Konuya cevap cer

Gece İbadeti İle İlgili Ayetler:

Her müslümana gerekir ama özellikle de tasavvuf ehli kişiler yaz kış, soğuk sıcak demeden gece tatlı uykudan kalkar, seherleri ibadet ile uyanık geçirirler. Allah’a içten gelerek, korku ve ümitle dopdolu yalvarır yakarırlar. 

Bununla beraber kendilerini, gece sabahlara kadar uyuyanlardan üstün görmez, aksine “uyuyanlara kalem işlemez” diyerek, onları kendilerinden üstün tutarlar. Onlar yaptıkları bu ibadetlerle övünmek şöyle dursun, bizzat bu ibadetleri de Allah’ın bir nimeti bilir, bu ve diğer nimetlerin şükründen aciz olduklarını itiraf ederler. Rahman olan Allah’ın bu kullarını şu ayetler ne güzel ifade ederler: 

“Gecelerini Rablerine secde ederek ve kıyama durarak geçirirler ve şöyle dua ederler: “Rabbimiz! Cehennem azabını üzerimizden sav. Doğrusu onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır. Orası cidden ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir.”11

“Ey Rasulüm! Şüphesiz Rabbin, senin ve beraberinde ashabından bulunan bir topluluğun gecenin üçte ikisinden az, yarısı, veya üçte biri kadar bir süre, namaz için kalktığını bilmektedir.”12

“Onlar gece namaz kılmak için yataklarından kalkarlar. Korku ve ümit içinde rablarına dua ederler.”13

“Onlar, gecenin ancak az bir bölümünde uyurlardı. Seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.”14

Yatsı namazından sonra uyumadan veya çok az bir miktar uyuduktan sonra kalkıp kılınacak nafile namaza “gece namazı- salatu’l leyl” denir. Bir süre uyuduktan sora, gecenin yarısından imsak vaktine kalkıp kılınırsa “teheccüd” adını alır. 

Teheccüd namazı iki rekattan başlar. Oniki rekata kadar kılınır. Her iki rekatta bir selam verilmesi daha faziletlidir. Peygamber efendimiz (sav)’in ifadesi ile “farz namazdan sonra en efdal namaz, gece namazıdır.”15

Teheccüd namazının Resulullah (sav)’a farz oluşu16 şu ayetlere dayanır: “Ey Rasulüm! Gecenin bir bölümünde uyanıp, sırf sana mahsus fazla bir ibadet olmak üzere, Kur’anla gece namazı kıl. Rabbinin seni, Makam-ı Mahmud’a göndereceğini ümit ederbilirsin.”17 “Sabah akşam Rabbinin ismini zikret. Gecenin bir kısmında O’na secde et. Gecenin uzun bir bölümünde de O’nu tesbih et.”18

Takvaya eren kullar, şüphesiz ki seher vaktinde Allah’a istiğfar eden kullardır.19 Konu ile ilgili bazı ayetleri, bu bahsin sonuna doğru iktibas edeceğimiz “Kıyamu’l Leyl = Gece Kalkışı” başlığı altında da göreceğimizden, burada bu kadarla yetiniyoruz.

Gece İbadeti İle İlgili Hadisler:

