Haftanın Konusu 16 - Medya nasıl takip edilmeli ?

Huseyni

Müdavim
Es selamün aleyküm..

Faideli olacağını düşündüğümüz bir konu ile devam ediyoruz inşaallah.

Medya denince akla gazete, radyo, tv, internet vs. gibi yayın vasıtaları geliyor. Malum bu yayın organları yalan dolan, iftira, hakaret vs. aracı olarak kullanılabildiği gibi, provakasyon aracı olarakta kullanılabiliyor. Günümüz insanının bu vasıtaları aktif olarak kullandığını ve hemen herkesin, medyanın etkisi altında olduğunu görmekteyiz.

O halde medya takibinde ölçümüz ne olmalı, nelere dikkat etmeliyiz ?

Ya da medya takip edilmeli mi ?

Medyayı takip etmekle ne kazanır, takip etmediğimizde ne kaybederiz ?

Bu konudaki fikirlerimizi paylaşıp birbirimizden istifade edelim inşaallah.

Konuyla ilgili soru, cevap ve yorumlarınızı bekliyoruz..

Selam ve dua ile..
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
[BILGI]Ömrümüz kısadır. Vaktimiz dardır. Üstadımızın dediği gibi, "Fena şeylerle meşguliyet fena tesir eder. Fena iz bırakır." Hususan böyle bir asırda "Bâtılı iyice tasvir etmek, safî zihinleri idlâldir." Evet menfîlikleri öğrenerek mücadele edeceğim gibi saf bir niyetle başlayıp, menfî şeylerle meşgul ola ola dinî bağları ve dinî salabet ve sadakatı eski haline nazaran gevşemiş olanlar olmuştur.

Tarihçe-i Hayat ( 691 )[/BILGI]
 

Muvahhid1

Well-known member
[BILGI]Ehl-i dalâlet, muvakkat hayata karşı mücadele ediyorlar. Bizler, ölüme karşı nur-u Kur’ân ile cidaldeyiz. Onların en büyük meselesi—muvakkat olduğu için—bizim meselemizin en küçüğüne—bekaya baktığı için—mukabil gelmiyor.

Madem onlar divanelikleriyle bizim muazzam meselelerimize tenezzül edip karışmıyorlar; biz, neden kudsî vazifemizin zararına onların küçük meselelerini merakla takip ediyoruz?

Bu âyet 1 لاَيَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْ ve usul-ü İslâmiyetin ehemmiyetli bir düsturu olan اَلرَّاضِى بِالضَّرَرِ لاَيُنْظَرُ لَهُ yani, “Başkasınındalâleti sizin hidayetinize zarar etmez; sizler, lüzumsuz onların dalâletleriyle meşgul olmayasınız”; düsturun mânâsı: “Zarara kendi razı olanın lehinde bakılmaz. Ona şefkat edip acınmaz.”Madem bu âyet ve bu düstur, bizi, zarara bilerek razı olanlara acımaktan menediyor; biz de bütün kuvvetimiz ve merakımızla, vaktimizi kudsî vazifeye hasretmeliyiz.

Onun haricindekileri mâlâyani bilip, vaktimizi zayi etmemeliyiz. Çünkü elimizde nur var, topuz yoktur. Biz tecavüz edemeyiz. Bize tecavüz edilse, nur gösteririz. Vaziyetimiz bir nevi nurânî müdafaadır.

Bu tetimmenin yazılmasının sebeplerinden birisi:Risale-i Nur’un bir talebesini tecrübe ettim.

Acaba bu heyecan, şimdiki siyasete karşı ne fikirdedir diye, Boğazlar hakkında boşboğazlığı münasebetiyle bir iki şey sordum. Baktım, alâkadarâne ve bilerek cevap verdi. Kalben, “Yazık!” dedim. “Bu vazife-i nuriyede zararı olacak.” Sonra şiddetle ikaz ettim.

Tarihçe-i hayat
[/BILGI]
 
Üst