Hakka dönüs yolu.

_bamteli_

Well-known member
Hakka dönüs yolu.


60. Hakka dönüs yolu.
Mefulii, Fa'ilat,Mefa'îlü, Fa'ilat
(c.I, 200)
• "Sütür" kelimesinin Türkçe'de karsılıgı "deve"dir. Onun arkasında kosup duran yavrusunun adı da ne olabilir? Ona
da "deve yavrusu" derler.
• Bizler de kaza ve kaderin ogullarıyız. Herkesin anası kaza ve kaderdırHepimiz çocuklar gibi kaza ve kaderin
pesinde kosup duruyoruz.
• Ondan süt emmekteyiz. Onun arkasında uçmadayız. 0 ister doguya, isterse batıya kossun, isterse göge
yükselsin; biz hep onun pesindeyiz, onunla beraeriz
• Yolculuk davulu çalınıyor. Haydi, Hakk'ın inayetine, lütfuna güvenerek,O nun bizi koruyacagına emin olarak yola
çıkalım.
• Sehirde de, çölde de, o ay yüzlünün, o güzelin yol arkadasıyız. Canlar, o ay yüzlü sevgiliye kul olsun, köle olsun.0
can padisahının ruhları çekip götürdügü yolun sonunda, son konagında neler var neler? Sehir de orada, ev bark da
orada. Cenab-ı Hakk'ın "Gel!",, ruhları çagırdıgı yer de orada, dünyada sürgün edildigimiz yer de orada
.• Biz ona yöneldikten, orası bize kıble olduktan sonra yol kısalır, çöl kaybolur her tarafımız yesilliklerle, selvilerle,
baglarla, bahçelerle dolar.
• Yolumuzu kesmek isteyen dag bile saygı ile egilir, yerlere serilir, bize yol verir. "Ey hakîkat madenine, ask
diyarına dogru yol alanlar, merhaba! Hos geldiniz!" der.
• Yolumuzun kılavuzu, öncüsü o olunca, yol üstündeki taslar, ayaklanmız incinmesin diye ipek gibi yumusak bir
hale gelir.
• Bedenin hakîkat yolunda topal olusundan, gönlün de hızlı gidisindendir ki, Allah sırrı bedenden zuhür etmez de,
onun vefası, mürüvveti hep gönülden belirir.
• 0 beden nerededir ki, can ile aynı renge bulanmıstır? Can padisahına su kesilmistir, toprak olmustur, balçık
olmustur da cana gönlünde yer vermistir.
• Canlar bile böyle bir bedeni görünce sasırıp kalırlar da; "Su kara topraga bak!" derler. "Bizi bile geçti. Padisah
oldu, veli kesildi ve herkes kendine uydu.
• Bız bu balçıktan yaratılmıs varlıktan bunu hiç ummuyorduk, kusurlarını görüp onu çekistirip duruyorduk. Ey onda
bunda kusur arayan kisi. Hiçbir insanı hor görme, hangi millette, hangi dinde olursa olsun, insanda, onun bir emaneti
vardır. însan onun aynasıdır.
• Susuz topraklar, bizim yüzümüzden yesersin. Çimenler bizim yüzümüzden bitsin biz su gibi gülün içinde,
reyhanın içinde gizlenerek yola düstük, akıp gidiyoruz.
• Toprak elsiz ayaksızdır Çok ıstırap çekmistir. Ayak altında çignenmektedir bütün bunlara karsılık hiç sikayet
etmez; susar oturur. Susuzluktan cigeri kavruldugu içindir ki, çaylar, dereler, ırmaklar ona acırlar da, hıç durmadan
kosa kosa akar giderler.
•Bostanlar bıtkileri, çiçekleri bagırlarına basmıslardır. Onlara dadılık etmedeleronlara durmadan su vermedeler,
onların yavrularına, bitki çocuklarına sefkatle bakmadalar.
• Iste bizi bu çekisler "can sehrinden" çekti, aldı, yüz binlerce menziller konaklara ugratarak bu alem-i fenaya, yani
dünyaya getirdi.
• Biz bu dünyada yasamaya basladıgımızdan beri yine can sehrinden gizli açık elçiler gelmede; "Gel, yakınlarına
dön, yakınlarına ulas!" diye bizi çagırmakta.
• "Bu fanî dünyada yeni dostlar edindiniz, bizi bıraktmız, bizi unuttunuz. Bu dünya nimetleri ile oyalanıyorsunuz.
Belki de durumunuzdan memnunsunuz Ama, biz sizsiz edemiyoruz. Halimiz hos degil." diye elçiler can sehrinden böyle
haberler getirmedeler.
• Ey hoca! Senin bu dünyadaki mahzunlugun, kederin, sebebini bir türlü bulamadıgın iç sıkıntıların, senden evvel
giden, seni özleyen dostlarının akrabalarının ah edislerindendir. Hiç düsünmüyor musun? Bu dünyada kirme candan
baglandınsa, kimi dost edindinse seni bırakıp gitti.
• Üzülme, sus; sikayet de etme! Onların himmetleri, sevgileri seninledir, Senin belalardan, felaketlerden kurtulman
da onların himmetlerinden, onların tesirlerindendir

 
Üst