Gençlik büyük firsattir

ABDULLAH4

Forum Yöneticisi
.


Ibadete yönelme vakti gençliktir. Akilli olan bu vakti kaçirmaz, firsati ganimet bilir. Zira is önemlidir. Insan yaslilik zamanina kalmayabilir. Kaldigini farz edelim, derlenip toparlanmak nasip olmaz. Böyle bir derlenip toparlanmanin mümkün oldugunu farz edelim, bir amel islemeye güç yetiremez. Zira o zaman, zaafin ve aczin bastirdigi zamandir. Halbuki su anda derlenip toparlanma durumu vardir, elde eldilmesi kolaydir.

Hele anne-babanin hayatta olmalari Yüce Hakkin nimetlerinden biridir. Senin geçimini onlar üzerine almistir. Iste bu mevsim firsat mevsimidir. Güç ve kuvvetinin yettigi mevsimdir. Bugünün isini yarina birakmak için su andaki durum nasil bir özür olabilir? Ertelemeye ne gerek var? Resulullah (a.s.m.) bu manada söyle buyurmustur: \"Isi erteleyen helak olur.\"

Evet, bugün ahirete ait islerle bir mesguliyet varsa, bu düsük dünyanin isini yarina birakmak cidden güzel olur, tam bunun aksi ise pek çirkin bir sey olur.

Su zaman gençlik zamanidir. Nefsin, seytanin ve din düsmanlarinin istilasi zamanidir. Bu zamanda yapilan az amele biçilen itibar, bu vakitlerden baska zamanlarda yapilan amellere biçilmez.

imami Rabbani k.s
 

teblið

Vefasýz
Gençlik, cemiyetin güç kaynağı ve toplumun devamını sağlayan ilahî bir emanettir. Gençlik dönemi, enerjinin, aksiyonun, verimliliğin doruğa çıktığı, topluma ve fertlere faydalı olmanın, dünya ve ahiret için çalışmanın ve hazırlık yapmanın mümkün olduğu en verimli dönemdir.

Bu gerçeğe Efendimiz (sav) de işaret ederek: “Yaşlılık gelmeden gençliğin kıymetini bilin” tavsiyesinde bulunmuşlardır
 

teblið

Vefasýz
Gençliğin de her nimet gibi kendine has bir özelliği, bir kullanma talimatı ve geçiciliği söz konusudur. Özellik yönüyle Allah’ın verdiği latif, güzel, ve şirin bir nimettir. Kullanım talimatı onu verenin istediği doğrultuda güzelce kullanmaktan ve sefahette boğdurup öldürmemekten ibaret olan ibadettir. 32. Söz’de gençlik ibadetinin neticeleri “Öyle ise, o gençlikte kazandığın ibâdetler, o fânî gençliğin bâkî meyveleridir. Sen ihtiyarlandıkça, gençliğin iyilikleri olan bâkî meyvelerini elde ettiğin halde, gençliğin zararlarından, taşkınlıklarından kurtulursun.” olarak ifade edilmiştir

. Gençliğe daha çok yakışan ve hatalardan, günahlardan dönüş anlamına gelen ‘tevbe’, daha gençliğinin öncesinde genç iradesi ile Ahirzaman Peygamberine (S.A.V.) iktida etmiş Hz. Ali (r.a.) tarafından “Tevbe güzeldir fakat gençlerde olursa daha da güzeldir” şeklinde ifade edilmiştir. Gençlerin iki cihan rehberi Hz. Peygamber (S.A.V.) de ihtiyarlık gelmezden evvel gençliğin kıymetinin bilinmesini tavsiye etmiştir.
14. Şua’da geçen aynı zamanda Gençlik Rehberi’ne dâhil edilmiş olan bir mana, gençlik halinin hali hazırdaki küçücük bir lezzeti gelecekteki nice büyük lezzetlere tercih ediş gafletidir. Bu hal, gençliğin akıldan ziyade hissiyat güdümlü hareket etmesiyle eşleştirilmiştir: “Evet, gençlik damarı akıldan ziyade hissiyatı dinler. His ve heves ise kördür, âkıbeti görmez. Bir dirhem hazır lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder; bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini çeker.

Ve bir saat sefahet keyfiyle, bir namus meselesinde binler gün hem hapsin, hem düşmanının endişesinden sıkıntılarla ömrünün saadeti mahvolur. Bunlara kıyasen, bîçare gençlerin çok vartaları var ki, en tatlı hayatını, en acı ve acınacak bir hayata çeviriyorlar” . Gençliğin bu hali nefsin gençliğine vabeste olduğundandır ki insan imtihan meydanı olan bu dünyada ölünceye dek gençlik damarı ile mücadele edecektir: “Lafızların tebeddülüyle mana tebeddül etmez, baki kalır. Kabuk parçalanır, lüb baki ve sağlam kalır. Libası yırtılır, cesedi sağlam, baki kalır. Ceset ölüp dağılırsa da ruh baki kalır. Cisim ihtiyarlanırsa, enaniyet genç kalır
 
Üst