Haftanın Konusu 3 - İslamofobi

Huseyni

Müdavim
Bismillahirrahmanirrahim

Esselamün aleyküm kıymetli kardeşlerimiz..


Haftanın konusu olarak, bu kez İslamofobi üzerine konuşmayı düşünüyoruz.

İslamofobi kelimesi anlam olarak "İslam korkusu (fobisi)" demektir. Terim olarak İslam'dan ve Müslümanlardan korkma, çekinme iç güdüsünü ifade eder. (wikipedia.org) dan alıntı..


Konuyla ilgili olarak;


  • İslamofobi geçmişte olduğu gibi günümüzde de etkinliğini muhafaza ediyor mu ?
  • Gayr-i Müslimler İslamdan ve müslümanlardan neden korkarlar ?
  • İslamofobi nin ortaya çıkmasında müslümanların da rolü var mıdır ?
  • Bu düşünceyi yok etmenin çareleri nelerdir ?
  • İslamofobi sadece batı ülkelerine ve gayr-ı müslimlere mi münhasırdır ? Kendi ülkemizden de misaller vermek mümkün müdür ?

gibi sorulara cevap arıyoruz. Evet İslamofobi hakkında neler biliyor ve neler düşünüyoruz ?

Yorumlarınızı bekliyoruz..

Selam ve dua ile..
 

Kýrýk Testi

Well-known member
İslamofobi geçmişte olduğu gibi günümüzde de etkinliğini muhafaza ediyor mu ?

Fransa'da özellikle banlieu diye adlandırılan yerleşim merkezlerinde bütün hızıyla malesef devam ediyor..

Gayr-i Müslimler İslamdan ve müslümanlardan neden korkarlar ?

Kötülük gördükleri için korkarlar.

Banlieu denilen bir mahallede çok fazla olmasada ikame etmiştik ama o aylar bize seneler gibi gelmişti..


Öyle bir yer ki eğer müslüman olduğunuzu bilmiyorsalar, can güvenliğiniz de mal güvenliğiz de tehlikede..

Misal olarak müslüman kişilerin arabalında mutlaka Allah lafzı veya Muhammed (s.a.v) lafzı asılıdır.. diğer türlü sabah kalktığınızda arabınızı yanmış kül olmuş olarak bulabilirsiniz..

Çete kavgaları, uyuşturucu satıcıları, ayyaşlar..
Bunlar sadece müslüman kişilerden oluşan gruplar değil ançak sayıları da az değil..
 
Son düzenleme:

Kýrýk Testi

Well-known member
İslamofobi nin ortaya çıkmasında müslümanların da rolü var mıdır ?
Var tabiki de..

Bu düşünceyi yok etmenin çareleri nelerdir ?
Sadece Müslümanca yaşamak yeterli olur inşaallah..

İslamofobi sadece batı ülkelerine ve gayr-ı müslimlere mi münhasırdır ? Kendi ülkemizden de misaller vermek mümkün müdür ?
Kendi ülkemizde öyle bir korku yok gibi..
Kendi ülkemizde zannımca Cemmatfobi var..
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
İslamofobi geçmişte olduğu gibi günümüzde de etkinliğini muhafaza ediyor mu ?

Fransa'da özellikle banlieu diye adlandırılan yerleşim merkezlerinde bütün hızıyla malesef devam ediyor..

Gayr-i Müslimler İslamdan ve müslümanlardan neden korkarlar ?

Kötülük gördükleri için korkarlar.

Banlieu denilen bir mahallede çok fazla olmasada ikame etmiştik ama o aylar bize seneler gibi gelmişti..


Öyle bir yer ki eğer müslüman olduğunuzu bilmiyorsalar, can güvenliğiniz de mal güvenliğiz de tehlikede..

Misal olarak müslüman kişilerin arabalında mutlaka Allah lafzı veya Muhammed (s.a.v) lafzı asılıdır.. diğer türlü sabah kalktığınızda arabınızı yanmış kül olmuş olarak bulabilirsiniz..

Çete kavgaları, uyuşturucu satıcıları, ayyaşlar..
Bunlar sadece müslüman kişilerden oluşan gruplar değil ançak sayıları da az değil..

Hiç şüphesiz ki yurt dışında yaşayanlar bu islamofobi meselesinde daha tecrübelidirler. Lakin bu meselenin iki ayağı olduğunu düşünmekteyim;

Birincisi islamın dünyaya yayılmasını engellemek ve engellemeye çalışan güçler, komiteler yahudi ve hristiyan örgütler lean ve masonlar gibi..

İkincisi ise islamiyet ile müslümanlığın karıştırılması.

