Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Eba Eyyub El-Ensari (Hâlid b. Zeyd)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Muvahhid1" data-source="post: 365667" data-attributes="member: 1003203"><p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p> <p style="text-align: center"><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'book antiqua'">Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Küleyb el-Ensârî (ö. 49/669) Hicret sırasında Hz. Peygamber (asv)'ı Medine'de evine misafir eden ve Türkiye'de </span></span><strong>"Eyüp Sultan"</strong><span style="color: #000000"><span style="font-family: 'book antiqua'">unvanıyla anılan sahâbî.</span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Hazrec kabilesinin Neccâroğulları kolundandır. Hicretten iki yıl kadar önce hanımı Ümmü Eyyûb ile birlikte Mslü*man oldu ve ensardan İslâmiyet'i ilk kabul edenler arasında yer aldı. Nübüvve*tin 13. yılında yapılan </span></span><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong><a href="http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=article&aid=5760" target="_blank">İkinci Akabe Bia</a>t</strong></span><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000"><strong><span style="font-size: 12px">ı </span></strong>' nda bulundu (622). Hicretten sonra Resûl-i Ekrem (asv)a, ileri gelen sahâbîlerden Mus'ab b. Umeyr arasında kar*deşlik bağı (muâhât) kurdu. Hz. Peygamber'le birlikte Bedir, Uhud, Hendek, Hayber, Mekke'nin fethi ve Huneyn baş*ta olmak üzere bütün gazvelere katıldı. Savaşlarda ona zarar gelmemesi için ya*nından ayrılmaz, hatta bazı geceler ça*dırı etrafında nöbet tutardı. Vahiy kâ*tiplerinden olması sebebiyle Hz. Peygam*ber (asv) zamanında Kur'ân-ı Kerîm âyetleri*nin bir araya getirilmesine hizmet etti. Ashap arasında ilmiyle de tanındığı için kendisine sorulan dinî konularda pek çok fetva verdi.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Ebû Eyyûb (ra), Hz. Ebû Bekir (ra) devrindeki savaşlarla Hz. Ömer (ra) devrinde yapılan Su*riye, Filistin ve Mısır seferlerine katıldı. Kıbrıs seferinde de bulundu (28/648-49). Medine âsilerin eline geçip Hz. Osman (ra)'ın namaz kıldırması engellenince (35/656) herkes tarafından sevilip sayıldığı için Hz. Ali (ra)'in tavsiyesi üzerine bir müddet imamlık yaptı. Hz. Ali halifeliği dönemin*de Irak'a gittiğinde onu Medine'de yerine vekil bıraktı. Hâricîler'le ve Hz. Muâviye ile yapılan savaşlarda Hz. Ali'nin yanında yer aldı. Bu dönemde Basra valisi olan Ab*dullah b. Abbas Basra'ya gelen Ebü Eyyûb'a, </span><strong>"Senin vaktiyle Hz. Peygamber'e yaptığın gibi ben de bugün sana hizmet etmek istiyorum"</strong><span style="color: #000000"> diyerek konağını ona bıraktı. Giderken de kendisine 40.000 dirhem, yirmi köle ve değerli hediyeler vererek onu uğurladı.(Zehebî, II, 410)</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Sağlıklı olan herkesin Allah yolunda savaşa katılması gerektiğine inanan Ebû Eyyûb el-Ensârî, </span><strong>"Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız."