikesinden onu gafil tutmaktadır.
- Ahiret borç senedi gibidir, dünya ise eldeki nakit paraya benzer. İnsanın yaratılışı ise peşin paraya yatkın olup senedin vadesi gözüne uzak gelir. Gözüne uzak olunca kalbine de uzak olur.
- Mü’min olan her gün tevbe etmek azmindedir, ancak yarına kadar tehir eder. Önüne çıkan her arzusu için bunu yapayım, başka yapmam der.
- Günahın cehenneme götüreceği muhakkak değildir, belki afvolunabilir. İnsan genelde hüsnü zan sahibidir, şehvet kendisini kaplayınca “Allahü teala affeder” deyip rahmet ümid eder.

Bütün bunlar insanın kendi kendini aldatmasıdır. Günahına kılıf uydurmak için, kendi kendini ikna için icad ettiği suret-i Haktan görünen delillerdir.

Gaflet pamuğunu kulağından çıkar! Kurtuluş sesi geliyor. Günahın kara suyuna dalma, ab-ı hayat geliyor. Aşıkların ruhlarına yüzlerce salavat geliyor. Günahlardan arın da baştan başa mana balı ol, süt ol! Kendinden, kendi benliğinden fakir ol, yok yoksul ol! Çünkü ancak fakir ve yoksul olunca padişahtan vergi gelir, zekat gelir. İnsanın maddî varlığı olan balçık, gönül olmayı ister durur. Bu istek Hakkın rahmetindendir. Kuluna acıdığındandır. İnsanın namaz kılmayı arzu edişi, oruç tutuşu, hep Hakk’ın kulunu kendine çekişindendir...
[Hz. Pir Mevlana]


Nefsi kulluk görevine çağırırsan tembellik eder. Fakat günah işlemeğe gelince çevikleşir. En iyisi bu yaramazı zindana atmak, her ne derse tersini yapmaktır. Onu kulluğa boyun eğdirmek için, açlık ve susuzluktan başka çare yoktur. Deve gibi yola gel de yük taşı, kulluk yükünü Allah kapısına çek. Deve kuşu gibi yükten kaçan kişi, hayat gülistanında ömrünün yapraklarını döker.

Eşref saatine yaklaşıyoruz, sizlerden dua bekleriz efendim?

Kalplerimizden mâsiva ihrac ola, gönüllerimiz ilhamat-ı rabbaniye havale buyrula, Ahlak-ı rezilemiz ahlak-ı hamideye tahvil ola…

Mevlam, bizlere makyajla saklanan sahte yüzleri, kamufle edilerek süslü kaplarda sunulan zehir içecekleri ayırt etme feraseti, yeteneği, kabiliyeti versin, idrakimizi güçlendirsin. Rabbimiz, bu hassâsiyetleri gönüllerimizden eksik etmesin! Yüreklerimizi, içinde bütün mahlûkâtın huzur ve sükûn bulduğu bir şefkat sığınağı ve rahmet dergâhı eylesin!

Muhabbet-i Ehli beyt-i Mustafa üzerlerimize sâyebân,
Vakt-i şerif, Haftaya bayram olan, sebeb-i gufran olan Cuma,
ömür ve şahsiyetlerimiz, ahir ve akibet,zahir ve batınlarımız hayrola,
aşk ola, aşk ile dola,
Aşkullah, Muhabbettullah, Marifetullah,Şevkullah ve Zikrullah gönüllere nakşola erenler

Umalım ki Mevlam söylediklerimizi önce bize duyursun,
sonra ihtiyacı olanlara tesir buyursun. . .

Sözü çok olanın, yalanı dahi çok olur imiş;
Yüksek müsaadelerinizle...

"Mevlam ateş-i aşkınızı ziyâde eylesin
Gam ve telaş sizlerden uzak olsun da
huzur bulasınız efendim.."



"Umutrehberi.com Cum'a Mektupları'ndan iktibastır"


 
Üst