«— Ey iman edenler!.. Rasûl-i Zişân size hayat verecek olan Şeriat Emirlerine, sizi davet ettiği zaman Allah'ın Rasûlünün bu davetini kabul edin.»(>)
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım.
Allah'a hamd, Rasûlüne, âline, ashabına ve onlara tabi olanlara salât ü selâm olsun...
«Ey Rasûlüm de ki: Size sadece bir tek nasihat ediyorum: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkınız. Sonra da arkadaşınızda delilikten bir eser olmadığını ve O'nun ancak şiddetli bir azabdan sizi korkutan bir peygamber olduğunu düşününüz.
Yine de ki: Ben yaptığım bu tebliğ vazifesinden dolayısizden bir ücret istemedim. Ücretiniz sizin olsun. Benini mükâfatımı Allah Telâlâ verecektir. O her şeye şâhiddir.
Yine onlara de ki: Muhakkak ki benim Rabbim, hakkı yerli yerine koyar. O bütün gayblara tamamiy-le vâkıftır.
Ey Rasûlüm onlara de ki: Hak (din olan islâm) gelmiştir. Bâtıl kaybolmuştur ve geri dönmeyecektir.
(11 Enfâl Sûresi: 24.
— 47
Onlara de ki: Ben yanılırsam bunun zararı banadır. Eğer hidayete erişmişsem bu, Rabbimin bana vahy etmesi sebebiyle olur. Muhakkak ki O, her şeyi işitir ve hem size hem de bana çok yakındır.»(-')
Ey gençler!.
Kendisinden başka hiçbir mâbud olmayan Allah Tealâ'ya hamd ederim. Islahatçıların önderi, müca-hidlerin seyyidi olan Peygamberimiz (S.A.V.) âline, ashabına ve tabiine salât ü selâm ederim..*.
Gençler!.
Bir fikir ancak kuvvetle inanıldığı, uğrunda ih-lâs ve hamaset gösterildiği, gerçekleşmesi için gayret ve fedakârlıkta bulunulduğu zaman başarıya ulaşır. Bu dört esas yani: «İman, ihlâs. Hamaset ve Amel mü-dahit gençlerin hususiyotlerindendir.
Çünkü imânın esasını uyanık kalp, İhlasın esasını arınmışgönül, hamasetin esasını sağlam şuur, amelin esasını ise kuvvetli azim teşkil eder. Bütün bu esaslar ancak mücahit gençlerde bulunur.
Bu sebeple gerek mazide, gerekse hâli hâzırda bütün milletlerde görülen kalkınma ve ilerlemenin teineli, direği, belkemiği, gizli sırrı, fikri hareketlerin bayraktarları gençler olmuştur.
«Ashabı Kehf. Rablerine imân etmiş olan gençler topluluğu idi ve biz de onların hidâyetlerini ziyade eylemiştik.»!")
Ey gençler! Bu sebeple vazifeniz çoktur, mes'u-liyetiniz büyüktür, milletinizin üzerinizdeki hakkı her gün biraz daha artmaktadır. Dolayısıyle omuzlarınızda-ki emânet yükü ağırlaşmaktadır. Çok düşününüz, çok çalışınız. Hareket tarzınızı, stratejinizi iyi ayarlayınız, kurtarmaya koşunuz ve milletinizin hakkını kamilen edâ ediniz.
Eğer bir genç müreffeh, zengin, sözü geçer ve gelişmişbir cemiyet içinde yetişirse milletinden daha çok kendini düşünür. Hiç bir derdi olmadan oynar, eğlenir. Ama bir genç başkalarının istilâ ve istibdadıaltında kaldığı için elinden alınmış haklarının, gasbolmuş kültürünün, kaybedilmiş hürriyetinin şeref ve haysiyetinin geri alınması için çalışan ve devamlı Cihad eden bir cemiyet içinde yetişirse o gencin başta gelen vazifesi milletinin işlerini kendi işlerine tercih etmektir. Kendinden daha fazla milleti için çalışmaktır. Böyîe bir genç bunu yaptığında hem dünyada zafer meydanlarında peşin mükâfata nail olacaktır, hem de ahirette Allah'ın mükâfatını kazanacaktır.
Allah'a hamdolsun ki biz birinci gruptan değiliz, ikinci guruptanız. Hak ve hakikat yolunda durmadan Cihad eden bir milletin içinde doğup büyüdük.
Arkadaşlar!.
Hazırlanınız... Zafer Mü'minlere çok yakındır. Çalışan, say ü gayret gösterenlerin ^başarısı çok büyük olacaktır.
Gençler!.
Ağyarla işbirliği yapmak, değişik davet yollarına < başvurmak, birbirine zıt plân ve projeler hazırlamak, layık olmadığı halde lider ve başkanlığa talip olmak kalkınmakta olan bir millet için en tehlikeli şeylerdendir.
Çünkü bu, bütün çalışmaları aksatır, kuvveti parçalar, ve gayeye ulaştırmaz. Bunun içindir ki ıslahatçıların davet yollarını incelemeleri ve en iyisini seçmeleri
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla başlarım.