Birinci meseleye en güzel örnek ülkemizde yaşadığımız PKK terörünün Kürt meselesi olmasını örnek verebiliriz. Bu çizgiyi iyi ayırmak gerekir. Mesela geçmişte asker kılığına girerek köyleri basan artniyetli bozuk fikirli güçler olduğu gibi kürt kılığına girip karakol basanlarda olmuştur. İşte böylede müslüman kisvesine girerek dünyada islamiyetin yanlış tanınmasını isteyen o kadar çok bozuk fikirli güçler vardır ki tarih bunlarıda ortaya koymuş koyacaktırda. Mesela 12 Eylük ikizkulenin saldırısı meselesini dünyaya islam terörü olarak duyuranlar zamanla gördük ki saldırıyı yapan ve yaptıranlar kendi ajanları çıktı.

İkinci meselede ise islamiyet ile müslümanlığın karıştırılması meselesi ise buradada yine birinci meseledeki güçlerin parmağı var. Her dinde olduğu gibi islamiyette de islamiyeti yaşamayan müslümanlar vardır. Mesela müslüman olup zina yapan içki içen yok mu var. İslamiyette büyük günah olan günahları işleyen müslümanlar olduğu gibi diğer dinlerde de büyük günah sayılan günahları işleyen o dinin mensubları mutlak vardır. Mesela hristiyanlıkta aforoz var bu meseleyi kendi lehlerine kullanıyorlar. Ama İslamiyette böyle bir husus yoktur. Kişi günah işlerse hesabını Allaha verir, ama bu günahı islamiyettin dusturlarını değiştirmez. Bir kaç günahkar müslümanı ele alarak islamiyet böyledir demek çok çok yanlıştır hiçbir insaf düsturuna sığmaz.

Hem mesela medyada görsel yayınlarda hususan sinemalarda ve bazı belgesel yayınlarda, ucrada kalmış kendi kabuğunu yırtamamış bazı müslüman kesimlerinden görüntülere yer vermek ve belgesellere konu almak, işte islamiyet böyle kadınlarına böyle yaşamlarına böyledir demek ayrı bir hakaret yanlı ve taraflı ve artniyetli bir meseledir.

Bir başka perspektifden baktığımızda. Gayri müslim olan bu komiteler her zaman islamiyet üzerine bu oyunları oynamakta islami kesim hiçbir zaman diğer dinler ile uğraşmayı kendilerine gaye edinmediği için diğer dinlerdeki büyük yanlışlıkları gün yüzüne çıkarmamaktır. Onun için onların oynadıkları bu oyun bugün bizlerin islamofobiyi konuşmamıza sebebiyet vermekte.
 

TaLHa

Nur-u Aynım
Yönetici
Kendi ülkemizde zannımca Cemmatfobi var..

Çok enteresandır ki bu cemaatfobi meselesi.

Geçen adı lazım olmayan biri bu sohbete gidenler şöyledir diyerek ileri geri konuşup sonrada aman benden uzak dursunlar diye boş boş konuşuyordu. Evet maalesef islamiyeti yaşamadığımızı itiraf ederek yaşayanları dahi ayrı kafeslerde görerek dar zihinlerimizde boğuyoruz. Buda bizim ayıbımız.
 

Huseyni

Müdavim
İslamofobi sadece batı ülkelerine ve gayr-ı müslimlere mi münhasırdır ? Kendi ülkemizden de misaller vermek mümkün müdür ?

Bu soruyu sorma sebebim şuydu. Briçok defa şahit olduğum; "Filan şahıs başa geçerse şeriat gelir, şeriat gelirse İran gibi oluruz, zina yasak olur, dört evlilik yeniden gelir" gibi sözler sarfediliyor. Bi insan hem müslüman olur hem de nasıl İslam şeriatının geleceğinden korkar ? Cehaletten mi, siyasi tarafgirliklerden mi, nefsine esir oluşundan mı ? Hatta geçtiğimiz yıllarda bazı ana haber bültenlerinde bile böyle bir panik havası oluşturulmaya çalışılıyordu. "Laiklik elden gidiyor" yaygarasıyla, güya laikliğin karşıtı İslam mış gibi gösterilip, insanlar İslamdan ya da istemedikleri siyasi partilerden korkutulmaya, soğutulmaya çalışılıyordu. Tabi ki İslamiyet hiçbir siyasi çevrenin tekeli altında değildir. Ancak siyaset yapanların da böyle bir tuzağının olduğunu kabul etmek gerekir. Üstad bu konuda yeterince ikazları yapmış. Siyasetten ve şeytandan Allaha cc. sığınması boşa değil. Çünkü insanlar bu tarafgirlik uğruna bilerek ya da bilmeyerek dinlerine muhalefet edebiliyorlar. Dikkat edilmesi gereken bir ayrıntı..
 

garp

Active member
“Avrupa’nın kolektif hafızasında İslâm korkusu var”




Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Kumrular, yeni kitabında Avrupa'daki Türk korkusundan sonra bu kez de İslam korkusunu anlatıyor. Kumrular'a göre, Avrupalıların Müslümanlarla yaşamaktan pek hoşlandığı söylenemez.






