İlim-irfan
Well-known member
Gençlere karşı başta sevgi ve pozitif duygular beslemelisiniz. Unutmayın; onların alıcıları güçlü ve hassastır. Her türlü hisler radarlarına takılır.
Kendinizi işinize, zevklerinize kaptırmayın. Çocuklarınızla değerlerinizi paylaşın, onlara zaman ayırın.
Gençlerle sakın inatlaşmayın! İnadın gözü kördür; sizi nereye sürükleyeceğini bilemezsiniz.
Gençlerin kafalarındaki soruları tesbit edin ve mutlaka ikna edici cevaplar bulun.
Gençlerin mânevî cepheleri doyurulmalı; hayata gelişin gayesi; hayatın ve insan olmanın değeri; imân esasları akıl, kalb ve vicdanlar tatmin olacak şekilde izâh ve ispat edilmeli; zihinlere yerleştirilmelidir.
Gençlik; hayatına anlam kazandıracak bir huzur, mutluluk ve başarı arıyor. Bu gerçeği gençlerden birisi; “Okuduğumuz okulda, ‘Ben kimim? Hayattan ne bekliyorum? Yerim ne olacak? Hayatın anlamı nedir?’ gibi sorulara cevap vermekte zorlanıyorduk
.” şeklinde seslendiriyor.
Aile, okul, ve kitle iletişim vasıtaları onların beklentilerine cevap verebilmelidir. Aile bağları sevgi, saygı güçlendirilmeli. Aile ve okul eğitim sistemi; istibdat üzerine değil; düşünce, inanç hürriyeti çerçevesinde olmalı.
Yalnız başına maddenin, zenginliğin, refahın insanı mutlu etmeyeceği anlatılmalı. Çünkü, gençler, mânevî yönden de tatmin edilmek istiyor.
Ahmet Altan, “Benim yetiştiğim toplum, gerçekleri saklayarak eğitti bizleri. Böyle olunca da kendi toplumsal değerlerimi içime sindiremiyorum. Eski Türkçe’nin hayatımızdan çıkması, bizi bu kültür birikiminden yoksun bıraktı. Ben Marksistim
. Daha ziyade maddeye inanırım; ama o maddenin nasıl çıktığı konusunda bir fikrim yok. Kâinat nasıl yaratıldı? Allah yarattı deniyor. Fizikçiler büyük bir patlama oldu diyor. Ama ikisi için de sorular devam ediyor. Büyük patlama niçin oldu? Cevabı yok
.” diyor.
Gençlerin nereye gittiğine, ne yaptığına, kimlerle birlikte olduğuna dikkat edip; onları yanlış yollara yönlendiren unsurlar için tedbir almalı. Meselâ, bilgisayar, internet; bazı kitap, dergi, broşür, kaset, CD vb. teknik araçları nasıl kullandıklarını kontrol altında tutmalıdır.
Unutmayın; kimse gençlere, “Gel ateist ol, komünist ol, satanist ol!” demiyor. “Gel, bize katıl, mutlu ol, hür ol, huzurlu ol” diyerek içine çeker. Sonra, çekici vasıtalar, tuzaklar kullanılarak gençler önce cezbediliyor ve beyinleri yıkanıyor. Bir kısım alışkanlıkların bağımlısı hâline getiriliyor.
Bütün bu tehlikelerden gençlerimizi muhafaza etmek için onların akıl, kalp ve ruhlarını iman ve Kur’ân hakikatleriyle doyurmak durumundayız.
Ali Ferşadoğlu - Yeni Asya
01/03/2010
Kendinizi işinize, zevklerinize kaptırmayın. Çocuklarınızla değerlerinizi paylaşın, onlara zaman ayırın.
Gençlerle sakın inatlaşmayın! İnadın gözü kördür; sizi nereye sürükleyeceğini bilemezsiniz.
Gençlerin kafalarındaki soruları tesbit edin ve mutlaka ikna edici cevaplar bulun.
Gençlerin mânevî cepheleri doyurulmalı; hayata gelişin gayesi; hayatın ve insan olmanın değeri; imân esasları akıl, kalb ve vicdanlar tatmin olacak şekilde izâh ve ispat edilmeli; zihinlere yerleştirilmelidir.
Gençlik; hayatına anlam kazandıracak bir huzur, mutluluk ve başarı arıyor. Bu gerçeği gençlerden birisi; “Okuduğumuz okulda, ‘Ben kimim? Hayattan ne bekliyorum? Yerim ne olacak? Hayatın anlamı nedir?’ gibi sorulara cevap vermekte zorlanıyorduk
Aile, okul, ve kitle iletişim vasıtaları onların beklentilerine cevap verebilmelidir. Aile bağları sevgi, saygı güçlendirilmeli. Aile ve okul eğitim sistemi; istibdat üzerine değil; düşünce, inanç hürriyeti çerçevesinde olmalı.
Yalnız başına maddenin, zenginliğin, refahın insanı mutlu etmeyeceği anlatılmalı. Çünkü, gençler, mânevî yönden de tatmin edilmek istiyor.
Ahmet Altan, “Benim yetiştiğim toplum, gerçekleri saklayarak eğitti bizleri. Böyle olunca da kendi toplumsal değerlerimi içime sindiremiyorum. Eski Türkçe’nin hayatımızdan çıkması, bizi bu kültür birikiminden yoksun bıraktı. Ben Marksistim
Gençlerin nereye gittiğine, ne yaptığına, kimlerle birlikte olduğuna dikkat edip; onları yanlış yollara yönlendiren unsurlar için tedbir almalı. Meselâ, bilgisayar, internet; bazı kitap, dergi, broşür, kaset, CD vb. teknik araçları nasıl kullandıklarını kontrol altında tutmalıdır.
Unutmayın; kimse gençlere, “Gel ateist ol, komünist ol, satanist ol!” demiyor. “Gel, bize katıl, mutlu ol, hür ol, huzurlu ol” diyerek içine çeker. Sonra, çekici vasıtalar, tuzaklar kullanılarak gençler önce cezbediliyor ve beyinleri yıkanıyor. Bir kısım alışkanlıkların bağımlısı hâline getiriliyor.
Bütün bu tehlikelerden gençlerimizi muhafaza etmek için onların akıl, kalp ve ruhlarını iman ve Kur’ân hakikatleriyle doyurmak durumundayız.
Ali Ferşadoğlu - Yeni Asya
01/03/2010