Hep hikmetli konuşan Lokman Hekim’in derisi siyah, dudakları da kalınmış. Değerli sözlerini duyarak hayranı olan biri düşmüş yollara bu hikmetli sözleri söyleyeni bulmaya. Bulmuş da ama bir de bakmış ki hayalinde büyüttüğü Lokman, siyah yüzlü, kalın dudaklı biri. Şaşkınlıkla yüzüne bakarken Lokman Hekim, adamın içinden geçenleri sezmiş olacak ki, sormuş:
– Dostum, neden öyle şaşkın bakıyorsun? Boyayı mı beğenemedin, yoksa boyacıyı mı?
***
Sonra da ilave etmiş.
– Bak, demiş, benim ne yüzümün siyahlığında, ne de dudaklarımın kalınlığında bir tesirim vardır. Onları Yaratan öyle yaratmış, öylesini uygun görmüş. Benim tercihim değil...
İnsanlar yüz güzelliği, yahut da çirkinliğiyle kendilerine bir pay da çıkarırlar. Ama ne bize güzel gelende bir etkisi vardır insanın, ne de çirkinlikte. Her ikisini de yaratan ve layık gören Allâh-ü azimüşşandır. İnsan ancak kendi iradesiyle kazandığından sorumludur.