Batı, sadece silahlı değil, kültürel İslam'dan da rahatsız. Bizdeki ‘gavur' imgesinin hastalıklı olmadığına dikkat çeken Kumrular, “Avrupa'nın öteki algısı daha sert.” diyor.

İslam korkusu ilk ne zaman başladı?

Arapların İspan-ya'dan çekilmesi ile başladı. Sicilya'daki 9. yüzyıldaki Arap istilasından günümüze kalan kronikler, İslam korkusunun ilk ciddi örnekleri. Yükselen bir grafik ile de arttı bu korku. Türklerin Avrupa'da görünmesi ise korkuyu derinleştirdi. Şövalye romanslarındaki Müslüman figürünün yüzyıllar içinde geçirdiği evreyi izlersek, İslam korkusunun ivmesini de yakından takip edebiliriz.

Müslüman=Türk mü Avrupa'nın zihninde?

O kavram aslında çok karışık. Haçlı Seferleri’nin başlamasıyla bir Serazen kavramı oluşuyor. Bu nosyonun içine Türkler de giriyor belli bir dönem. 13. 14. ve 15. yüzyılda zaman ilerledikçe Türk ve Müslüman aynı anlamda kullanılmaya başlıyor. “Türk olmak” (Turn Turk, tornarse turco) diye bir tanım var Batı literatüründe. Aslında Türk olmak, Müslüman olmak demek.

Avrupa, Türkleri gerçekten tanıyor mu peki?

O dönemde Avrupa ne Türkleri ne de Müslümanları tanıyor. Bunun en güzel örneğini de Erasmus veriyor. Türkler üzerine yazdıklarını okursanız dehşete düşersiniz. İslam ve Türkler üzerine yanlış bilgileri ve kavram kargaşası var. Avrupa'da hümanizmanın en parlak figürlerinden biri olan Erasmus'un Müslümanlar hakkında hiçbir şey bilmediğini görüyorsunuz.

İslam algısı nasıl Hıristiyan Batı'nın?

Korkunç… Türkler, onların zihninde Martin Luther'in deyişiyle Tanrı'nın cezası. Tüm Hıristiyanlık bölümlerinde Müslümanların Tanrı’nın cezası olduğu savını görürüz.

"Kibirli düşmanlar" olarak adlandırılıyor Türkler…

Bu, Araplar değil daha çok Türkler için kullanılan bir tanım. Haçlı Seferleri ile yayılan bir anlayış, bir korku var Avrupalının zihninde. Kibir, aslında Osmanlı'nın diplomatik alanda geliştirdiği bir kavram, hayli de başarılı.

Avrupalı seyyahlar bilhassa İstanbul'a geliyorlar. Algılarında bir değişme söz konusu mu?

Değil. Müslüman evlerinin ahşaptan ve topraktan yapılmasını bile İslam'la karşılaştırıyorlar. Müslümanların, "Topraktan geldik toprağa gideceğiz" anlayışına bağlıyorlar. Sosyal hayattaki farklar onları çok rahatsız ediyor. Mesela bir seyyah için masada oturup yemek yiyememek çok güç bir durum. Geri döndüklerinde nahoş şeyler anlatıyorlar.

Avrupa'nın şu anki bakışı nasıl, İslam korkusu devam ediyor mu?

Maalesef ediyor. Ve biz Müslümanlar bunu provoke ediyoruz. Türklerin ve Müslümanların yaşadığı ülkelerde ister istemez gerginlik oluyor. İbadet şekillerimiz onları rahatsız ediyor. Mesela İspanya'da yaşadığım sürede Türkiye ile ilgili hep kötü haberler geliyordu. Dezenformasyon değildi; ama olumsuz haberler yansıtılıyordu.

İslam karşıtlığının en yüksek olduğu ülke hangisi?

Danimarka şu an. Karikatür krizinden doğan bir tepki. Ufak ufak patlamaya hazır kıvılcımları olaya dönüştürüyor, her iki taraf da.

‘Anadolu İslamı’nın İslamiyet'in bir karşılığı var mı zihinlerde?

