NuruAhsen
Sonsuz Temâþâ
Hastaligin hikmetleri
Ey hastaliktan sekva eden biçare adam! Hastalik bazilara ehemmiyetli bir definedir, gayet kiymetdar bir hediye-i Ilahiyedir. Her hasta, kendi hastaligini o neviden tasavvur edebilir. Madem ecel vakti muayyen degil; Cenab-i Hak, insani yeis-i mutlak ve gaflet-i mutlaktan kurtarmak için, havf u reca ortasinda ve hem dünya ve hem ahireti muhafaza etmek noktasinda tutmak için, hikmetiyle eceli gizlemis. Madem her vakit ecel gelebilir; eger insani gaflet içinde yakalasa, ebedi hayatina çok zarar verebilir. Hastalik gafleti dagitir, ahireti düsündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazirlanir. Bazi öyle bir kazanci olur ki; yirmi senede kazanamadigi bir mertebeyi yirmi günde kazaniyor. Ezcümle, arkadaslarimizdan -Allah rahmet etsin- iki genç vardi. Biri Ilama'li Sabri, digeri Islamköy'lü Vezirzade Mustafa. Bu iki zat, talebelerim içinde kalemsiz olduklari halde, samimiyette ve iman hizmetinde en ileri safta olduklarini hayretle görüyordum. Hikmetini bilmedim.
Vefatlarindan sonra anladim ki; her ikisinde de ehemmiyetli bir hastalik vardi. O hastalik irsadiyla, sair gafil ve feraizi terkeden gençlere bedel, en mühim bir takva ve en kiymetdar bir hizmette ve ahirete nafi' bir vaziyette bulundular. Insaallah iki senelik hastalik zahmeti, milyonlar sene hayat-i ebediyenin saadetine medar oldu. Ben onlarin sihhati için bazi ettigim duayi, simdi anliyorum dünya itibariyle beddua olmus. Insaallah o duam, sihhat-i uhreviye için kabul olunmustur.
Iste bu iki zat, benim itikadimca, on senelik bir takva ile elde edilecek bir kazanç kadar bir kar buldular. Eger ikisi, bir kisim gençler gibi sihhat ve gençligine güvenip, gaflet ve sefahete atilsaydilar; ölüm de onlari tarassud edip tam günahlarinin pislikleri içinde yakalasaydi; o nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve yilanlar yuvasi yapacaklardi.
Ey hastaliktan sekva eden biçare adam! Hastalik bazilara ehemmiyetli bir definedir, gayet kiymetdar bir hediye-i Ilahiyedir. Her hasta, kendi hastaligini o neviden tasavvur edebilir. Madem ecel vakti muayyen degil; Cenab-i Hak, insani yeis-i mutlak ve gaflet-i mutlaktan kurtarmak için, havf u reca ortasinda ve hem dünya ve hem ahireti muhafaza etmek noktasinda tutmak için, hikmetiyle eceli gizlemis. Madem her vakit ecel gelebilir; eger insani gaflet içinde yakalasa, ebedi hayatina çok zarar verebilir. Hastalik gafleti dagitir, ahireti düsündürür, ölümü tahattur ettirir, öylece hazirlanir. Bazi öyle bir kazanci olur ki; yirmi senede kazanamadigi bir mertebeyi yirmi günde kazaniyor. Ezcümle, arkadaslarimizdan -Allah rahmet etsin- iki genç vardi. Biri Ilama'li Sabri, digeri Islamköy'lü Vezirzade Mustafa. Bu iki zat, talebelerim içinde kalemsiz olduklari halde, samimiyette ve iman hizmetinde en ileri safta olduklarini hayretle görüyordum. Hikmetini bilmedim.
Vefatlarindan sonra anladim ki; her ikisinde de ehemmiyetli bir hastalik vardi. O hastalik irsadiyla, sair gafil ve feraizi terkeden gençlere bedel, en mühim bir takva ve en kiymetdar bir hizmette ve ahirete nafi' bir vaziyette bulundular. Insaallah iki senelik hastalik zahmeti, milyonlar sene hayat-i ebediyenin saadetine medar oldu. Ben onlarin sihhati için bazi ettigim duayi, simdi anliyorum dünya itibariyle beddua olmus. Insaallah o duam, sihhat-i uhreviye için kabul olunmustur.
Iste bu iki zat, benim itikadimca, on senelik bir takva ile elde edilecek bir kazanç kadar bir kar buldular. Eger ikisi, bir kisim gençler gibi sihhat ve gençligine güvenip, gaflet ve sefahete atilsaydilar; ölüm de onlari tarassud edip tam günahlarinin pislikleri içinde yakalasaydi; o nurlar definesi yerine, kabirlerini akrepler ve yilanlar yuvasi yapacaklardi.