</strong><span style="color: #000000">(Bakara, 2/195) mealindeki âyette sözü edilen teh*likeyi savaşa gitmeyip işiyle gücüyle meş*gul olmak şeklinde açıklardı. Bu sebeple ihtiyarlık döneminde bile her yıl bir savaşta bulunmaya gayret etti. Katıldığı seferlerin sonuncusu Müslümanların ilk İstanbul kuşatması oldu. Onun bu ku*şatmadan bir yıl sonra (49/669) gönde*rilen Yezîd b. Muâviye kumandasındaki takviye birliğin içinde bulunduğu da rivayet edilmektedir. Ebû Eyyûb, kuşatma devam ederken hastalanarak 49 (669) yılında vefat etti. Ancak 50 (670), 52 (672) veya 55 (675) yıllarında öldüğü de ileri sürülmüştür. Cenaze namazını Ye*zîd b. Muâviye kıldırdı. Vasiyeti üzerine bir askerî birlik tarafından surlara ya*kın bir yere götürülerek oraya defnedil*di. Durumu öğrenen Bizans imparatorunun kuşatma kalktıktan sonra onu kab*rinden çıkarıp vahşi hayvanlara yedire*ceğini söylediği, fakat İslâm ordusu ku*mandanı tarafından gönderilen cevap*ta, böyle bir şey yapıldığı takdirde İslâm ülkesinde yaşayan Hristiyanların ve kiliselerin zarar göreceği bildirilince, kabre dokunmayacaklarına dair teminat ver*diği nakledilmektedir.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Ebû Eyyûb (ra)'ın kabrinin sonraları bir bina içine alındığı, kıtlık zamanında kab*rini ziyarete gelen Hristiyanların onun hürmetine yağmur istediği ve asırlar bo*yunca bu kabrin itina ile korunduğu söylenmekte, bazı seyyahların verdiği bilgiler de bu rivayetleri doğrulamaktadır. Bu seyyahlardan Ali b. Ebû Bekir el-Herevî (ö. 611/1215), Ebû Eyyûb el-Ensâr'nin kabrini ziyaret ettiğini belirtmiştir(Ziyarât, vr. 5la). </span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000"></span><strong></strong></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>Fâtih Sultan Mehmed'in </strong><span style="color: #000000">İs*tanbul'u fethinden sonra kabrin yerinin </span><strong>Akşemseddin </strong><span style="color: #000000">tarafından keşf yoluyla belirlendiğine dair Osmanlı tarih kaynak*larında geniş şekilde yer alan haberlerle bu bilgiler çelişmemektedir. Zira kabrin yeri korunmuş olmakla beraber İstan*bul'un fethi sırasında sur dışında çok sayıda manastır, kilise, ayazma ve kutsal sayılan mezar bulunduğu için herhalde kabrin yeri kesin olarak bilinmemekteydi. Bir başka ihtimal de 1204 yılında Latinler'in İstanbul'u istilâsı esnasında şehir üç gün boyunca yağmalandığı ve Hristiyanlarca kutsal sayılan yerler yıkıldığı için Ebü Eyyûb'un kabrinin de tahrip edilmiş olmasıdır. Osmanlı padişahlarının tahta cülusunda kılıç kuşanma merasimleri, şeyhülislâm ve bilhassa nakîbüleşrafın da bulunduğu bir törenle Ebû Eyyûb el-Ensârfnin türbesi önünde yapılırdı.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Resûl-i Ekrem (asv) Medine'ye hicret edince Medineli Müslümanların her biri onu evinde misafir etmek istedi. Ancak Hz. Peygamber (asv), bir tercih yaparak onlan gü*cendirmemek için devesinin çökeceği ye*re en yakın eve misafir olacağını söyle*di. Kendisini taşıyan devenin önce bir yere çöktüğü, buradan hemen kalkıp bi*raz ileride tekrar çöktüğü görüldü. Resûlullah (asv) oraya en yakın olan ve dedesi Abdülmuttalib'in annesi tarafından ken*disine yakınlığı da bulunan Ebü Eyyûb (ra)'ın evine yerleşerek burada yedi ay misafir kaldı. Bundan dolayı Ebû Eyyûb</span><strong>"Mihmandâr-ı Nebî" </strong><span style="color: #000000">unvanıyla anılır. Bu ev İslâmiyet'in öğretildiği bir mektep duru*mundaydı. Hz. Peygamber (asv) fakir muha*cirlere burada yemek verir, kendisine sunulan hediyeleri fakirlere burada da*ğıtırdı. Ev sahiplerine her vesile ile dua eder, onların bolluğa kavuşmalarını, huzur ve afiyet içinde olmalarını dilerdi. Resûl-i Ekrem (asv) kendi evine taşındıktan sonra da zaman zaman Ebû Eyyûb'un evine misafir olurdu.