Evlilik öncesi ince eleyip sık dokuyun
Evlenmek, bir yuva kurmak hayatımızdaki en büyük sorumluluklardan birisi. Onun için iyi düşünülüp karar verilmesi gerekiyor. Zaten böyle olduğu için de insanımızın en çok sorduğu sorular arasında evlilik öncesi dönem önemli bir yer kaplıyor.
Toplum olarak aile kurumuna çok önem veren bir yapımız var. Dolayısıyla bu konudaki meseleler kişileri bir hayli düşündürüyor, ince eleyip sık dokumalarına sebep oluyor. Tabii bunu yapmada da haksız sayılmazlar…
Aile yuvası kurulurken nelere dikkat edilmesi yönünde gelen sorular arasında evlilik öncesi görüşme, resmi ve dini nikah konuları ön plana çıkıyor.
Bu konuda gelen sorulardan birisi şöyle: “Nişanlımla en geç bir sene sonra evlenme durumum olacak. Tamamen safi niyetle hangi şartlarda görüşeceğiz, nasıl hasret gidereceğiz? Birbirimizin kalp ve zihin yapısını öğrenmek istiyoruz. Bildiğim kadarıyla nişanlılar yüz yüze görüşmek için, kız tarafından buluğ çağına girmiş birinin olması gerekiyor. Bu durumda konuşabilmenin şartları ne ile sınırlıdır?”
Nişanlılar birbirleriyle görüşebilir, konuşabilirler. Burada dikkat edilmesi gereken nokta, nişanlılığın kesin olarak evlenme anlamına gelmediğini bilmektir. Çünkü nişanlılar birbirlerinin eşi değildir, dinî açıdan birbirlerine yabancıdırlar.
Telefonla görüşmenin, konuşmanın bir sakıncası olmaz, bir problem teşkil etmez. Fakat bu konuşmalar belli bir ölçü içinde olmalı, bir edep, erkân içinde kalmalı, aşırıya varmamalı. Konuşma esnasında aradaki perde yırtılmamalı, karı kocaymış gibi serbest bir söyleme varılmamalı…
Çünkü bu süreç evliliğe bir alışma, bir ısınma, bir tanışma ve nişanlıların birbirini gözlemleme, tartıp ölçme dönemidir.
Her nişan evlilikle bitmeyebilir. Nikâh kıyılıp aradaki mahremiyet kalkıncaya kadar dikkatli etmeli ki daha sonra pişmanlıklar yaşanmasın.
Nişanlılar tek başlarına kapalı bir mekânda görüşmeleri gerekiyorsa yanlarında üçüncü bir kişinin olmasına özen göstermeliler.
Mehmed Paksu