Allah'a hamd, Rasûlüne, âline, ashabına ve onlara tabi olanlara salât ü selâm olsun...
«Ey Rasûlüm de ki: Size sadece bir tek nasihat ediyorum: Allah için ikişer ikişer, teker teker kalkınız. Sonra da arkadaşınızda delilikten bir eser olmadığını ve O'nun ancak şiddetli bir azabdan sizi korkutan bir peygamber olduğunu düşününüz.
Yine de ki: Ben yaptığım bu tebliğ vazifesinden dolayısizden bir ücret istemedim. Ücretiniz sizin olsun. Benini mükâfatımı Allah Telâlâ verecektir. O her şeye şâhiddir.
Yine onlara de ki: Muhakkak ki benim Rabbim, hakkı yerli yerine koyar. O bütün gayblara tamamiy-le vâkıftır.
Ey Rasûlüm onlara de ki: Hak (din olan islâm) gelmiştir. Bâtıl kaybolmuştur ve geri dönmeyecektir.
(11 Enfâl Sûresi: 24.
— 47
Onlara de ki: Ben yanılırsam bunun zararı banadır. Eğer hidayete erişmişsem bu, Rabbimin bana vahy etmesi sebebiyle olur. Muhakkak ki O, her şeyi işitir ve hem size hem de bana çok yakındır.»(-')
Ey gençler!.
Kendisinden başka hiçbir mâbud olmayan Allah Tealâ'ya hamd ederim. Islahatçıların önderi, müca-hidlerin seyyidi olan Peygamberimiz (S.A.V.) âline, ashabına ve tabiine salât ü selâm ederim..*.
Gençler!.
Bir fikir ancak kuvvetle inanıldığı, uğrunda ih-lâs ve hamaset gösterildiği, gerçekleşmesi için gayret ve fedakârlıkta bulunulduğu zaman başarıya ulaşır. Bu dört esas yani: «İman, ihlâs. Hamaset ve Amel mü-dahit gençlerin hususiyotlerindendir.
Çünkü imânın esasını uyanık kalp, İhlasın esasını arınmışgönül, hamasetin esasını sağlam şuur, amelin esasını ise kuvvetli azim teşkil eder. Bütün bu esaslar ancak mücahit gençlerde bulunur.
Bu sebeple gerek mazide, gerekse hâli hâzırda bütün milletlerde görülen kalkınma ve ilerlemenin teineli, direği, belkemiği, gizli sırrı, fikri hareketlerin bayraktarları gençler olmuştur.
«Ashabı Kehf. Rablerine imân etmiş olan gençler topluluğu idi ve biz de onların hidâyetlerini ziyade eylemiştik.»!")
Ey gençler! Bu sebeple vazifeniz çoktur, mes'u-liyetiniz büyüktür, milletinizin üzerinizdeki hakkı her gün biraz daha artmaktadır. Dolayısıyle omuzlarınızda-ki emânet yükü ağırlaşmaktadır. Çok düşününüz, çok çalışınız. Hareket tarzınızı, stratejinizi iyi ayarlayınız, kurtarmaya koşunuz ve milletinizin hakkını kamilen edâ ediniz.
Eğer bir genç müreffeh, zengin, sözü geçer ve gelişmişbir cemiyet içinde yetişirse milletinden daha çok kendini düşünür. Hiç bir derdi olmadan oynar, eğlenir. Ama bir genç başkalarının istilâ ve istibdadıaltında kaldığı için elinden alınmış haklarının, gasbolmuş kültürünün, kaybedilmiş hürriyetinin şeref ve haysiyetinin geri alınması için çalışan ve devamlı Cihad eden bir cemiyet içinde yetişirse o gencin başta gelen vazifesi milletinin işlerini kendi işlerine tercih etmektir. Kendinden daha fazla milleti için çalışmaktır. Böyîe bir genç bunu yaptığında hem dünyada zafer meydanlarında peşin mükâfata nail olacaktır, hem de ahirette Allah'ın mükâfatını kazanacaktır.
Allah'a hamdolsun ki biz birinci gruptan değiliz, ikinci guruptanız. Hak ve hakikat yolunda durmadan Cihad eden bir milletin içinde doğup büyüdük.
Arkadaşlar!.
Hazırlanınız... Zafer Mü'minlere çok yakındır. Çalışan, say ü gayret gösterenlerin ^başarısı çok büyük olacaktır.
Gençler!.
Ağyarla işbirliği yapmak, değişik davet yollarına < başvurmak, birbirine zıt plân ve projeler hazırlamak, layık olmadığı halde lider ve başkanlığa talip olmak kalkınmakta olan bir millet için en tehlikeli şeylerdendir.
Çünkü bu, bütün çalışmaları aksatır, kuvveti parçalar, ve gayeye ulaştırmaz. Bunun içindir ki ıslahatçıların davet yollarını incelemeleri ve en iyisini seçmeleri