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Ebû Eyyûb haksızlıklara tahammül edemez, doğru bildiğini söylemekten çe*kinmezdi. Cihad maksadıyla gittiği Mı*sır'da vali olan sahâbî Ukbe b. Âmir'in akşam namazını geç kıldırdığını görün*ce onu uyardı. Resûl-i Ekrem (asv)'ın akşamı geç kıldığının zannedilmesine sebebiyet vererek halka kötü örnek olmamasını söyledi. Namazları müstehap olan vakit*lerinde kıldırmayan Medine Valisi Mervân b. Hakem'e muhalefet eder. Resülullah (asv)'a uyduğu takdirde kendisine uya*cağını, aksi halde aleyhinde bulunacağı*nı açıkça söylerdi. </span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Bir gün Ebû Eyyûb (ra)'ı Resûl-i Ekrem (asv)'in kabrine başını dayamış olduğu halde ağlarken gören Mervân bu hareketinin sünnete aykırı olduğunu söyleyince Ebû Eyyûb,</span><strong> "Ben bu mezar taşına değil Resûlullah'a geldim. Onun,<em> "Din işlerini ehliyetli kimseler üstlendiği zaman kaygılanmayın; ancak ehil olma*yanlar başa geçince ne kadar ağlasanız yeridir" </em>dediğini duymuştum" </strong><span style="color: #000000">diye ce*vap verdi.(Müsned, V, 422)</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><span style="color: #000000">Medine döneminden itibaren Hz. Peygamber (asv)'den hiç ayrılmadığı halde Ebû Eyyûb el-Ensârî'den sadece 150 hadis rivayet edilmesinin iki önemli sebebi var*dır. Bunlardan biri hadis rivayetinde çok titiz olması, diğeri de ömrünün savaşlarda geçmesidir. Kendisinin bilmediği bir hadisi Ukbe b. Âmir'den bizzat rivayet etmek için Medine'den Mısır'a kadar gitmesi, söz konusu titizliğin eşsiz bir örneğini ortaya koymaktadır. Ondan hadis rivayet edenler arasında İbn Ab*bas, İbn Ömer, Berâ b. Âzib, Enes b. Mâ*lik, Câbir b. Semüre gibi sahâbîler ve Saîd b. Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Salim b. Abdullah, Atâ b. Yesâr gibi tabiîler bu*lunmaktadır.</span></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"></span></span></p><p><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'book antiqua'"><strong>Kaynak:</strong><span style="color: #000000"> Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ebu Eyyub El-Ensari mad.</span></span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Muvahhid1, post: 365667, member: 1003203"] [CENTER][COLOR=#000000][FONT=book antiqua] Ebû Eyyûb Hâlid b. Zeyd b. Küleyb el-Ensârî (ö. 49/669) Hicret sırasında Hz. Peygamber (asv)'ı Medine'de evine misafir eden ve Türkiye'de [/FONT][/COLOR][B]"Eyüp Sultan"[/B][COLOR=#000000][FONT=book antiqua]unvanıyla anılan sahâbî.[/FONT][/COLOR][/CENTER] [SIZE=3][FONT=book antiqua] [COLOR=#000000]Hazrec kabilesinin Neccâroğulları kolundandır. Hicretten iki yıl kadar önce hanımı Ümmü Eyyûb ile birlikte Mslü*man oldu ve ensardan İslâmiyet'i ilk kabul edenler arasında yer aldı. Nübüvve*tin 13. yılında yapılan [/COLOR][/FONT][FONT=book antiqua][B][URL="http://www.sorularlaislamiyet.com/index.php?s=article&aid=5760"]İkinci Akabe Bia[/URL]t[/B][/FONT][FONT=book antiqua][COLOR=#000000][B][SIZE=3]ı [/SIZE][/B]' nda bulundu (622). Hicretten sonra Resûl-i Ekrem (asv)a, ileri gelen sahâbîlerden Mus'ab b. Umeyr arasında kar*deşlik bağı (muâhât) kurdu. Hz. Peygamber'le birlikte Bedir, Uhud, Hendek, Hayber, Mekke'nin fethi ve Huneyn baş*ta olmak üzere bütün gazvelere katıldı. Savaşlarda ona zarar gelmemesi için ya*nından ayrılmaz, hatta bazı geceler ça*dırı etrafında nöbet tutardı. Vahiy kâ*tiplerinden olması sebebiyle Hz. Peygam*ber (asv) zamanında Kur'ân-ı Kerîm âyetleri*nin bir araya getirilmesine hizmet etti. Ashap arasında ilmiyle de tanındığı için kendisine sorulan dinî konularda pek çok fetva verdi.