Gece ibadeti hakkında bir çok hadisler vardır. Bu hadisleri okuduğumuzda özet olarak “Peygamber Efendimize (Aleyhi's Salatu ve's Selam) gece teheccüd kılmanın emredildiğini, gerçek mü’minlerin yataklarından ayrılarak gece ibadet edip uykuyu azalttıklarını, Rasulullah’ın ayakları şişinceye kadar namaz kılıp “şükreden bir kul olmayayım mı?” dediğini, gece ibadeti için aile fertlerinin uyandırılabileceğini, gece namazı kılmakla kişinin daha mükemmel olacağını ve bu ibadetin devamlı yapılması gerektiğini, sabaha kadar devamlı uyuyan kimsenin kulağına şeytanın işemiş olduğunu, uyuyan kimsenin boyun köküne şeytanın üç düğüm vurduğunu, gece uyanıp Allah'ı anarsa bir düğüm, abdest alırsa ikinci düğüm, namaz kılarsa üçüncü düğümün çözülüp sabaha dinç olarak çıkacağını, selamlaşmak, yemek yedirmek ve insanlar uyurken geceleri namaz kılmakla cennete selametle girileceğini, farz namazdan sonra en faziletli namazın gece namazı olduğunu, gece namazlarının ikişer rekat kılınacağını, gece namazlarında Rasulullah (sav)’in elli ayet okuyacak kadar miktar secdede kaldığını, yine Rasulullah (sav)’in gecenin ilk kısmında yatıp uyuduğunu, son kısmında da gece namazı kıldığını ve gece namazlarında çok uzun sure ve ayetler okuduğunu, bir rekatta bazan 660 ayete varan Kur’an’ın 104 sayfasını okuduğunu, ayakta durması uzun olan namazın daha faziletli olduğunu, Allah'ın en çok sevdiği namaz ve oruç modelinin Davut peygamberin tuttuğu oruç ve kıldığı namaz olduğunu, gecelerde de duaların kabul edileceği bir vakit olduğunu, gece namaz için kalkınca önce hafif olarak iki rekat kılınmasının gerektiğini, Rasulullah (sav)’ın gece kılamadığı namaz yerine gündüz oniki rekat namaz kıldığını, gece yapılamayan ibadetin gündüz telafi edilebileceğini, aile bireylerinden karı kocanın birbirlerini gece namaza kaldırmalarının Allah'ın merhametine vesile olacağını ve Allah'ı çok anan kimseler olarak yazılacaklarını, uyuklar vaziyette namaz kılmamak ve Kuran okumamak gerektiğini” öğreniyoruz.20 

Bu hadislerden bir kısmını açıkca yazmak istiyoruz.

1. Hz. Bilâl (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Size geceleyin kalkmayı tavsiye ederim. Çünkü o, sizden önce yaşayan sâlihlerin adetidir; Rabbinize yakınlık (vesilesi)dir; günahlardan koruyucudur; kötülüklere kefârettir, bedenden hastalığı kovucudur."21 

Hadiste gece ibadete kalkışın faydaları açıklamaya gerek bırakmayacak şekilde sıralanmıştır. Buradaki kalkışın öncelikli amacı “teheccüd” diye adlandırılan namazdır. Namaz dışında yukarıda sayılan iyi amellerin de bu anlama dahil olmasında şüphe yoktur.

2. Abdullah İbnu Amr İbni'l-Âs (radıyu anhümâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Kim geceyi on âyet okuyarak ihya ederse gafiller arasına yazılmaz. Kim de yüz âyetle gecesini ihya ederse "kânitîn" zümresine yazılır. Kim de bin âyet okuyarak geceyi ihya ederse “mukantırîn” arasında yazılır."22

Bu okunanlar namaz içinde de olabilir, dışında da. Kânitîn birçok ma'nâ ifade eden bir tabirdir. Kunût'dan gelir; bu ise tâat, huşû, dua, namaz, ibadet, kıyâm, sükût ma'nâlarının hepsini ifade eder. Bunlardan hangisinin öncelikle kastedilmiş olduğunu hadis metninden anlamak icabeder. Sadedinde olduğumuz hadiste “kıyâmu'lleyl”, yani "gece kalkışı" olduğu anlaşılmaktadır.

Mukantır, çok mal sahibi, aşırı zengin demektir. Öyle ise, hadiste bin âyet okuyana çok sevap verileceği ifade edilmiş olmaktadır.23 

3. Muğîre İbnu Şu'be (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) ayakları kabarıncaya kadar geceleri kalkıp namaz kılardı. Kendisine: "Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını affetti (niye kendini bu kadar hırpalıyorsun?)" denildi.