Batı, sadece silahlı değil kültürel İslam'dan da korkuyor. Müslümanlarla beraber yaşamaktan çok hoşlandıklarını söyleyemem. İslam'la birlikte gelecek kültüre de hazır değiller. Avrupa kadına, topluma, hayata kendileri gibi bakmayan kültürlerle birlikte yaşamanın doyma noktasına gelmiş durumda. Patlamalar ve çatlaklar başladı. Bunun en güzel örneği İspanya.

Batının ‘öteki’ algısı daha sert



Müslümanların, 'gâvur' anlayışı hastalıklı değil mi?

Ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Saldırgan bir kâfir imgesi bizim hafızamızda çok uzun bir süre yaşamıyor. Gâvurdan çok hoşlanmıyoruz; ama kötü de davranmıyoruz. Batı'nın öteki algısı daha sert. Üstün olduğumuz dönemlerde ‘kefere'yi, küffâr'ı keskinleştirmedik. Avrupa'nın arşivlerinde, edebî türlerinde Müslümanlar hep kötü. Bir örnek olarak Balkanlar'ı alırsak Kosova'da yaşadıkları hezimetin hafızalarını çok etkilemiş olduğunu görürüz.

Kitapta da yer alan Kosova-İstanbul-Mısır bu yüzden mi önemli?

Evet…

Batı İslamdan her zaman korktu mu?

İslam korkusu ilk olarak Bizans topraklarında başladı. Önce Suriye topraklarında, daha sonra da Cebelitarık ve Kuzey Afrika'ya sıçrayan Araplarla devam etti. Kesin bir yüzyıl vermek gerekirse 8. yüzyıl diyebiliriz. Bugün Fransa içinde Tours şehrinden Müslüman Arapların İber yarımadasına doğru geri püskürtülmeleri ile başlayan gerginlik sürekli devam etti. İber yarımadası sakinleri İslam'dan hep korktular. Üç dinin mutluluk içinde yaşadığı romantik bir görüş. Sadece birkaç kitap okuyarak konunun derinlerine inmeyenlerin uydurdukları genel söylemler bunlar. Romanslardan, atasözlerinden, şiirlerden, kahramanlık destanlarından örneklere göz atsalar yeter.

Peki, siz hiç korkuttunuz mu Avrupalıları?

Benden hiç korkmadılar. Tam tersi Türk olduğum için muhabbetle karşılaştım. Çok şanslıyım. Onların dillerini bildiğim ve her kültürde kendimi evimde hissettiğim için her zaman saygı ve akıl almaz bir şefkatle karşılaştım. Onların da güdüsü yok olmak üzere. Dolayısıyla bir Müslüman olarak değil, bir Türk olarak bakıyorlar.



04 Ocak 2013, Cuma / RÖPORTAJ, SAMET ALTINTAŞ
 

Huseyni

Müdavim
İslamofobi geçmişte olduğu gibi günümüzde de etkinliğini muhafaza ediyor mu ?

Fransa'da özellikle banlieu diye adlandırılan yerleşim merkezlerinde bütün hızıyla malesef devam ediyor..

Gayr-i Müslimler İslamdan ve müslümanlardan neden korkarlar ?

Kötülük gördükleri için korkarlar.

Banlieu denilen bir mahallede çok fazla olmasada ikame etmiştik ama o aylar bize seneler gibi gelmişti..


Öyle bir yer ki eğer müslüman olduğunuzu bilmiyorsalar, can güvenliğiniz de mal güvenliğiz de tehlikede..

Misal olarak müslüman kişilerin arabalında mutlaka Allah lafzı veya Muhammed (s.a.v) lafzı asılıdır.. diğer türlü sabah kalktığınızda arabınızı yanmış kül olmuş olarak bulabilirsiniz..

Çete kavgaları, uyuşturucu satıcıları, ayyaşlar..
Bunlar sadece müslüman kişilerden oluşan gruplar değil ançak sayıları da az değil..


Yanlış anlamadıysam burda "müslümanlar gayr-i müslimlere kötülük yapıyor" mu demek istediniz ?
 

Kýrýk Testi

Well-known member
Yanlış anlamadıysam burda "müslümanlar gayr-i müslimlere kötülük yapıyor" mu demek istediniz ?

Hüseyin hocam öyle bir cümle kurmaktan haya ederim.. Yukarda yazılan cevaplara katılmakla beraber sôylemek istediğim mûslûman diye bilinen ançak Peygamber efendimizin s.a.v ahlakından zerre kadar nasibini almamış insanların İslam dinini çok kötü temsil ettikleriydi.. Zira gerçek bir müslüman bir karıncayı bile incitmekten korkar..
 
Üst