[/COLOR] [COLOR=#000000]Ebû Eyyûb (ra), Hz. Ebû Bekir (ra) devrindeki savaşlarla Hz. Ömer (ra) devrinde yapılan Su*riye, Filistin ve Mısır seferlerine katıldı. Kıbrıs seferinde de bulundu (28/648-49). Medine âsilerin eline geçip Hz. Osman (ra)'ın namaz kıldırması engellenince (35/656) herkes tarafından sevilip sayıldığı için Hz. Ali (ra)'in tavsiyesi üzerine bir müddet imamlık yaptı. Hz. Ali halifeliği dönemin*de Irak'a gittiğinde onu Medine'de yerine vekil bıraktı. Hâricîler'le ve Hz. Muâviye ile yapılan savaşlarda Hz. Ali'nin yanında yer aldı. Bu dönemde Basra valisi olan Ab*dullah b. Abbas Basra'ya gelen Ebü Eyyûb'a, [/COLOR][B]"Senin vaktiyle Hz. Peygamber'e yaptığın gibi ben de bugün sana hizmet etmek istiyorum"[/B][COLOR=#000000] diyerek konağını ona bıraktı. Giderken de kendisine 40.000 dirhem, yirmi köle ve değerli hediyeler vererek onu uğurladı.(Zehebî, II, 410)[/COLOR] [COLOR=#000000]Sağlıklı olan herkesin Allah yolunda savaşa katılması gerektiğine inanan Ebû Eyyûb el-Ensârî, [/COLOR][B]"Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayınız."[/B][COLOR=#000000](Bakara, 2/195) mealindeki âyette sözü edilen teh*likeyi savaşa gitmeyip işiyle gücüyle meş*gul olmak şeklinde açıklardı. Bu sebeple ihtiyarlık döneminde bile her yıl bir savaşta bulunmaya gayret etti. Katıldığı seferlerin sonuncusu Müslümanların ilk İstanbul kuşatması oldu. Onun bu ku*şatmadan bir yıl sonra (49/669) gönde*rilen Yezîd b. Muâviye kumandasındaki takviye birliğin içinde bulunduğu da rivayet edilmektedir. Ebû Eyyûb, kuşatma devam ederken hastalanarak 49 (669) yılında vefat etti. Ancak 50 (670), 52 (672) veya 55 (675) yıllarında öldüğü de ileri sürülmüştür. Cenaze namazını Ye*zîd b. Muâviye kıldırdı. Vasiyeti üzerine bir askerî birlik tarafından surlara ya*kın bir yere götürülerek oraya defnedil*di. Durumu öğrenen Bizans imparatorunun kuşatma kalktıktan sonra onu kab*rinden çıkarıp vahşi hayvanlara yedire*ceğini söylediği, fakat İslâm ordusu ku*mandanı tarafından gönderilen cevap*ta, böyle bir şey yapıldığı takdirde İslâm ülkesinde yaşayan Hristiyanların ve kiliselerin zarar göreceği bildirilince, kabre dokunmayacaklarına dair teminat ver*diği nakledilmektedir.[/COLOR] [COLOR=#000000]Ebû Eyyûb (ra)'ın kabrinin sonraları bir bina içine alındığı, kıtlık zamanında kab*rini ziyarete gelen Hristiyanların onun hürmetine yağmur istediği ve asırlar bo*yunca bu kabrin itina ile korunduğu söylenmekte, bazı seyyahların verdiği bilgiler de bu rivayetleri doğrulamaktadır. Bu seyyahlardan Ali b. Ebû Bekir el-Herevî (ö. 611/1215), Ebû Eyyûb el-Ensâr'nin kabrini ziyaret ettiğini belirtmiştir(Ziyarât, vr. 5la). [/COLOR][B] Fâtih Sultan Mehmed'in [/B][COLOR=#000000]İs*tanbul'u fethinden sonra kabrin yerinin [/COLOR][B]Akşemseddin [/B][COLOR=#000000]tarafından keşf yoluyla belirlendiğine dair Osmanlı tarih kaynak*larında geniş şekilde yer alan haberlerle bu bilgiler çelişmemektedir. Zira kabrin yeri korunmuş olmakla beraber İstan*bul'un fethi sırasında sur dışında çok sayıda manastır, kilise, ayazma ve kutsal sayılan mezar bulunduğu için herhalde kabrin yeri kesin olarak bilinmemekteydi. Bir başka ihtimal de 1204 yılında Latinler'in İstanbul'u istilâsı esnasında şehir üç gün boyunca yağmalandığı ve Hristiyanlarca kutsal sayılan yerler yıkıldığı için Ebü Eyyûb'un kabrinin de tahrip edilmiş olmasıdır. Osmanlı padişahlarının tahta cülusunda kılıç kuşanma merasimleri, şeyhülislâm ve bilhassa nakîbüleşrafın da bulunduğu bir törenle Ebû Eyyûb el-Ensârfnin türbesi önünde yapılırdı.