Geçti, geçti gitti mevsimler

durmuþ göktekin

Active member

GEÇTİ, GEÇTİ GİTTİ MEVSİMLER!

Ruh bendende ise beden canlıdır. Ruhbedenden çıkmışsa beden cesettir. Bedende bütün organlar yerli yerinde olduğu haldehiçbiri vazife görmez. Ruh, Rabbine söz verdiği için hep Rabbini zikretmekister. İnsan bunu yapmazsa ruh, muzdarip olur. Ruh, Rabbinin emirlerini yerinegetirmekten mutluluk duyar. Aksi halde eleme gark olur. Ve ruha zulmedilmişolur. Çünkü ruhun en çok sevdiği iş Rabbini zikretmektir, emirlerine uymaktır.Ruhu Allah’ın emirleri dışında kullanmak ruha en büyük eziyettir. Ruh,yaratıcısına itaat etmek üzere yaratılmış ve bedende imtihan için bulunmaktadır.Emanet olarak kullandığımız ruh bize dünya ve ahiret hayatı kazanmak içinverilmiştir. İnsan onu nefsine esir ederse, hem dünyasını hem de ahretinikaybeder. Ruh bedenden ayrılınca geriye et ve kemik kalır. O da topraktanyaratıldığı için toprağa gömülür. Ruh bedenden ayrılınca serbest kalır. Ruh,bir nevi elektriğe benzer. Nasıl ki, elektriğe bağlı olan ampul ve diğerelektrikli aletler elektrikle can bulursa beden de ruhla canlanır. Elektrikenerjisi olmayan hiçbir elektrikli alet çalışmaz. Bir nevi ruhu çıkmış bedengibi işe yaramaz hale gelir. Ağzımız var konuşamayız. Gözümüz var göremeyiz.Kulağımız var duyamayız. Elimiz var tutamayız. Ayağımız var yürüyemeyiz.Midemiz var yiyemeyiz. Kalbimiz var çalıştıramayız. Demek bunlar ruh gibi birenerji ile çalışmaktadır. Bugün pek çok elektronik aletler, insandan yansıyannumunelerdir.

Hayvanlara yapılan barınaklar gibiAllah da bizim ruhlarımıza bir nevi bedenlerimizi barınak yapmıştır. Her cinscanlının ruhuna göre beden yaratmıştır. Filin ruhu file, aslanın ki aslana,kuşun ki kuşa göre hazırlanmış. Bülbül ile aslan aynı değildir. Aslanın haşinve vahşiliği ile bülbülün nazik ve nazenin hali nerede? İnsan hayatı hayattabakalarının en mükemmeli olduğundan ruh ve beden münasebetleri harika olaraktasarlanmıştır. Ruh, kabiliyetlerini organlarımız vasıtasıyla gösterir. Ruhunyazı yazma kabiliyetini ellerimizlegösteririz. Ruhumuz, göz penceresinden dünyayı seyreder. Demek ki gözlerimizruhumuza pencere görevi yapmaktadır.

Kulaklarımız, dünya âlemindekisesleri dinleme aletidir. Beynimiz bu âlemi düşünme, anlama ve hatırlama aletiolarak verilmiştir. Yani beynimiz ruhumuzun çalışma ofisidir. Burada; akletme,hıfzetme ve hatırlama işlemleri yapılır.

Bu kadar mükemmel yaratılmışinsandan, 80-100 sene sonra, iyiden-kötüden başka hiçbir şey kalmaz. Bırakabilenlerarkada hoş bir seda bırakmışsa ne ala. Onlar da şu terennümlerle, anılır. “Geçti,geçti gitti, mevsimler../ Kaldı duvarlarda resimler.” Hafızalarınızı bir yoklayın beraberyaşadığınız hangi sevgilinizden geriye ne kaldı, hasret ve acıdan başka? İşteböyle muamma bir hayat içinde yaşayan insan yinede birbiriyle kavga etmekten,kötülük yapmaktan geri durmaz. Birbirini kırar, küser, öldürür, yapmadığıkötülük kalmaz. Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in şu veciz ifadeleriyle sözlerimisonlandırayım. “İnsanlar ikiye ayrılır. Vaktini beşe ayıranlar,/ vaktini boşaayıranlar/İnsan namaz kılarsa, namaz da insanı insan kılar!/ Tomurcuk derdindeolmayan ağaç odundur! /İki insan çeşidi vardır. Zaman geçtikçehatalarıyla yüzleşen!/Zaman geçtikçe yüzsüzleşen./Neye yaklaşsam sonu uzaklıkve kırgınlık,/ Anla, yok Allah’tan başkasıyla yakınlık!”

19.08. 2013
DurmuşGöktekin
 
Üst