"Şükredici bir kul olmayayım mı?" cevabını verdi."24 


Bu hadisin uzunca bir şerhini yapan İbrahim Canan’ın açıklamalarının en başta gelen önemli bir kısmını alıyoruz: “Resululah'ın ubudiyette en ileri mertebede olduğu bilinen bir husustur. Cenab-ı Hakk'a ibadette gerek kemmiyet ve gerek keyfiyyet cihetiyle hiç kimse Aleyhissalâtu Vesselâm'a yetişemez. Sadedinde olduğumuz hadis bunu kısmen aksettirmektedir. Hz. Âişe (radıyu anhâ)'nin rivâyetinde "Allah'a şükreden bir kul olmamı istemiyeyim mi?" buyrulmuştur. İbnu Hacer, "Olmayayım mı?" ibaresinin sebep ifade ettiğini belirterek, ma'nânın "Teheccüd kılmayı bırakayım mı? O takdirde şükreden bir kul olamam" demeye geldiğini söyler. Yani, Resûlullah'ın mağfirete mazhar olarak geçmiş ve gelecek günahlarının affedilmiş olması, teheccüdün şükür olmasına sebeptir. Öyleyse Efendimiz: "Allah'ın bana lutfettiği mağfiret nimetine karşı nasıl olur da teheccüd şükrüyle mukabele etmem, bu şükrü terkederim?" buyurmuş olmaktadır.

İbnu Battâl der ki: "Bu hadisten şu husus anlaşılmaktadır: "Kişi, ibadet meselesinde meşakkati göze almalıdır, bedenine zarar verse bile. Zira, Aleyhissalâtu Vesselâm, günahlarının affedilmiş olduğunu bilmesine rağmen ayakları şişinceye kadar ibadet eder, zahmetlere girerse, cehenneme müstehak olup olmadığından emin olmak şöyle dursun, affa mazhar olup olmadığını bilmeyen başkalarının nasıl davranması gerekeceği açıktır."25

4. Hz. Âişe (radıyu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) gece namazını hiç terketmezdi. Öyle ki hastalanacak veya ağırlık hissedecek olsa oturarak kılardı."26

5. Ebû Hüreyre ve Ebû Saîd el–Hudrî radıyu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Bir kimse geceleyin karısını uyandırır da beraberce veya her biri kendi başına iki rek’at namaz kılarlarsa, Allah’ı çok anan erkekler ve Allah’ı çok anan kadınlar arasına yazılırlar.” 27 

“Karı-koca arasında hayat müşterektir diyoruz, bu birlikteliği ibadet ve taatlarda da göstermemiz gerektiğini bu iki hadis bize bildirmektedir. Ebedi saadeti ahiretteki dereceyi artırmak için de karı-koca birbirlerini teşvik etmeli ve yardımcı olmalılar. İnsan ve cin şeytanları nasıl ki müslümanları gece ibadetine kaldırmamak, sabah namazını kıldırmamak için işbirliği yapıyorlarsa bizler de karı-koca olarak ana-baba evlat olarak birbirimizle yardımlaşıp tüm şeytani güçlere karşı ittifak kurmalıyız ki "Allah merhamet etsin" duasına hak kazanabilelim. Allah'a karşı yapılması gereken işlerde kadın-erkek arasında hiçbir fark yoktur, hepsi aynı emrolundukları şeyi yapmak durumundadır.”28

6. Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Allah, geceleyin kalkıp namaz kılan ve hanımını da uyandıran, hanımı kaçındığı takdirde yüzüne su serpen kula rahmetini bol kılsın. Allah, geceleyin kalkıp namaz kılan, kocasını da uyandıran, kocası kaçındığında yüzüne su serpen kadına da rahmetini bol kılsın."29 

“Burada kadın ve erkek, gece namazına teşvik edilmekte, ayrıca birbirlerini gece namazına kaldırmalarının fazileti belirtilmektedir. Âlimler bu işin sadece karıkocaya mahsus olmadığını, aynı mânada olan diğer yakınların (mehârim) da bu hükme dahil olduğunu belirtirler. 