[/COLOR] [COLOR=#000000]Resûl-i Ekrem (asv) Medine'ye hicret edince Medineli Müslümanların her biri onu evinde misafir etmek istedi. Ancak Hz. Peygamber (asv), bir tercih yaparak onlan gü*cendirmemek için devesinin çökeceği ye*re en yakın eve misafir olacağını söyle*di. Kendisini taşıyan devenin önce bir yere çöktüğü, buradan hemen kalkıp bi*raz ileride tekrar çöktüğü görüldü. Resûlullah (asv) oraya en yakın olan ve dedesi Abdülmuttalib'in annesi tarafından ken*disine yakınlığı da bulunan Ebü Eyyûb (ra)'ın evine yerleşerek burada yedi ay misafir kaldı. Bundan dolayı Ebû Eyyûb[/COLOR][B]"Mihmandâr-ı Nebî" [/B][COLOR=#000000]unvanıyla anılır. Bu ev İslâmiyet'in öğretildiği bir mektep duru*mundaydı. Hz. Peygamber (asv) fakir muha*cirlere burada yemek verir, kendisine sunulan hediyeleri fakirlere burada da*ğıtırdı. Ev sahiplerine her vesile ile dua eder, onların bolluğa kavuşmalarını, huzur ve afiyet içinde olmalarını dilerdi. Resûl-i Ekrem (asv) kendi evine taşındıktan sonra da zaman zaman Ebû Eyyûb'un evine misafir olurdu.[/COLOR] [COLOR=#000000]Ebû Eyyûb haksızlıklara tahammül edemez, doğru bildiğini söylemekten çe*kinmezdi. Cihad maksadıyla gittiği Mı*sır'da vali olan sahâbî Ukbe b. Âmir'in akşam namazını geç kıldırdığını görün*ce onu uyardı. Resûl-i Ekrem (asv)'ın akşamı geç kıldığının zannedilmesine sebebiyet vererek halka kötü örnek olmamasını söyledi. Namazları müstehap olan vakit*lerinde kıldırmayan Medine Valisi Mervân b. Hakem'e muhalefet eder. Resülullah (asv)'a uyduğu takdirde kendisine uya*cağını, aksi halde aleyhinde bulunacağı*nı açıkça söylerdi. [/COLOR] [COLOR=#000000]Bir gün Ebû Eyyûb (ra)'ı Resûl-i Ekrem (asv)'in kabrine başını dayamış olduğu halde ağlarken gören Mervân bu hareketinin sünnete aykırı olduğunu söyleyince Ebû Eyyûb,[/COLOR][B] "Ben bu mezar taşına değil Resûlullah'a geldim. Onun,[I] "Din işlerini ehliyetli kimseler üstlendiği zaman kaygılanmayın; ancak ehil olma*yanlar başa geçince ne kadar ağlasanız yeridir" [/I]dediğini duymuştum" [/B][COLOR=#000000]diye ce*vap verdi.(Müsned, V, 422)[/COLOR] [COLOR=#000000]Medine döneminden itibaren Hz. Peygamber (asv)'den hiç ayrılmadığı halde Ebû Eyyûb el-Ensârî'den sadece 150 hadis rivayet edilmesinin iki önemli sebebi var*dır. Bunlardan biri hadis rivayetinde çok titiz olması, diğeri de ömrünün savaşlarda geçmesidir. Kendisinin bilmediği bir hadisi Ukbe b. Âmir'den bizzat rivayet etmek için Medine'den Mısır'a kadar gitmesi, söz konusu titizliğin eşsiz bir örneğini ortaya koymaktadır. Ondan hadis rivayet edenler arasında İbn Ab*bas, İbn Ömer, Berâ b. Âzib, Enes b. Mâ*lik, Câbir b. Semüre gibi sahâbîler ve Saîd b. Müseyyeb, Urve b. Zübeyr, Salim b. Abdullah, Atâ b. Yesâr gibi tabiîler bu*lunmaktadır.[/COLOR] [B]Kaynak:[/B][COLOR=#000000] Diyanet İslam Ansiklopedisi, Ebu Eyyub El-Ensari mad.[/COLOR][/FONT][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Eba Eyyub El-Ensari (Hâlid b. Zeyd)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst