Ynt: Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır.
Zerrelerden seyyarata bu muazzam,hem pek kalabalık bu ordunun hayranlık içinde bir hayret uyandıran,pek önemli bir vasfı da şu:
Allah bu orduyu öyle irade etmiş ki bu eşyanın-ordunun mahiyeti;melekutiyet ciheti itibariyle teşbihte hata olmasın Kudret-i Ezeliye karşı savunmasız,hür degil.Bütün ordu aynı anda biri digerine mani olmadan idare edilebiliyor.Bunu daha iyi anlamamız için şu misal veriliyor:
Nasıl ki nuraniyet ve şeffafiyet ve itaat sırrıyla ve kudret-i zâtiyenin bir cilvesiyle, birtek güneş, birtek aynaya ziyalı akis verdiği gibi, hadsiz aynalara ve parlak şeylere ve katrelere o kayıtsız kudretinin geniş faaliyetinden ziyalı ve hararetli olan ayn-ı aksini emr-i İlâhî ile kolayca verebilir. Az ve çok birdir, farkı yoktur.
Yani o ordunun efradı bu misalde şeffaklıkla temsil edilen bir melekutiyete,mahiyete sahip.Kudret-i ezeliye,Allah ın c.c kudret sıfatı güneş ile misallendirilmiş.Hem güneşten çok daha öte(çünkü o bir mahluktur,mazhardır.Güneşte böyle zahir olan Zatın sıfatı en azam mertebede düşünülmelidir öyleyse)kudret sıfatının en latif,en halis bir nur oldugu vurgulanıyor.
Aynen öyle de, Kudret-i Zâtiye-i Ezeliye, en lâtif, en has bir nur ve bütün nurların nuru olduğundan; ve eşyanın mahiyetleri ve hakikatleri ve melekûtiyet vecihleri şeffaf ayna gibi parlak olduğundan; ve zerrattan ve nebatattan ve zîhayattan tâ yıldızlara ve güneşlere ve aylara kadar herşey, o kudret-i zâtiyenin hükmüne gayet derecede itaatli, inkıyadlı ve o kudret-i ezelînin emirlerine nihayet derece mutî ve musahhar bulunduğundan, elbette hadsiz eşyayı birtek şey gibi icad eder ve yanlarında bulunur. Bir iş bir işe mâni olmaz. Büyük ve küçük, çok ve az, cüz'î ve küllî birdir. Hiçbiri ona ağır gelmez.
Kumandanın kudreti bir yanda bu kadar latif,nur keyfiyetinde olur,askerleride şeffaklık mahiyetinde onun emrine hızla cevap verir mahiyette olunca Onun kudretine hiç bir şey agır gelmez,bir iş bir işe mani olmaz.
Bu temsilin başka semereleri de ortaya çıkar böylece.
Mesela gözümüz önünde cereyan eden hadsiz faaliyet-i rabbaniyeye mumin daha kolay akıl sır erdirir.Kesrette bogulmaz.Bolluk,karmaşıklık içindeki unsurların şaşırmadan,hatasız,noksansız,intizamla,hem sanatla,hem binbir çeşitte mevcudatla sonuçlanmasını hayretlerle izler.
Baharın yaratılmasının neden bir tek çiçegin yaratılması kadar kolay oldugunun,hem tüm insanların ihyasının bir tek nefsin ihyası kadar kolay oldugunun bir hikmetini görür.
Yine madem bu ordunun ferdleri yalnız bu dünya da emre musahhar olmadıklarına,ahiret aleminde de o Kumandanın emrine itatkar olduklarına göre baki bir alemin yaratılması Kudret-i ezeliye agır gelmez.Teşbihte hata olmasın her zaman,kolaylıkla yaptıgı bir işini yinelemiş olacaktır.Hatta dünya da hikmet,ahiret de kudret sıfatı hakim oldugundan,ön plana çıktıgından bahardaki haşir 5-6 haftaya tabi iken ahiretteki hasir çok daha kısadır.
"Bütün ins ve cin, birtek sayha ve emirle yanımızda meydan-ı haşre hazır olurlar."
(Yâsin Sûresi: 36:53.)
"Kıyamet ve haşrin işi ve yapılması, gözünü kapayıp hemen açmak kadardır, belki daha yakındır"
(Nahl Sûresi: 16:77.)
"Ey insanlar! Sizin icad ve ihyanız ve haşir ve neşriniz, birtek nefsin ihyası gibi kolaydır, kudretime ağır gelmez"
(Lokman Sûresi: 31:28.)