EMR-İ KÜNFEYEKÛN
Allah’ın yaratmayı dilediği şeye, ‘ol!’ diye emretmesi ve onun da böylece varlık sahasına çıkması
Maddeden münezzeh olan Cenab-ı Hakk’ın, kâinattaki tasarrufları ve icraatları mübaşeretsizdir, yani temas etmeksizin, dokunmaksızın işler görülür. Mesela, bir ustanın evi yapması mübaşeret iledir. Bir komutanın bir emirle orduları harekete geçirmesi ile mübaşeretsizdir.
Büyük Müfessir Fahreddin-i Râzi Ol! emri hakkındaki değişik te’villeri sıralar ve en kuvvetli te’vil olarak şunu kaydeder:
“Cenâb-ı Hakk’ın “ol” demesinden maksat, eşyanın yaratılmasında İlâhî kudretin sür’atle nüfuz ettiğini göstermektir. Bir de bu, Hak Teâlânın eşyayı deneme-yanılma olmaksızın yarattığını gösterir.”
Bediüzzaman,
“Eşya fena ve zevale (fâni olmaya ve yok olmaya) gitmiyor, daire-i kudretten daire-i ilme geçiyorlar” der. Yaratılmadan önce her şey Allah’ın ilim dairesinde mevcut idi. Bu şeylerden hangisinin yaratılmasını irade etmişse, onu ilim dairesinden kudret dairesine geçirmiş; yâni var etmiştir. İşte “ol” emri ilim dairesindeki bu eşyaya verilmektedir. Yâni Allah’ın onları yaratmayı irade etmesi ve onların da böylece varlık sahasına çıkışları sanki bir emirle olmaktadır.
O halde, kün (Ol!) emri bir temsildir. “İlim dairesinden kudret dairesine geç!” mânâsını ifade eder.
Kün emriyle ilgili âyet-i kerimelerden iki misal:
“Allah, göklerin ve yerin mübdii’dir(onları önceden hiçbir örneği bulunmaksızın yaratandır) Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece ol der, o da oluverir. ”(Bakara Sûresi,117)
Burada ol emri, kudretin hemen faaliyete geçmesi mânâsına gelir. Bu emrin tevilini İslâm âlimlerimiz böyle yapmışlardır. Tıpkı,
“Her şeyin melekûtu O’nun elindedir.” âyetindeki el tabirini, kudret olarak tefsir ettikleri gibi, bu ol emrini de yine kudret ve irade olarak tefsir etmişlerdir. Ve bundan murat, “Allah’ın dilediği şeyin hiçbir engel olmaksızın hemen meydana gelmesidir.” demişlerdir.
Diğer bir âyet-i kerime:
“Doğrusu Allah indinde İsa’nın meseli, Âdem meseli gibidir. Onu topraktan yarattı, sonra ‘ol’ dedi, o da oluverdi.” (Âl-i İmran Sûresi, 59)
Önce topraktan yaratılan Âdem babamıza daha sonra ol emrinin verilmesi “ruhun üflenişine” işarettir ve ruhun emir âleminden olduğunu gösterir. Önceden bedenin yaratılışı gibi bir madde ve müddete ihtiyaç kalmadığını ifade eder.
Bahsimize konu olan bu âyet-i kerime akla ayri bir ufuk açmaktadır. Önce topraktan Hz.Âdem yaratılıyor ve sonra ona ol emri veriliyor. Bu emirle Hz. Âdem’in topraktan inşa edilen cesedi ruha, hayata kavuşuyor. Zaten var olan bir nesneye yeniden ol emri verilmesi, onun yeni bir şekle girmesi demektir. Nitekim bu emir, “Canlı bir mahluk kesil.” şeklinde tefsir edilmiştir.
Buna göre, hidrojen ve oksijen bir ol emriyle su olmuşlardır. Aldığımız gıdalar bir süre sonra insan hücresi olurlar, yine ol emriyle.
Misaller çoğaltılabilir.