İkaz ve uyandırmanın öncelikle tembih, mev'ize ile yapılması gereğine de dikkat çekilmiştir.

Kaldırılmak istenen kimse uykunun veya tembelliğin galebesiyle imtina gösterirse uyandırılmaları için imkan dahilinde olan uygun çarelere başvurulmalıdır. Yüzüne su dökme cevabı bunu ifade eder. ”30 

7. Yine Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Biriniz uyuyunca ensesine şeytan üç düğüm atar. Her düğümü atarken, düğüm yerine eliyle vurarak "üzerine uzun bir gece olsun, yat" dilediğinde bulunur. Adam uyanır ve Allah'ı zikrederse bir düğüm çözülür, abdest alacak olursa bir düğüm daha çözülür, namaz kılarsa bütün düğümler çözülür ve böylece canlı ve hoş bir hâlet-i ruhiye ile sabaha erer. Aksi halde habis ruhlu (içi kararmış) ve uyuşuk bir halde sabaha erer."31 

“Burada kastedilen namaz hangisidir? Teheccüd namazı mı, sabah namazı mı? Âlimler bu hususta da ihtilaf eder. Hadis mutlak gelmiştir, sabah veya teheccüd diye bir kayda yer vermez. Buhârî, buradaki namazın farz namaz olduğu ve hatta yatsı namazı olduğu kanaatini iş'ar etmiştir. Yani hadis, yatsıyı kılmadan uyuyanları kastetmelidir.”32

8. Hz. Âişe (radıyu anhâ) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın gece namazı on rek'atti. Bir rek'at de tek kılardı. Sabahın sünnetini iki rek'at kılardı. Böylece hepsi onüç rek'at olurdu."33

9. Hz. Ebû Hüreyre (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: Biriniz gece namazına kalkınca ilk önce iki hafif rek'atle namaza başlasın."34 

Ebû Dâvud'da şu ziyade var: " Sonra da dilediğin kadar uzat."35

10. Alî radıyu anh’den şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Bir gece Resûl–i Ekrem sallu aleyhi ve sellem Ali ile Fâtıma’nın kapısını çaldı ve onlara:

“Namaz kılmayacak mısınız?” buyurdu.”36

11. Ömer İbnü’l–Hattâb’ın torunu Sâlim’in, babası Abdullah İbni Ömer’den rivayet ettiğine göre Resûlullah sallu aleyhi ve sellem:

“Abdullah ne iyi adam! Keşke bir de gece namazı kılsa!” buyurdu. 

Sâlim diyor ki:

O günden sonra Abdullah geceleri pek az uyurdu.37 

Son iki hadiste Peygamber Efendimiz (Aleyhi's Salatu ve's Selam) kendi kızı, damadı ve kaynını bizzat gece namazına teşvik buyuruyorlardı. Bilindiği gibi O, her hayırlı işi önce kendinden ve yakınlarından başlatırdı. 

12. Abdullah İbni Amr İbni Âs radıyu anhümâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Abdullah! Falan kimse gibi olma! Çünkü o gece ibadetine devam ederken artık kalkmaz oldu.”38 

13. Abdullah İbni Selâm radıyu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ey insanlar! Birbirinize selâm veriniz, yemek yediriniz, insanlar uyurken geceleyin namaz kılınız. Böyle yaparsanız selâmetle cennete girersiniz.”39 

14. Ebû Hüreyre radıyu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

“Ramazandan sonra en faziletli oruç, Allah’ın ayı olan muharremde tutulan oruçtur. Farz namazlardan sonra en faziletli namaz da gece namazıdır.”40 

