VII - İsimlerin Tasnifi:
Allah'ın isimlerini kesin hatlarla birbirinden ayırmak ve tam bir taksimata tabi tutmak mümkün değildir. Çünkü içiçe daireler gibi isimleri de birbirine mütedahildir, birbiriyle irtibatlıdır. Buna rağmen bir derece de olsa bazı âlimler Esmâ-ı Hüsna'yı taksime tabi tutmuşlardır. Allah'ın bazı isimleri "müzdevice"dir. Yani tek başına kullanılmazlar. Mesela el-Muizz-el-Müzill, el-Hafıd-er-Rafi, el-Kabıd ve el-Basıt gibi.76
Bazı isimlerin de mânâları birbiririe yakındır. Mesela Gafur ve Gaffar gibi. İmam Gazali bunları aynı kabul etmiyor. "Müteradif isim yoktur" diyor. Alim, ilmi ifade ederken, Habîr batıni bilgilere vukufiyetini ifade eder.77
Bazı yazarlar isimleri Allah'ın zatiyle, rızık ve ihsanlarla, rahmet, af ve gufranla, Allah'ın ilmiyle, azametiyle, kudretiyle, hesap-hüküm ve adaletle ve son olarak Nur oluşu ile ilgili isimler olmak üzere dokuz kısma ayırmışlardır. Buna rağmen tam bir ayırım sözkonusu değildir. Yani ilmiyle ilgili olan aynı zamanda azametiyle de ilgilidir.78
El-Halimi (v.403/1012) isimleri beş gruba ayırır: (1) Varlığını, (2) Birliğini, (3)Yaratıcılığını, (4) Benzersiz oluşunu ve (5) Kâinatı yönettiğini anlatan isimler.79
İmam Gazali ise (v.05/1111) isimleri zât ve sıfatlarla irtibatları bakımından on gruba ayırır, her grup için örnek isimleri zikreder.80
Bekir Topaloğlu'nun yaptığı bir tasnife göre ise Allah'ın isimleri dört kısma ayrılır:
a) Zatî isimler: Allah, Hak, el-Evvel, el-Ahir, el-Baki, el-Varis, es-Samed, el-Kuddüs gibi isimler,
b) Kâinatı ilgilendiren isimler: Halık, el-Bari', el-Mübdi, el-Muid, el-Muhyî, el-Mümit,
c) Tabiatın idare edilişiyle ilgili isimler: Maliku'lmülk, el-Melik, el-Kayyum, el-Vali, elMuheymin, el-Hafiz gibi,
d) İnsanı ilgilendiren isimler: Adl, Hakem, Fettah, Afuvv, Gafur, Tevvab, Halim, Mucib, Hasib, Vehhab, Vedüd gibi isimler örnek verilebilir.81
Görüldüğü gibi isimleri kesin olarak birbirinden ayırmak mümkün değildir. Nitekim bir isim hem tabiatla, hem insanla, hem yaratılışla, hem varlığı ve birliği ile alakalı olabilir. "Kâinatın herbir âleminde, herbir taifesinde, Esmâ-ı Hüsnadan bir ismin ünvanı tecelli eder. O isim o dairede hakimdir. Başka isimler orada Ona tabidirler, belki Onun zımnında bulunurlar."82 Dolayısıyla bu tasnifler çok kaba çizgilerle ifade edilebilecek birer tasnif olarak kabul edilebilir.
İsm-i A'zam: İsimlerin taksimatı yapılırken bir de Allah'ın "İsm-i Azam"ından bahsetmek gerekmektedir. Bir rivayete göre bir zat Resûlullahın yanında şöyle bir duada bulunmuştur: "Allah'ım, şehadet ettiğim şu hususlar sebebiyle senden taleb ediyorum: Sen kendisinden başka ilah olmayan Allah'sın, Birsin, Samed'sin, doğurmadın, doğmadın, bir eşin, bir benzerin yoktur." Bu duâyı işiten Resulullah şöyle buyurmuştur: "Nefsimi kudret elinde tutan Zâta yemin olsun, bu kimse Allah'tan İsm-i Azam'ı adına talepte bulundu. Şunu bilin ki kim ism-i Azamla dua ederse Allah ona icabet eder. Kim onunla talepte bulunursa Allah ona dilediğini mutlaka verir."83 Bu hadisten İsm-i Azam'ın İhlas Sûresi içerisinde olduğu anlaşılmaktadır.84
Ancak Razî gibi bazı âlimler İsm-i Azam'ın muayyen ve belirli bir isim olmadığı kanaatindedirler. Kulun rabbini, istiğrak halinde fikir ve aklını bütün masivadan çeker, öylece Rabbini hangi isimle zikrederse işte o İsm-i Azamdır. Hatta her ismin bir azamiyet noktası vardır. Ebu Yezid el-Bistami de aynı şekilde "Kalbini masivadan arındırdıktan sonra hangi isimle dua edersen, o isim İsm-i Azamdır"der.85 Bediüzzaman'ın ise bu konuda şöyle bir tesbiti vardır: "İsm-i Azam herkes için bir olmaz." Buna göre Hz. Ali hakkında tecelli eden ism-i Azam ile İmam-ı Azam Ebu Hanife hakkında tecelli eden İsm-i Azam aynı değildir. Hz. Ali hakkındaki İsm-i Azam "Ferd, Hayy, Kayyum, Hakem, Adl, Kuddûs" şeklinde altı isimdir. İmam Azam hakkında tecelli eden İsm-i Azam ise "Hakem ve Adl"dir.86
Devam edecek...