Konuya cevap cer

III - İslam Öncesi İnançlarına Tanrının İsimleri:

  A. İlkel Kavimlerde:

  "Şüphenin tamamen dışında olan bir şey varsa o da, kâinatı  yaratan ve boşalttığı yağmurlarla yeryüzünü bereketli kılan semavi ve ilahi bir  varlığa olan inancın, hemen hemen evrensel olduğudur"17 şeklindeki  Mircae Eliade'ın görüşüne katılmamak mümkün değildir. En ilkel toplumlarda dahi  bu duygu vardır. Bu toplumların yüce tanrısı, genellikle yükseklik ifade eden  adlarla anılmaktadır: "gökyüzünün sahibi" gibi.



Mesela Maorilerin yüce  tanrısının adı Iho'dur; Iho, "yüksek, yukarıda" anlamını taşır. 

Ahposo  zencilerinin yüce tanrısı Uwoluwo "yukarıda olan, yukarı bölgeler" anlamına  gelmektedir. 

Ateg Toprağı'nda yaşayan Selk'nam'larda tanrının adı "gökyüzünde  Oturan" anlamında Paluga'dır.

 Andamanlıların yüce varlığı da gökyüzünde  oturmaktadır. Rüzgâr onun nefesi, fırtına onun öfkesinin işaretidir.

 Köle  Kıyısında yaşayan Yorubalar'ın tanrılarının adı Olurum, yani "Gökyüzün  sahibi"'dir.18


Bu gökyüzü ile bağlantılı olan yücelik daha uygar olan  toplumlarda da vardır.


Mesela Mircea Eliade'ın da belirttiğine göre, yüce  tanrının Moğolcası tengri'dir ve "gökyüzü" anlamına gelmektedir.

Çincesi "Tien"  hem "gökyüzü" hem de "gökyüzü tanrısı" manasındadır. 

Sümercesi dingir, "göksel  kutsallık" anlamındadır. 

Babilcede anu, aynı şekilde gökyüzü kavramını ifade  eder.

 Bununla birlikte gök tanrısı, gökyüzü ile özdeşleştirilmemiştir, 

çünkü tüm  evrenin yaratıcısı olan tanrı aynı zamanda gökyüzünü de yaratmıştır ve bu  nedenden ötürü "yaratıcı", "muktedir," "efendi," "reis," "baba," vb. isimlerle  adlandırılmaktadır.19



 Avustralya'nın güneydoğusundaki ilkel kabileler  üzerine yapılan son çalışmalar, onların yüce varlığı (Kamunun Babası) insanların  davranışlarını gözleyendir. 

Orta Avustralya'daki Atnatuların inandıkları tanrı  lutufkâr ve ezelidir.20

Eski Mısırlılarda tanrı "Herşeyi yaratan,  dehrin sahibi, ilmi sınırsız, görünmeyen, duaları kabul eden" ulu bir varlıktır.21

 Eski Hind inancının kutsal metinlerinde mesela kutsal kitaplardan Rig Veda'da  belirtildiğine göre tanrının eşi ve benzeri yoktur, en yüce ve en yetkin sıfatar  onundur.

 Eski İran'da tanrı Ahura Mazda yüce ve tek olup, maddî bir varlık  değildir. Rahim ve âlim, her yerde hazır ve nazırdır, değişmeye tâbi değildir. 

Eski Yunanda da tanrı ölümsüzdür. Ölümsüzlük sağlayan gıdalarla beslenir.22



  B. Yahudilikte:

  Yahudilerde mabuda nisbet edilen isimler ve sıfatların büyük bir  kısmı İslâmdaki uluhiyet anlayışıyla parallelik arz etmektedir. Ancak şu kadar  var ki onlarda, "antropomorfizm" yaygın olarak bulunmaktadır. Onların tanrısının  asıl adı Yahova'dır. Mahlukata benziyor. Eski Ahitte yer aldığına göre tanrıya  nisbet edilen bazı vasıflar ve isimleri şöyle ifade edebiliriz: Tanrı alimdir,  yerde ve gökte meydana gelen hadiseleri, insanın hareketlerini, hatta  düşüncelerini bilir.23 Adil ve Hakimdir, haksızlık etmez.24  Azizdir.25 Azab verendir, gazabını boşaltır.26 Herşeyi  yapandır, herşeyi takdir edendir.27 Aşkın bir varlıktır, onu kimse  göremez.28 Kendisini çağıranlara yakındır.29 Bir'dir.  Ezeli ve Ebedidir.30 Kadir'dir.31 Merhamet sahibidir.32  Yerin ve göğün yaratıcısıdır.33