15. Âişe radıyu anhâ’dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallu aleyhi ve sellem geceleyin on bir rek’at namaz kılardı. O namazın bazı rek’atlerinde, sizden birinizin elli âyet okuyacağı kadar bir zaman başını kaldırmadan secdede dururdu. Sabah namazının farzından önce iki rek’at namaz kılar, sonra müezzin gelip namaz kılınacağını haber verene kadar sağ yanı üzerinde yatardı.41

16. Yine Âişe radıyu anhâ şöyle dedi:

Resûl–i Ekrem sallu aleyhi ve sellem gecenin ilk kısmında yatıp uyur, son kısmında kalkarak namaz kılardı.42

17. İbni Mes’ûd radıyu anh şöyle dedi:

– Bir gece Resûl-i Ekrem sallu aleyhi ve sellem ile beraber namaz kıldım. O kadar uzun süre ayakta kaldı ki, fena bir şey yapmayı düşündüm.

Biri ona:

– Ne düşündün? diye sorunca:

– Peygamber aleyhisselâm’ı yalnız bırakıp oturmayı düşündüm dedi.43

18. Huzeyfe radıyu anh şöyle dedi:

“Bir gece Peygamber sallu aleyhi ve sellem’in arkasında namazı kıldım. Bakara sûresini okumaya başladı. Ben içimden, yüz âyet okuyunca herhalde rükû eder dedim. O yüz âyetten sonra da okumaya devam etti. Ben yine içimden, bu sûre ile namazı bitirecek dedim. O yine devam etti. Ben bu sûre ile rükûa varır dedim, varmadı. Nisâ sûresine başladı; onu da okudu. Sonra Âl–i İmrân sûresine başladı, onu da okudu. Ağır ağır okuyor, tesbih âyeti gelince tesbih ediyor, dilek âyeti gelince dilekte bulunuyor, Allah’a sığınmaya dair âyet gelince Allah’a sığınıyordu. Sonra rükûa vardı. “Sübhâne rabbiye’l–azîm” (Ben yüce Rabbimi ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim) demeye başladı. Rükûu da aşağı yukarı kıyâmı kadar uzun oldu. Sonra “Semiallâhü limen hamideh, rabbenâ leke’l–hamd (Allah, kendisine hamd edeni duyar, hamd yalnız sanadır ey Rabbimiz)” dedi ve kalktı. Hemen hemen rükûuna yakın uzunca bir süre ayakta durdu. Sonra secdeye vardı ve “Sübhâne rabbiye’l–a’lâ” (Ben ulu Rabbimi ulûhiyet makamına yakışmayan sıfatlardan tenzih ederim) dedi. Secdesini de aşağı yukarı kıyâmı kadar uzattı.44

“Bu hadis-i şerif bize Rasûlullah (sav)’in nafile kıldığı namazların uzunluğunu anlatır. Şöyle ki bir rekatta okuduğu Bakara suresi, elimizdeki Kur’an’a göre 48 sahife ve 286 ayet, Nisa suresi 29,5 sahife ve 176 ayet, Al-i İmran suresi ise 26 sahife ve 200 ayetten oluşur. Yani toplam bir rekatta 104 sahife Kuran okuyup toplam 662 ayetle bir rekatı kılmış oluyor. Bu hadiste dikkatimizi çeken bir husus da okurken önce Bakara suresinden başlayıp sonra sıra Al-i İmran olmasına rağmen atlayıp Nisa suresini okuyup sonra tekrar Al-i İmran’a dönmüş olmalarıdır. Yani tertib dediğimiz sıralamaya uymadıkları ve denk geldiği şekilde okudukları da bir gerçek olmuş oluyor.”45

Kişi nafile namaz kılarken dilediği kadar uzatır. Ancak imam olanların arkadaki cemaatın hasta, yaşlı, yolcu, kadın ve çocuklarını düşünerek kısa okumaları güzeldir.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst