Hamdım!..yandım!..piştim!..diyebilmekse gaye...

Turab3

Well-known member
Ey altın zerresi; neşe ile oyna! Oyna; çünkü sen, manevî altın madeninin aslının aslındansın! Her neyi arıyorsan; titreyerek, oynayarak her neyin peşinde koşuyorsan, bil ki sen, onun aynısın, tıpkısısın
Güneş, bütün ihtişamıyla yüzünü gösteriyor ve zerreden oynamasını istiyor. Ey zerre; sana da, eteklerini toplayarak onun ışığında aşkla şevkle oynamak yaraşır!
Ey zerre; sen, bir gün bir güneşi kucaklarsın! Hem nasıl biliyor musun? Kanadını onun kanadının üzerine koyarak. Bu nükteyi anlarsın ya
("Bir küp denize gizli bir yol bulup da onun suyu ile dolunca, artık o deniz sayılır!" diye buyurmuştu. Bir damla denize düşünce ne olur? "Bir su damlasının kalbini yararsan, orada bir deniz bulursun!' )
Güneş, zerrenin önüne bir şarap getirir de; "Ey zerre; bunu iç!" der! Zerre o şarabı içince, bir can güneşinde mahvolur gider!
Aslında zerre, şarabı içmekle, "Len-teranî" (Beni göremezsin) ihtarından doğan tecelli ile bir güneş olur; daha doğrusu, güneşte yok olur
(A'raf Suresi'nin şu mealdeki 143. ayet "Musa; 'Rabbim; bana kendini göster, Sana bakayım!' dedi. Rabbi buyurdu ki: 'Sen, Ben'i göremezsin; fakat dağa bak! Eğer o yerinde durursa, sen de Beni göreceksin!' Rabbi dağa tecelli edince, onu paramparça etti. Musa da )
• Allahım! Bizler, birer ham meyveleriz; Sen'in güneşinin nuru içinde oynar dururuz! Çünkü Sen, bizi sevgi ateşi içinde pişirirsin!
 
Üst