  B. Hıristiyanlıkta Tanrının İsimleri:

  Hıristiyanlıkta geçerli kabul edilen tanrının isimleri de  Kur'ân'daki isimlerle birçok açıdan parallelik arz eder. Onlar zaten Eski  Ahitteki isimleri de aynen kabul etmektedir. Çünkü onlar için de Eski Ahit  muteberdir. Yeni Ahid'e göre tanrı yakındır.34 Tektir.35  Nurdur.36 Merhamet ve muhabbet sahibidir.37 Herşeye  kadirdir.38 Adil ve Hakim'dir.39 Kuddüstür.40  Herşeyi işitir ve görür.41 Gökte taht üzerine oturur.42  Herşeyi önceden takdir etmiştir.43



  IV - Kur'ân-ı Kerim'de Esmâ-ı Hüsna:

  Kur'ân-ı Kerim'de var olan, kemâl sıfatlarına sahip, Hallak ve  Faal, kâinatta, geçmişte, hal-ı hazırda ve gelecekte kudretini gösteren bir  uluhiyet kavramı işlenmektedir. Yaratanın adı "Allah"tır. "Onun benzeri hiçbir  şey yoktur. O, işitendir, görendir."44 "Hibir şey ona denk değildir".45  "En yüce sıfat Onundur".46


 Allah'ın güzel isimlerini ifade eden "el-Esmâu'l-Hüsnâ" terkibi  Kur'ân'da dört yerde geçmektedir: 

"Güzel isimler Allah'ın'dır. Ona, o isimlerle  duâ edin," 

"İster Allah'a, ister Rahman'a duâ edin, hangisiyle dua ederseniz  edin, Güzel isimler Onundur."48

"Allah'tan başka ilâh yoktur. Güzel  isimler Onundur"49

 "O yaratandır, yoktan var edendir, şekil verendir,  Güzel isimler Onundur"50 mealindeki âyetlerde Cenab-ı Allah'ın güzel  isimleri bulunduğu vurguyla belirtilmektedir. "En güzel, en yüksek mânâlara  delalet eden en güzel isimler hep Onundur".51



  Bu isimlere "Neden hüsnâ denilmiştir?" sorusuna cevaben  Fahreddin-i Razî şöyle demektedir: "Vahdaniyet, celâl, izzet, ihsan, hiçbir şeye  benzemeyiş gibi güzel mânâları ifade ettiği için bu isimlere en güzel manasında  "hüsna" denilmiştir.52



  Kur'ân-ı Kerim'de Allah'a nisbet edilen isimlerin sayısı  konusunda net bir şey söylemek mümkün değildir. Çünkü bazıları fiili vasıtlarını  da saymışlardır. Bazıları ise sadece isimleri saymıştır. İsimleri sayanlar  bunları doksan dokuz olarak tesbit etmiş, bir kısmı daha da artırmıştır.  El-Kureşi'ye göre çeşitli kelime kalıplarıyla Allah'ın zatına nisbet edilen  kavramların sayısı 313 kadardır.53 Buna göre Cenab-ı Allah'ın  Kur'ân-ı Kerim'deki isimleri bu rakamı bulmaktadır. Diğer bazı yazarlar bunun  288'ini kadarını zikretmişlerdir.54 Cenab-ı Allah, isimlerinin yüce  tutulmasını emretmektedir. Sabah akşam adının anılmasını, yadedilmesini ister.55



  Cenab-ı Allah kendi vasıflarını kendisi bizzat koymuştur. "Onun  kendisine lâyık, rahmeti, kendisine lâyık muhabbeti, kendisine lâyık gazabı  vardır. İnsanların vasıflarına ve isimlerine benzemez. Kalb rikkati olarak  tanımlanabilecek olan beşerî rahmet, Allah'a yakışmaz. Psikolojik etkenlerden,  teessürlerden, meyillerden uzak olmayan bizim irademiz Allah'a yakışmaz".56



  Cenab-ı Allah kendisini tanıtırken, insanların diliyle onlara  hitap etmiştir. Mesela Kur'ân-ı Kerim'de "Allah, sabredenlerle beraberdir"  derken, zatî bir beraberlik kastetmemiştir. Kendisine uygun olan isim ve  sıfatları Kur'an'da zikretmiş, insanların anlayacağı bir şekilde Kendisini  tanıtmıştır.



Devam edecek...


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst